OTOBÜS FİRMALARINA KORUMA

...

Trafik kazası yapan firmaların adlarının gizlenmesi gerektiği, hatta bunun yasal bir zorunluluk olduğu yolunda bir medya uygulaması var. Tamamen efsane bu.

Böyle bir yasal yükümlülük yok. Hatta tam tersine Karayolları Trafik Kanunun Ek 4.maddesinde “ölümlü trafik kazasına karışan otobüs işleticisinin ünvanının medyada yayınlanmasının ticari itibarın ihlali sayılmayacağı” vurgulanıyor. Emniyet Genel Müdürlüğü de kaza yapan firmaların adlarını web sayfasından teşhir ediyor.

Ayrıca bu firmaların adlarını yazarak, şirketleri ve tüketicileri uyarmak biz gazetecilerin görevi. Kazanın nedenlerini o firmaların yöneticileri ile konuşarak, sorgulayarak yazarsak daha dikkatli olmaları için baskı oluşturmuş oluruz.

Bu konuda 2 Temmuz 2012’de yazdığım yazıda kaza yapan firmaların adlarının verilmesinde yasal ve etik bir engel olmadığına işaret etmiş, kaza haberlerinde de “kamu yararı”nı ön planda tutmamız gerektiğini vurgulamıştım.

Başka gazeteciler ve yazarlar da oldu firmaların isimlerinin yazılması gerektiğine işaret eden. Örneğin Hıncal Uluç, 18 Haziran’da kaleme aldığı “Otobüse torpil” yazısında, gazetecilere “Yaptıkları kazalarla yüzlerce ölüme sebep olan otobüsleri niçin koruyorsunuz, teşhir edeceğinize?” diye soruyordu.

Yine de kaza yapan otobüs firmaların adlarının haberde yer alması konusunda medyada bir görüş birliği oluşmadı. 30 Haziran’da Ankara’da meydana gelen kazayla ilgili haber, Hurriyet.com.tr’de verilirken otobüs firmasının ismi habere yazılmamış, fotoğraflarda silinmişti.

Daha önce de bu konuda eleştirisini ileten İlhami Akkum adlı okur dikkatimi çekti habere. “Ankara’da otobüs kazası, haberinin 5N1K’sı neden yoktur? Düşen Malezya uçağının pilotunun her şeyini yazıyorsunuz da devrilen otobüsün bağlı bulunduğu şirketin ismini neden buzluyorsunuz?” diyordu. Sonra Hıncal Uluç da yazdı bu kaza haberlerini.

O trafik kazası ertesi gün basılı Hürriyet’in üçüncü sayfasında verilmişti. Haberde yine firmanın adı yoktu ama fotoğrafta otobüsün Varan firmasına ait olduğu görünüyordu. Aynı şekilde Hürriyet Ankara’daki fotoğrafta da firmanın adı açıktı.

Diğer gazeteleri de taradım. Sabah, Milliyet ve Habertürk’ün Ankara eklerinde ve Bugün gazetesinde firma adı yazılmamış ama fotoğrafta da silinmemişti. Akşam, Zaman, Yurt ve Habertürk gazetesindeki fotoğraflarda ise görünmüyordu. Hatta Anadolu Ajansı ve İHA’nın fotoğraflarında da firma görünmez kılınmış; böylece firmanın adı medya kuruluşlarının editoryal kadrolarından bile gizlenmişti.

Artık fotoğraflardaki isimleri buzlamaktan tümüyle vazgeçmeli, daha ileri gidip haberlerde de firma isimlerini yazmalıyız. İşadamlarının ve şirketlerinin başarılarını yazmakta ne kadar cömert davranıyorsak, başarısızlıklarını ve yanlışlarını duyurmakta da en az o kadar ödünsüz tavır alabilmeliyiz.