SALDIRGAN KADIN OLUNCA

...

Kadın okurun sesi üzgün geliyordu. “Hürriyet, kadınlar konusunda bu kadar duyarlı bir gazete ama bu duyarlılık üçüncü sayfa haberlerine neden yansımıyor?” diye soruyordu.

Aramasının nedeni, 20 Temmuz’da üçüncü sayfada çıkan iki haberdi. Okurun yakındığı haberlerden birinin başlığı, “Koca, evdeki Elif’leri karıştırdı”, diğerininki ise “Öfkeli kocadan eşine 7 kurşun”du. Adının yazılmasını istemeyen kadın okur, bu haberlerin “erkek yanlısı” olduğu kanısındaydı:

“Bu iki haber alt alta. Birinde kadın erkeği bıçaklamış, diğerinde erkek kurşunlamış. Ama iki haberin diline bakarsanız, son derece erkeksi. Bıçaklayan kadın olunca, ‘Eşini misafir odasında Elif E.ile sevişirken yakalayan Elif A. eline geçirdiği bıçakla saldırdı’ deniyor. Ama kurşunlayan erkek olunca ‘..sözüne sinirlenen koca lokantanın kapısını kilitleyip tabancayla eşine kurşun yağdırdı’ diye yazılıyor. Yani erkek sinirlenip kurşunlayabilir, kadın ise öyle bir gerekçesi olamaz mı?”

Açık söylemek gerekirse, o iki haberi okumuş ama böyle algılamamıştım. Telefonu kapattıktan sonra haberleri dikkatle bir daha okudum. Evet, iki saldırganın eyleminin aktarılması sırasında tamamen farklı bir dil kullanılmıştı! Erkek saldırgan için “sinirlenme” gerekçesine dikkat çekilirken, kadın saldırganda sadece olayın anlatılmasıyla yetinilmişti.

Elbette haberler erkek saldırganın suçunu hafifletme kaygısıyla yazılmamıştır ama toplamdaki erkek algısı haber diline sızınca öyle bir sonuç ortaya çıkmış maalesef…