ÜRPERTİCİ BİR FOTOĞRAFTI

...

Haşim Kılıç’ın çektiği fotoğraflar, Hürriyet internet ve CNNTürk’te yayınlandığında saldırının üzerinden henüz dakikalar geçmişti. Türkiye ve dünya önce onun gözüyle gördü saldırıyı. Hürriyet de ilk baskılarda Kılıç’ın fotoğrafını manşet yaptı. Bu fotoğrafta ön planda büyükelçinin cansız bedeni görünüyordu; saldırgan ise elinde silahıyla arkada duruyordu.

Şehir baskılarında bu fotoğraf değiştirildi, yerine Burhan Özbilici’nin çektiği fotoğraf konuldu. Çünkü bu fotoğrafta diğerinin tersine saldırgan ön plandaydı, bir elinde silah, öbür elini havaya kaldırmış bağırıyordu; büyükelçinin bedeni ise arkadaydı ve baş kısmı mizanpajda kapatılmıştı.

Bence de bu fotoğrafın böyle kullanılması yerinde bir karardı. Büyükelçinin cansız bedenini ve yüzünü yakından göstermiyor; tersine saldırganı öne çıkarıyordu. Saldırganın yüzünün açıkça göründüğü bu fotoğraf, ölümü geriye almıştı. Sarsıcı bir şiddet fotoğrafıydı ama okurlar üzerinde travmatik etkide bulunacak kadar kanlı, vahşi ayrıntılarla dolu da değildi. Nitekim Hürriyet’in yanı sıra Habertürk, Akşam, Posta ve Takvim gazeteleri Burhan Özbilici’nin çektiği bu fotoğrafı kullanmışlardı.

Yine de bu fotoğrafın yayınlanmasını eleştiren okurlar oldu. Ufuk Gürkan adlı okurumuz, “Büyükelçinin cenazesinin alenen gösterilmesini, Hürriyete yakıştıramıyorum! Ailesine saygı göstermeliydiniz” eleştirisinde bulundu.

Elbette büyükelçinin ailesine saygı göstermek gerek ama bu fotoğrafın yayınlanmasını tıpkı savcı M.Selim Kiraz’ın rehin alınması olayındaki fotoğrafta olduğu gibi “aileye saygısızlık” olarak nitelendirmek yanlış. Evet üzücü, çok üzücü ama küçük düşürücü bir görüntü yok ortada.

Kaldı ki, dünyada birçok tv ve gazete de Hürriyet ile aynı fotoğrafı kullandı. ABD’de yayınlanan New York Times gazetesi editörleri aralarında tartıştıktan sonra görüş birliği sağlamış bu fotoğraf üzerinde. Gazetenin Standartlar Editörü Phil Corbett, “durumun önemini gösteren güçlü bir fotoğraf” diye tanımladığı bu kareyi tercih etmelerinin nedenini kendi gazetesinde şöyle açıkladı:

“Bana kalırsa bu fotoğraf saldırının şoke edici doğasını, hikâyeyi betimlemekten daha güçlü bir şekilde sergiliyor. İyi giyimli tetikçi, zarif bir ortam. Bunların hepsi haber değeri taşıyor ve fotoğraf ürpertici olsa da, kanlı ya da gereksiz bir şekilde sansasyonel değil.

Kullanmamaya karar verdiğimiz bir sürü fotoğraf oluyor. Ne yazık ki, fotoğraf editörlerimiz hergün üzücü, hatta tüyler ürpertici fotoğraflar görüyorlar, Suriye’deki savaştan ya da katliamdan, terörist patlamalardan. Böyle fotoğraflar üzücü olmakla kalmayıp zamanla okurları hissizleştirebilir.”

Yeri gelmişken açıklayayım, artık batıda bazı gazeteler “Standartlar Editörü” istihdam etmeye başladı. Bu editörler, ombudsmanlardan (Okur Temsilcisi) farklı olarak yayın öncesinde etik denetim ve danışmanlık yapıyor.

O nedenle Phil Corbett’in söyledikleri bir uzman görüşü…