YANLIŞ, YALAN, GAF

...

Hürriyet internette yayımlanan “Muharrem İnce’ye peş peşe yalanlamalar” başlıklı haber, okurların tepkisini çekti. Sosyal medyadaki tepkilerin yanı sıra bana da okurlarımızdan çok sayıda e-posta geldi. Tümünü sıralayamayacağım için örnek olarak Serdar Bir adlı okurun eleştirisini aktarmakla yetineceğim:

“Haberinizde ‘İnce, ‘...Milli Savunma Üniversitesi kurdular, rektör atadılar o da FETÖ’cü çıktı’ dedi. İnce’nin bu iddiasının ‘yalan’ olduğu kısa bir süre içinde anlaşıldı.’ yazılmış. Daha adil bir gazetecilik lisanıyla, yani yanlış kelimesiyle haber yapılmalıydı. Yalan biraz sert, suçlayıcı ve hedef gösterici olmuş.”

Okur çok haklı. Hürriyet internette ve birçok sitede yayımlanan bu haber hatalıydı. “Yalan” ve “yanlış” karıştırılmıştı. Yalan, “aldatmak amacıyla bilerek ve gerçeğe aykırı söylenen söz”dür. Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, NTV’deki programda “rektör FETÖ’cü çıktı” demiş, rektör Prof. Dr. Erhan Afyoncu’nun itirazı üzerine sözlerini “dekan” diye düzeltmiş, en sonunda “FETÖ’cü çıkan” kişinin bu üniversitenin Teşkilat Şube Müdürü kıdemli albay Kadir Atakan olduğu ve tutuklandığı anlaşılmıştı.

Evet İnce hatalı, tutuklanan kişinin görevini yanlış söylüyor. Ama İnce’nin bu yanlışı bilerek yaptığını neye dayanarak yazıyoruz? Haberde bu konuda en ufak bir bilgi yok. Demek ki “yalan” söylediğine karar veren haberi yazan gazeteci.

Oysa bir gazetecinin ne İnce ne de başka herhangi bir kişi hakkında böyle bir karar verme, hüküm biçme hakkı olamaz. Gazeteci, haberini nesnel dille yazar. Bütün verileri sunar, gerisine okur karar verir. Bu haberin nasıl yazılacağı konusunda doğru örnek de yine Hürriyet’te yayımlandı. Ertesi gün yani 11 Haziran’da basılı gazetede yayımlanan haberin başlığı “Unvanları karıştırınca Afyoncu yayını aradı” başlığını taşıyordu. Haberde de İnce’nin “unvanları karıştırdığı” belirtiliyor, programda olup bitenler yorumsuz ve hükümsüz biçimde aktarılıyordu.

Bazı okurların “Bu haber yazılmamalıydı” itirazı ise yersiz. İnce’nin hatası haber değeri taşıyordu. Elbette sadece İnce’nin değil tüm siyasilerin yanlışları, gafları, yalanları ve dil sürçmeleri haberdir. Cumhurbaşkanı adayları Tayyip Erdoğan, Meral Akşener, Selahattin Demirtaş, Temel Karamollaoğlu ve Doğu Perinçek’in bu tür yanlışları da haber olmalıdır.

Ölenin dördü de insan

Suruç’ta dört kişinin öldüğü olay, Hürriyet internet ve medyanın büyük bölümünde “seçim çalışması yapan AKP’li gruba saldırı” olarak yazıldı, hâlâ da öyle yazılıyor. Ancak Ş.Urfa Valiliği açıklamasında “esnaf ziyareti sonrasında iki grup arasında çıkan tartışmanın kavgaya dönüşmesi neticesinde çıkan olay” tanımı kullanıldı.

Valilik açıklamasını, tanık anlatımları da doğruluyor. Buna rağmen “saldırı” diye sunmak gerçekleri çarpıtmak ve yeni çatışmaları körüklemek olur. Bu ülkenin serinkanlı, yatıştırıcı ve barış diliyle yazılmış haberlere ihtiyacı var.

Öldürülenlerin biri AKP’li, diğer üçü HDP’li. Dördü de insan, dördü de bu ülkenin vatandaşı. Haberleri sadece AKP’li bir kişi yaşamını yitirmiş gibi kurgulamamalı, dört insanın acısını eşit yansıtmalıyız. Bazı siyasi açıklamalara dayanarak tek taraflı haber yazmak yerine “kavganın” nasıl çıktığını, orada neler yaşandığını ve özellikle de Türk Tabipleri Birliği’nin, “iki kişinin hastanede öldürüldüğü” iddiasını araştırarak nesnel verileri okura sunmalıyız. Doğrusu bu. Hele de seçimler öncesinde…   

Paça çorbasındaki hata

“Türk bilim insanları araştırdı: Paçayı bırak Morina’ya bak” haberine Prof.Dr.A.Rasim Küçükusta’dan eleştiri geldi: “Haberde şu cümle yer alıyor: ‘..Türk bilim insanlarının tıp literatürüne giren çalışması sonucu halk arasında yüzlerce yıldır yaygın olan ‘kemiğe iyi gelir’ bilgisinin yanlış olduğunu ortaya koydu..’

Oysa habere mevzu olan araştırmanın paça çorbası ile ilgisi yok. Bir başka mesele de bir besin desteğinin reklamının yapılmasıdır.”Küçükusta, araştırmada “paça çorbası”nın adının geçmediği konusunda haklı. Haberde iki araştırmadan söz ediliyor; biri ABD’de yapılmış, diğeri Türkiye’de. Her iki araştırmada da “kolajen peptit maddesinin yararı” saptanmış, bu madde de Morina balığının derisinde bulunuyor.

Haberdeki, paça çorbasındaki kolajenin aynı yararı sağlamadığı bilgisi ise iki Türk bilim insanının demeçlerine dayandırılmış.Haberin spotunda yer alan “Türk bilim insanlarının yaptığı araştırmaya göre paça çorbasının kemiğe faydası yokmuş” ve benzer cümleler yanlış. Zaten bu cümleler gazetede eklenmiş.

Kısacası editoryal bir hata söz konusu. Zira DHA’dan Buse Özel ve Nilüfer Demir’in yazdığı haberin orijinalinde bu cümleler yer almıyor. Haber “Türk bilim insanlarının çalışması tıp literatürüne girdi, uzmanlar paça çorbası yerine morina balığı önerdi” başlığını taşıyor. Küçükusta’nın, “reklam yapıldığı” eleştirisine ise katılmıyorum. Haberde marka adı verilmiyor ve bu besin desteğini içeren birçok ürün var piyasada…

Faruk BİLDİRİCİ / 18 Haziran 2018

Okurdan kısa kısa

Aylin Oral: Başsağlığı ilanında vefat eden babamın soyadı yanlış yazılmıştır. Doğrusu Beşir Aydeniz olacaktır. “Akdeniz” değil. (10 Haziran)   

Sedat Özalp/Serkan Solkaya: “Bakın artık ne yapacak Aziz Yıldırım” diye bir haber. Tam yedi defa tıklamamız gerekiyor. Sonunda yeni işinin gezmek olduğu yazılmış. Ayıp. Hürriyet internet, nasıl böyle haber yapar? (11 Haziran)

Avni Aksaycık: “Şifreli bulmaca”da “akademi” yerine “akedemi” yazılmış. İki cümlede de düşüklük var.(9 Haziran)

Sercan Ulusoy: Abdüllatif Şener'in seçim bürosunun basılması, Konya'ya özgü yerel bir haber değildir.  İnternette bir sürü magazin haberi varken, bu saldırının zor ulaşılan bir sayfada olması bana mantıkla gelmiyor. (13 Haziran)

Haftanın engellenenleri:

Sulh Ceza Hakimlikleri’nin bu hafta erişiminin engellenmesine karar verdiği hurriyet.com.tr haberleri şöyle sıralanıyor: ­

*   Büyükçekmece 2. Sulh Ceza Hakimliği, yazar Uğur Koşar ile ilgili “Rekortmene fotoşok”, “250 bin lira tazminat dedi ötesini bıraktı”, “Annem dedi ötesini bıraktı” haberlerine erişim engeli kararı aldı.

*  İzmir 5. Sulh Ceza Hakimliği, “Sevgilisini yanlışlıkla üzerine düşüp öldürmüş” haberine erişimi yasakladı.

*  Ankara 3. Sulh Ceza Hakimliği, 30 Mayıs 2000’de yayımlanan “Genç patron kıskanınca” haberiyle ilgili erişimin engellenmesi istemini reddetmişti. 4. Sulh Ceza Hakimliği, bu kararı kaldırarak habere erişimi engelledi.

* Samsun 3. Sulh Ceza Hakimliği, bir cinayete ilişkin “Sırada 9 yıldır kayıp olan eşi var” başlığıyla iki yıl önce yayımlanan bir habere erişimi “güncelliğini yitirdiği” gerekçesiyle yasakladı.

* Çorum Sulh Ceza Hakimliği,  Dr.Ümran Muslu ile ilgili 2006 tarihli “Bıçak parası aldığı iddia edilen doktor tutuklandı” haberine erişimi “güncelliğini kaybettiği” ve “kişisel haklarının ihlal edildiği” gerekçesiyle yasaklandı.

* Bodrum Sulh Ceza Hakimliği, Yapı Endüstrisi Ltd.'nin,Bitez’de yaptığı Sarnıç Evleri'nden daire satın alanların icra şoku yaşadıklarına ilişkin 16 Eylül 2008 tarihli “Bodrum’da villa vurgunu iddiaları büyüyor “ başlıklı habere erişimi engelledi.