"VIP TORPİLLER" HABERİ

...

Siyasilerin artık olağan hale gelen Pazar basın toplantıları içinde en çok ses getireni kuşkusuz 7 Aralık günü CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç’un düzenlediği toplantı oldu. Koç’un, bazı AKP yöneticilerinin yakınlarının "hülle" yoluyla sınav kazanmadan kamu personeli yapıldığı iddialarının yankıları hafta boyunca sürdü.

Pazartesi sabahı bir gazetecinin işaret fişeğiyle birlikte, sosyal medyada Hürriyet’e yönelik bir eleştiri dalgası başladı. Bu dalga mail ve telefonlar halinde de birkaç gün boyunca ulaştı gazeteye ve Okur Temsilciliğine.

Genellikle "Hürriyet, torpil listesini görmedi" deniyordu mesajlarda. Bazı okurlar çok kızmıştı. Aralarında Mehtap Ceyhun, Serdar Ertuğrul ve Ahmet Yılmaz’ın bulunduğu bazı okurlar da özetle şöyle eleştiriyordu Hürriyet’i:

"Gazetenizde ’VIP Torpiller’ ile ilgili haber yapılmamasına çok üzüldük. Bu önemli bir haberdir ve Türkiye’de özellikle eleştirilip yapılanın yanlış olduğu belirtilmeliydi. Yıllardır çizgisine alıştığımız internet siteniz torpil listesi haberlerini ya hemen son sayfalara atıyor ya da küçük bir köşede yayınlıyor."

Bu eleştiri dalgasıyla karşılaşınca, "Acaba yanılıyor muyum?" diye Hürriyet’te okuduklarımdan kuşkulandım. Önce hurriyet.com.tr’nin arşivine baktım. Yanılmamışım, Koç’un basın toplantısı aynı gün "Tek tek açıkladı / CHP’den torpil listesi iddiası" başlığıyla beşinci manşet olarak verilmiş. Hatta haberde basın toplantısının videosu da konulmuş.

Bütün gelişmeler, internette anlık değişikliklerle yayımlanıyor, en geç bir gün sonra o haber eskimiş oluyor. İnternet haberciliğinin gazetelerden farkı bu. Buna rağmen Koç’un iddiaları, 8 Aralık günü öğleye kadar hurriyet.com.tr’nin manşetleri arasında kalmış. Nedeni de "Çok okunan haberler"den biri olması.

Bilindiği gibi haberler, basılı gazetede ertesi gün yer alıyor. Nitekim 8 Aralık Pazartesi günü de Hürriyet’te, Koç’un basın toplantısı haberi, 23. sayfada geniş biçimde yer aldı. "AKP’nin yakınları sınavsız memur" başlıklı haberde, torpille memur oldukları iddia edilen isimler de tek tek sıralanıyordu. Bu konudaki tepkiler, tartışmalar ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın iddiaları kısmen kabullenen sözleri de ilerleyen günlerde haberleştirildi.

Bu durumda Hürriyet’in "torpilli atama haberini görmezden geldiği" eleştirilerinin gerçeği yansıtmadığını ifade etmek durumundayım. "Neden birinci sayfadan, hatta manşetten görülmediği" ise, tamamen Yazı İşleri’nin takdiri. Okur Temsilcisi olarak benim açımdan önemli olan Hürriyet okurunun bu gelişmeler hakkında bilgilendirilmiş olması…

Doğrusu, haksız olduğuna inansam da bu kadar eleştiri gelmesine sevindim. Zira bu eleştiri yağmuru bir kez daha gösterdi ki, okurlar ve medya dünyasının projektörleri her zamanki gibi Hürriyet’in üzerinde. Okurlar, sert şekilde uyaracak kadar sahiplenmeye devam ediyorlar gazetelerini. Daha da önemlisi, okurlarının Hürriyet’e yönelik beklenti düzeyi çok yüksek. Her şeye rağmen bunlar bir gazete için olumlu ama sorumluluk yükleyen göstergeler…