MEDYA GÜNLÜĞÜ SÖYLEŞİ

...

SÖYLEŞİ:

OKUR TEMSİLCİLİĞİ GAZETECİLİĞİ YENİDEN ÖĞRENMEMİ SAĞLADI

Cenk Başlamış- Sizce Hürriyet’te okur temsilciliği  artık kurumsallaştı mı? Böyle bir temsilcilik oluşturulması okurlara, gazetecilere ve gazeteye ne kazandırdı?

Faruk Bildirici- Okur Temsilciliği Hürriyet’te önce “Hürriyet’e mektuplar” olarak başlamış. Sonra 26 Ağustos 2002’den itibaren Doğan Satmış tarafından üstlenilmiş. Satmış’ın ayrılmasından sonra da bir süre Temuçin Tüzecan tarafından yürütülmüştü.  Nisan 2010’dan beri de ben yürütüyorum. Artık kurumsallaştığını söyleyebiliriz. Okurlar ile Hürriyet arasında bir köprü görevi görüyorum. Onların eleştiri, öneri ve şikâyetlerinin, dolayısıyla görüşlerinin gazeteye yansımasını sağlıyorum. Bu ilişki biçimi öncelikle bana kazandırdı. Çünkü 30 yılı aşan gazetecilik hayatımda mesleğimi yeniden öğrenmemi sağladı. Okurların denetim gücünün ve sahiplenme duygusunu bu kadar yakından hissetmek hem bana, hem de gazete yönetimine hem sorumluluk yüklüyor, hem de zorlayıcı, teşvik edici bir mekanizmaya dönüşüyor. Bu nedenle okurlardan gelen görüşler, Hürriyet ve tabii gazetecilik açısından da artı değer sağlıyor. Ne de olsa Hürriyet gibi 65 yıllık bir gazetenin deneyimli okurları var karşımızda…

-Size okurlardan gelen eleştiri ya da şikâyetler bildiğimiz kadarıyla en çok haberlerle, yani gazetenin içeriğiyle ilgili. Okurlar somut olarak neyi eleştiriyor? En çok spor haberlerinin eleştirilmesini neye bağlamak gerekiyor?

Okurlardan gelen eleştiriler, gazetenin promosyonlarından, dağıtım sorunlarına, ilanlara, yazım hatalarına, teknik sorunlara  ve tabii içeriğine kadar uzanıyor. Elbette eleştirilerin ağırlık noktasını gazetenin içeriği oluşturuyor. İçerikte de en fazla spor haberleri  eleştiriliyor. Onları siyaset, dış haberler, yargı-güvenlik, magazin, ekonomi haberleri izliyor. Bu eleştiriler, haberdeki maddi hatalara ilişkin de olabiliyor; başlığı ya da yazımı ile ilgili oluyor. Okurlar başlıkla haberin uyumlu olmasını, haberin unsurlarının tam olmasını, yazım hatası olmamasını ve asıl olarak da bilginin yansız bir dille aktarılmış olmasını istiyorlar. Spor haberleri derken aslında kastettiğim futbol haberleri. Futbol dışındaki spor dalları hakkındaki haberlere yönelik eleştiriler genellikle o konudaki haberlerin gazetede kendine yer bulamaması konusunda oluyor. Asıl sorun futbol haberleri. Maalesef bu konuda hem hedef kitlede, hem de futbol haberciliğinin yapılış tarzında ciddi sorunlar var. Futbol haberleri okurları, taraftar. Diğer alanlarda okurlar bağımsız, tarafsız haber isterken, futbol okurları kendi takımlarıyla ilgili taraf olan haberler istiyorlar çoğunlukla.  Futbol haberciliği de 1990’lara kadar tarafsızlık anlayışıyla yürütülürken, 1990’lardan sonra “taraftar yazarlık” aşamasına geldi.  Son yıllarda da bu “taraf yazarlığı” da aşarak “tarafgir futbol yazarlığı” noktasına ulaştı. Artık bir takımı izleyen futbol yazarı o takımı bırakın eleştirmeyi, tarafsız gözle yazmayı, yaşananlara o takımın yöneticisi ya da taraftarının baktığı gözlükle bakıyor.  Tarafgir yazarlık doğal olarak taraftar okurların tepkilerinin  artmasına ve tepkilerin de sertleşmesine neden oluyor.

-İnternet çağında yaşıyoruz, gazetelerde çıkan haberlerin çoğu zaten 12-18 saat önceden kamuoyu tarafından biliniyor. Bu durumda sizce gazeteler ne yapmalı?