NİL KARAİBRAHİMGİL

...

ÖZEL YAPIM BİR KOLAJ

Nil Karaibrahimgil, Paris Match’in "İstanbul gerçek bir Avrupalı" başlıklı yazısında Türkiye’nin modern yüzlerinden biri arasında sıralanan isimlerden biriydi. Gerçekten Karaibrahimgil, şarkı sözlerinde kadınların ruhlarına tercüman olan bir sanatçı. Şarkıları, içten kelimelerle örülü bir tül gibi sarıyor kadınları...

TANRI OLSAYDIM: TOLERANSIN SESİNİ AÇARDIM

Toleransın sesini açardım. Toleransın olmadığı iklim beni kızdırır. Haksızlık. Tuhaf bir adalet duygum var. Terazi burcuyum diye mi acaba? İçinde özgürlükler ve tolerans olan her türlü yönetimde yaşarım. Siyasette duygu yok. Duygunun olmadığı şeyler beni sıkıyor.

EĞLENCELİYİM: KENDİMİ KESEKÂĞIDINDA TAŞIRIM

Kendimle dalga geçerim. Hatta o kadar geçerim ki, kendimi kesekâğıdında taşıyorum. Geçenlerde birine Alaçatı’da, "O kız Türkiye’yi değiştirdi" demişler. "Böyle düşüncelerden haberim yok. Keşke azıcık tatsam o şekerli egolardan" dedim ama yok. Kör noktama denk geliyor. İyidir iyidir. O şişik dikenli balığa benzemekten iyidir. Sen bunu sormamıştın ama di mi?

NEŞET ERTAŞ: BİLİYORDUM AMA DİNLEMEM

Neset Ertaş’ın kim olduğunu biliyorum ama söylediği türküleri bilmiyorum dedim. Hakikat buydu. Sanat müziği ve türkü pek dinlemem, niye yalan söyleyeyim?

GÜLDÜKLERİM: KENDİ ESPRİLERİM

Saçma şeylere gülüyorum. En çok da kendi esprilerime. Hayattan bu konuda beklediğim tepkiyi henüz alamıyorum. Mesela, volverin filmine başrol oyuncusu başvururken ne demiş? Rol verin! Bu benim esprim ve bence çok komik. Anlatabiliyor muyum?

HAYALİM: DAHA GÜZEL ŞARKILAR YAZMAK

Beni mutlu eden, hayalimi gerçek yapmaktı. Taraktan gerçek bir mikrofona geçmiş olmaktı. Şimdi de en güzel, daha güzel pop şarkıları yazmak istiyorum.

ROL MODELİM: BEĞENDİKLERİMDEN KOLAJ YAPTIM

Bir rol modelim yok. Babam dünyada gördüğüm en orijinal söz yazarı. Farklı taraflarını beğendiğim insanlar var, kafamda kolaj yapıyorum onları. Rol modeline en yakın şey o aklıma gelen. Müzisyen olmayan da çok. Bizim evde, eline gitar alıp beste yapmak doğal bir şeydi. Bisiklete binmek gibi. İçine doğdum, dışına taştım.

OKUDUM: ÜNİVERSİTEMİN MANZARASI GÜZELDİ

Türkiye’deki çoğu genç insan gibi, "fiks menü" tabir edilen havalı bir liste vardı halihazırda. Başı çeken Boğaziçi işletme, ekonomi, uluslararası ilişkilerdi. Hâlâ öyle bir şey var mı bilmiyorum. Boğaziçi’nde okuduğuma memnunum. Siyaset Bilimi ve Uluslararası ilişkiler bölümünü okudum. Siyaset kısmını unutsam da, bana kattığı şey çok. Hatta konservatuar okumaktan daha bile iyi olmuş olabilir. Felsefi kamera açıları, İngilizce okuma alışkanlığı, tatlı bir özgüven ve güzel bir manzara. Bir okuldan daha fazla ne beklenebilir?

HAYAT TANIMIM: MİSAFİRLİK

Hayat, Erkan Oğur’un dediği gibi ’Bir ömürlük misafirlik’tir.

ESİN KAYNAĞIM: AĞAÇLAR BİLE DUYGU DOLU

Her şeyden nem kapıyorum. Her yer hikâye dolu. Laf dolu. Duygu dolu geliyor bana. Ağaç bile. Bu aralar ağaçların gizli hayatıyla ilgili bir kitap okuyorum. "Ağaç olmak zordur" diye başlıyor kitap. Buyur. Her şey önünde zaten.

SOYADIM: KARA BİR İBRAHİM

Ailemin kökenini merak etmedim. Ama kara bir İbrahim düşünüyorum, aynada gördüğümle pek bağdaşmıyo... Yine de akılda kalıcı ve kafiyeli. Akılda kalıcı kafiyeli şeyleri seviyorum.

SEVDİĞİM HAYVANLAR: TİPİNE GÖRE DEĞİŞİR

Tipine huyuna göre değişiyor. Geçenlerde bir arkadaşım, "Sen niye bu köpeği sevmiyorsun? Hayvan sevmiyor musun?" dedi. Ben de "Bu’ köpeği sevmiyorum" dedim. O her insani seviyor mu? Mesela ona da, birini sevmediği için insanları sevmiyor deniyor mu? Tam tersi, bir hayvan bir insanı sevmediğinde, bir hakikat hissetmiş oluyor ve bu krediyi alıyor. Ben niye almıyorum?

REKLAM DÜNYASI: BENDEN ESİNTİLER VAR

- Bugünkü müziğinizde reklam dünyasından hâlâ esintiler var mı? - Reklam dünyasında benim müziğimden esintiler var desem fazla mı ukalalık yapmış olurum? Olsun, yapayım.

- Şarkılarınızın tutmasında sözlerinin kadınların ruh halini yansıtmasının etkisi olabilir mi? - Şarkıların neden tutulduğunu analiz etme işini başkaları yapsın. Ben yaparsam samimiyetim ve cesaretim gider. İhtiyacım yok buna.

- Türk popunda sizin öncülünüz olan, kendinize benzettiğiniz bir isim var mı? - Yok. Güzel bişey. Bakınız şişik dikenli balık... Hahahahaha

- Piyasaya çıktıktan sonra şarkılarınız size yabancılaşır mı? - Yabancılaşmaz da, uzaklaşır. 18 yaşında bavulunu alıp giden çocuk gibi. Ara sıra telefonlaşırsın konserlerde.

KEŞKEM: ÖLÜ BİR KELİME

- Yaşamınızın yol ayrımı hangi noktadaydı? - Yola çıkışım aileden gelen müzik geniyle, u dönüşüm Özgür Kızla.

- 22 yaşındayken başladığınız metin yazarlığı size neler kattı? - Çok kısa süre metin yazarlığı yaptım. O kadar kısa ki, yaptım sayılmaz. Bir şeyi kısa ve sıkmadan anlatmayı tecrübe ettim.

- “Özgür Kız” rolünüz gerçek hayattaki kimliğinize ne kadar uyuşuyordu? - İçimdeki kadınlardan biriydi. Bir reklamla renkleneceğini kim bilebilirdi?

- Geriye dönmek mümkün olsaydı, yaşamınızda hangi noktaya geri dönmek isterdiniz? - Henüz öyle bir yerde takılmadım. Hani bilgisayar oyunlarındaki şu chaptera geri dönüp, atlamayı tekrar deniyeyim gibi.

- Astroloji ile ne kadar ilgilisiniz? Fal baktırır mısınız? - Fal baktırmam. Ama astrolog bir arkadaşım var. Arada bir şeyler soruyorum. Aklıma yatmış bir konu diyelim.

- Karnınızda çok keşke biriktirdiniz mi? En büyük keşkeniz hangisi? - Keşke ölü bir kelime.

- Alışkanlıklarınız ya da takıntılarınız var mıdır? - Pek yok. Sıvıya, gaza daha yakınım.

- Herkes sizi sevsin ister misiniz? - Herkes beni sevsin isterdim ama bunun ütopik bir düşünce olduğunu büyüdükçe anladım. Kimseyi herkes sevmiyor. İçimi rahatlatan bu oldu.

- Yeniden dünyaya gelebilseydiniz, Türkiye’de bir erkek olarak yaşamak ister miydiniz? - Hayır. O sevmediğim tiplere denk gelirim falan. Loto bu iş, kalsın.

- Çocuk yapmak için "Eyvah yaşım geçiyor" çağını mı bekliyorsunuz? - Hayır, yaşasın anne oluyorum gününü bekliyorum.

HAYATIMIN EN’LERİ

- En büyük korkunuz? - Sevdiğim birinin ölmesi

- En çok neye dokunmaktan hoşlanırsınız? - Sevgilime, anneme babama kardeşime, minik kuzenim Peri’ye

- En nefret ettiğiniz davranış nedir? - Şiddet içeren her davranış

- En sevdiğiniz tatil kenti? - Denizin üstü

- En sevdiğiniz yemek? - Makarna

- En sevdiğiniz tarihi kişilik? - İlk insan

- En sevdiğiniz film? - Spirited away (Ruhların kaçışı/çizgi film)

- En sevdiğiniz ses? - Gürültüsüzlük

- En iyi dostunuz? - Kitap! Hahahahaha çocukken zorla dedirtirler ya...

- En sevdiğiniz koku? - Kurabiye kokusu

FARUK BİLDİRİCİ / HÜRRİYET PAZAR / 28 HAZİRAN 2009

© 2019 Faruk Bildirici - Medya Ombudsmanı. Tüm Hakları Saklıdır.