REFERANDUM REKLAMLARI VE İLETİŞİM ÖZGÜRLÜĞÜ

...

Seçim kampanyalarını aratmayan bir referandum süreci yaşıyoruz. Partiler, bütün güçleriyle kampanya yürüttüler. AKP, “Evet” kampanyası sırasında diğer partilerin kullanmadığı bir araca da başvurdu ve gazetelere tam sayfa reklamlar verdi. CHP ve MHP ise “Hayır” reklamları vermek yerine diğer kampanya araçlarını kullanmayı yeğledi.

Aralarında Ece Ildız, Hüseyin Üstündağ, Işıl Polatoğlu, Aydın Balcı, Didem Sönmezer, Elif Uğur Gökduman ve Vehbi Aydın’ın bulunduğu bazı Hürriyet okurları, sadece AKP reklamlarını gazetesinde görünce rahatsız oldu. Bu okurların görüşünü Vehbi Aydın’ın cümlelerinden özetleyerek aktarayım:

“…birbirinden değerli yazarların yorumlarını okuyup, arka sayfayı çevirince yüzüne sert bir tokat yemiş gibi oluyor insan. Para getiren her yol mübah mıdır? Zaman, Milli Gazete, hatta Sabah gibi gazeteler, CHP’nin hayır ilanını yayınlar mıydı?”

Hürriyet okurunun farkını ortaya koyan bu görüşleri, Reklam Grup Başkanı Ayşe Sözeri ’ye aktardım. Sözeri, “İletişim özgürlüğü hepimize lazım” diyerek yanıtladı bu eleştirileri:

“Hürriyet Gazetesi, yasaların izin verdiği ve gerekli koşulları yerine getiren her reklamı yayımlamakla yükümlüdür. Geçerli bir sebep olmadan Hürriyet’in herhangi bir reklamı yayımlamayı reddetmesi hem kendi yayın ilkelerine hem de ticari iletişim özgürlüğünü güvence altına alan yasalara aykırı olur.  Reklam, kâr amacıyla ticari kurumlar tarafından bir ürün veya hizmeti satmak için yapılabileceği gibi, dernekler, kamu kuruluşları, siyasi partiler gibi oluşumlar tarafından kâr amacı gütmeden de yapılabilir.  Reklam, tüketiciye veya hedef kitlesi bireye iradesi ile seçim yaparak karar verme sürecinde ürün, hizmet veya fikir hakkında bilgi sağladığı için önemlidir ve ticari iletişim özgürlüğüdür.  Hürriyet, ücreti ödenmiş, altında sahibinin imzası bulunan, içeriği yasal olan ve Hürriyet’in yayın ilkeleri ile çelişmeyen her reklamı yayınlar. Aksi davranmak ticari iletişim özgürlüğünü engelleyici bir ayrımcılık olur. Bazı kuruluşlara ait reklamların Hürriyet’te yer alması bazılarının ise yer almaması tamamen reklamı veren kuruluşun inisiyatifidir.

Reklam verenler ticari iletişim yaparken mecra seçimlerini ulaşmak istedikleri kişilerin en çok takip ettikleri yayınlardan seçerler. Örneğin, Hürriyet Gazetesi okurlarının belli bir ürünü satın alma olasılığı yüksekse, bu ürünün sahibi reklamlarının yayınlamak için Hürriyet Gazetesi’ni tercih edecektir. Benzer şekilde, bir firma ürününün Hürriyet okurları tarafından satın alacağını düşünmüyorsa, reklamlarını yayınlatmak için farklı gazete tercih edecektir.

Dolayısıyla Hürriyet’in bazı reklamları yayınladığı bazılarını yayınlamadığı savı doğru değildir. Ayrıca Hürriyet’ten bazı kurumlara ait reklamları kabul etmemesini istemek ahlaki olmadığı gibi yasal da değildir.”

Okur Temsilcisi olarak partilerden gelen propaganda reklamlarının ayrım yapılmadan yayınlanmasını önemsiyorum. AKP’nin, referandum reklamları yayınlanırken, diğer partilerin reklamları gelse ve reddedilseydi eleştiriler haklılık kazanabilirdi. Oysa böyle bir durum yok. “Hayır” kampanyası yürüten CHP ve MHP, referandum için Hürriyet’e reklam vermedi. Sadece CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Ankara’daki mitingine ilişkin reklamı geldi; o reklam cumartesi günü Hürriyet’in Ankara baskılarında çıktı.

Tabii AKP’nin reklamlarının Hürriyet ile birlikte birçok gazetede günlerce yayınlanmasının dengesiz bir fotoğrafın ortaya çıkmasına yol açtığı söylenebilir. Ancak “Hayır” kanadındaki partilerin bugüne kadar reklam vermemesinin ve yoğun biçimde AKP’nin reklamlarının yayınlanmasının siyasi alanda yaratacağı sonuçlar, Hürriyet’in değil, o partilerin değerlendirmesi gereken konular.

Unutmayalım, Hürriyet, politik bir gazete değil. O nedenle de siyasi yönlendirme gibi bir misyonu da olamaz. AKP’nin reklamlarını da reddedemez. Hürriyet, yasalara ve ilkelere uygun olduktan sonra her ”siyasi reklamlar”ı da “ticari reklamlar” gibi yayınlamakla yükümlü. Ayşe Sözeri’nin dediği gibi “siyasi reklamları” da “ticari reklamlar” gibi iletişim özgürlüğü kapsamında görmek gerek…