NİHAT ÖZDEMİR

...

GÖNLÜ FB’DE RUHU ÜNİVERSİTEDE AMA O İŞADAMI

Nihat Özdemir, Sabiha Gökçen Havaalanı Dış Hatlar Terminali ihalesinde 2 Milyar euro rekor fiyat vermesi ve Mey içkiyi çok karlı bir rakamla Amerikalılara satmasıyla dikkat çeken bir işadamı. Sahibi olduğu Limak Holding, inşaattan, turizme, enerji ve gıda sektörüne kadar birçok alanda faaliyet gösteriyor. Fenerbahçe 2.Başkanı olarak, spor dünyasının da yakından tanıdığı bir isim...

İHALE: KÖRFEZ GEÇİŞİNİ ALAMADIK ÇOK MEMNUNUM

Körfez geçiş ihalesini alamadık. Valla çok memnunum. O gece çok rahat uyudum. Bu projeyi almak için çok çalıştık. Helikopterlerle bütün güzergâhı defalarca gezip proje yaptırdık. Bizim fiyattan alsak çok sevinirdik. Arkadaşlar çok düşük bir fiyata aldılar. Bizden 12 milyar dolar daha aşağıda fiyat verdiler. Riskli bir proje. Allah bu işi alanlara yardım etsin. Başarılı olmalarını canı yürekten istiyorum. İstanbul’dan İzmir’e 4-4,5 saatte gidebileceğiz.

HAYATIMIN YOL AYRIMI: GÖZALTINA ALINMAM

Ankara Emniyet Müdür Muavini arayıp “Gelmeniz gerek” dediğinde yurtdışındaydım. Hemen atladım geldim. Beni misafir ettiler, çok iyi davrandılar. Savcı bey ifademizi aldı. Hâkim serbest olarak davanın devamına karar verdi. Allah kimseye göstermesin iyi bir şey değil ama insanın hayatta her şeyi görmesi gerektiğine inanıyorum. Allah belki daha büyük olayların olmasını engelledi. Kaldığım 30 saatin bundan sonraki hayatıma yön verme yönünden çok katkısı oldu. Artık daha dikkatli davranıyorum. O olay, insan ilişkilerim, iş hayatım, telefonla konuştuğum insanlar dâhil olmak üzere bütün hayat düşüncemi değiştirdi. Telefonum 24 saat açıktı. Arayan herkesle konuşuyordum. Şimdi ben istediğimle konuşuyorum. Bu olaydan sonra anladım ki, cep telefonlarında karşı tarafın ne konuştuğunu kontrol edemiyorsunuz. Sezai (Bacaksız) bey de ben de rüşvet vermekle suçlandığımız o Mavi Hat davasında suçsuzuz. İkimizin de beraat edeceğine inanıyorum. Daha önce hiç yargıyla, avukatlarla işim olmamıştı. Bürodan sokmazdım. Keşke bu Mavi Hat işi olmasaydı. Başka da hayatta keşke dediğim konu olmadı. Cumhurbaşkanlığı Muhafız alayı binası inşaatıyla ilgili davanın benimle ilgisi yoktu. Zaten o dava beraatle sonuçlandı. Şirketimizde çalışan hiç kimse ceza almadı.

ROL MODELİM: HOCAM PROF. DR. BÜYÜKTÜR

Ankara Devlet Mühendislik Mimarlık Akademisi’nde Prof. Dr. Ahmet Rasim Büyüktür vardı. Okulu bitirdikten sonra onun asistanı oldum. Makinenin en zor, en önemli derslerinden birini verirdi. Onu örnek aldım. Onun gibi ders anlatabilmek, onun gibi ciddi olabilmek. Okulumun birincisiydim. Masterda da bu birincilik devam etti. Sınava girmeden asistanlığa başlattılar. Okulu Haziran’da bitirdim asistan oldum Eylül ayında imtihana sınıf arkadaşlarımın hocası olarak girdim.

GERİYE DÖNEBİLSEYDİM: YİNE ÜNİVERSİTEDE HOCA OLURDUM

Benim esas güzel hayatım 1967’de Ankara’ya geldikten sonra üniversitede başladı. Eşim Gülseren ile tanıştık. 70 kişilik sınıfın tek kızıydı. Sonra da evlendik. Beraber master ve hocalık yaptık. Ben ayrıldım, o uzun müddet kaldı. Belli bir yaşa gelince ayrıldı. Şimdi sosyal derneklerde, Mehmetçik Vakfı’nda görevleri var. Çocuklar bitti şimdi torunlarla uğraşıyor. Ebru ve Murat’tan (Kışlalı) olan torunum daha çok küçük. Bir sene sonra kendini çok fazla sevdirecek. Şimdilik aman ağladı mı, aman yemeğini yedi mi diyoruz. Bugün ne yapmak istersiniz deseniz; üniversite hocalığı yapmak isterim. Üniversite benim için çok önemliydi. Üniversiteden ayrılmamın tek nedeni 80 öncesindeki zorluklardı. Ders anlatırken sağcılar ve solcuların arasında polis otururdu. Yine de dersi tamamlayamazdık. Polisin yanında birbirlerine girerlerdi. 1976’da okul arkadaşım Sezai Bacaksız ile Lider Makine şirketini kurmuştuk. 1 Ocak 1980’de okuldan ayrıldım.

DİYARBAKIR: EVİMİZDE KÜRTÇE KONUŞULMAZDI

Çocukluğumda Diyarbakır’da Kürtçe konuşulmazdı. Annem bilmezdi. Tüccar olduğu için babam bilirdi. Sokaktaki arkadaşlarımın da Kürtçe konuşanına rastlamazdım. Kürtçe müzik de bilmezdik. Ben hâlâ Kürtçe öğrenmedim. Diyarbakır’dan 17 yaşında ayrıldığımda şivem belli oluyordu. Sonra dikkat ederek düzelttim. Asistanlık yaparken şiveyle konuşmak olmazdı. Ama istediğim zaman Diyarbakır şivesiyle konuşabilirim. Oradaki fabrikalarımıza gittiğimizde şiveyle konuşuyorum.

ALIŞKANLIKLARIM: YÜRÜYÜŞ VE TENİS

1987’de sigarayı bırakınca çok kilo aldım. Doktor diyet ve spor önerdi. Ankara Atlıspor Kulübünün üyesiydim. Çok güzel tenis kortları ve tenis hocaları vardı. 1987’de başladık tenise. Demek ki 20 yıldır tenis oynuyorum. O kiloları attım, Şu anda formdayım. Her sabah erkenden yürüyüşe giderim. Haftada iki üç tenis maçı yapıyorum. Golf oynamaya da başladım. Futbolu basketbolu çok severim. İyi bir voleybol seyircisiyim.

FENERBAHÇELİYİM: EŞİM GS’Yİ TUTMAKTAN VAZGEÇTİ

İlkokuldayken Fenerbahçeli oldum. İki erkek kardeşim ve babam da FB’liydi. Eşim Galatasaraylıydı. Ben FB’nin yönetimine girince o da FB’li oldu. “Benim GS’li olmam yakışık almaz” dedi. Futbol kulüplerine ilgim ise rahmetli Özal’ın Ankaralı işadamlarından Ankaragücü’ne sahip çıkmalarını istemesiyle başladı. Bir grup işadamı olarak yönetime girdik. İki sene sonra ayrıldık. O zaman Ali Şen, FB’de başkanlığa soyunuyordu. M. Nazif Günal ile beni davet etti. İki yıl yönetime girdik. Sonra ayrılıp uzak kalmaya çalışırken Aziz Yıldırım beni tekrar yönetime davet etti. 1996’ydı. Sonra Aziz bey “İkinci başkan olmanı istiyorum” dedi. Aziz beyi çok severim. Üniversiteden arkadaşım. Aynı memleketliyiz, ben Diyarbakır’da doğmuşum o Ergani’de doğmuş. Kader arkadaşlığı yapıp bugünlere geldik. Zamanla huylarını çok iyi öğrendim. İyi bir ikili olduk. Kendisini severim sayarım. O da beni sever sayar sağ olsun.

SİYASET: SÜLEYMAN BEYE HAYRANLIĞIM VARDIR

Üniversite yıllarımdan Süleyman beye bir hayranlığım vardır. Türkiye’de çok büyük işler yapmıştı. Benim de merkez sağa yakın bir görüşüm vardı. Şimdi de neticeleri iş hayatımızı etkilediği için siyaseti yakından izlerim. Televizyonda dizi izlemem ama ekonomi ve tartışma programlarını hiç kaçırmam. Kitap okumaya zaman bulamıyorum. Eşim çok kitap okur, benim ilgileneceğim konular bulduğu zaman onları bana anlatmaya çalışır.

HAYALİM: NEHİRLERİ VE DAĞLARI GEZMEK

Eşimle birlikte sağlıklı bir hayat yaşamak istiyorum. Hayatımın oturarak geçmesini istemiyorum. Şirketi çocuklarıma ve yöneticilere teslim edip dünyayı gezmek istiyorum. Ben katiyen Ankara’da üç günden fazla kalamam. Mutlaka bir yere gitmem lazım. Bu dünyanın herhangi bir yeri olabilir.

Ailem beni Vefa lisesine göndermişti. Sonra küçük yaşta ayrıldım diye acıyıp geri Diyarbakır’a aldılar. Her yaz mutlaka İstanbul, Ankara ya da Tatvan’a giderdim. O zamanlardan beri gezmeyi seviyorum. Amerika’da görmediğim yer kalmadı, Afrika’da çok yere gittim. Şimdi Uzakdoğu’yu ve Güney Afrika’yı merak ediyorum. Bende dağ ve nehir merakı vardır. Mesela Çin’deki nehirlerden ve Amerika’da Mississipi’den büyülendim. Amerika’da checkup için gittiğim Mayo Klinik, Mississipi’nin doğduğu yere çok yakın. Fırsat yaratıp gidip görüyorum. O kliniğe yılda bir defa giderim. 1996’da kalbimden bir rahatsızlık geçirdim, stend takıldı. Onun için dikkat ediyorum.

GÜVENLİK: AFGANİSTAN’DA HALK BİZİ KORUDU

Afganistan’daki işleri başarıyla bitirdik çok şükür. Hiç can kaybı vermeden geldik. Ne bir elemanımız kaçırıldı ne bir kaza oldu. Çünkü mahalli insanlarla iyi geçindik, onları çalıştırdık. Bizi tehlikelerden onlar korudu. Evlerine yemeğe davet ederlerdi. Giderim yer sofralarında onlar gibi ben de ellerimle yemek yerim. Türkiye’de aynı şeyi uyguluyoruz. Doğudaki şantiyelerimizde, yüzde 30-40 o bölgenin insanına iş veririz. İhtiyaçlarımızı o bölgeden karşılarız.

ÇOCUKLARIM: KIZIM VE OĞLUMUN İŞ BÖLÜMÜ BAŞARILI

Kızım da oğlum da inşaat mühendisi oldular. Sırayla Amerika’da MBA okudular. Oğlum daha ziyade barajlar ve yollar gibi yapım işleriyle ilgili. Kızım ise yeni proje finansmanları ve proje geliştirmede çalışıyor. Özelleştirme ihalelerine, uluslararası bankalarla görüşmelere Ebru ile gidiyorum, onu tanıyorlar. Doğu’ya Güneydoğu’ya gittiğimde ise Ebru’yu değil Batuhan’ı tanıyorlar. Özelleştirme ihalelerinde projeyi hazırlayan Ebru’ydu, o bakımdan öne çıktı.

SİNEMA: O İÇİMİZDE BİR UKDE

Kızım Ebru, sinemaya meraklıdır. Bana hep, “Baba film yapalım. Bu işe ciddi kuruluşların el atması gerek” der. İki yıl Ankara Film Festivali’nin ana sponsoru olduk. Arkadaşlarla bir Atatürk filmi yapalım mı dedik ama başka şeyler çıktı. O bizim içimizde bir ukde. Şu anda beklemede.

HAYAT TANIMIM: HAYAT GÜZELDİR

Hayat güzeldir. “Life is good” derim her zaman. Hayatı iyi yaşamak lâazım. Güzellikleri yaşamak lâzım. Yalnız iş hayatına gömülmemek lâzım. İşin dışında da hayatın çok güzel yanları var. Ben bunları mümkün mertebe yaşamak istiyorum. Bunlardan birisi spordur, birisi sosyal hayattır, sosyal kulüplerdir. Senelerce Atlıspor ve Müteahhitler Birliği’nin başkanlığını, İntes’in yöneticiliğini yaptım. Fenerbahçe’de ikinci başkanım. Hayatın sosyal tarafını severim.

ÇELİŞKİ: KARADENİZ SAHİL YOLUNDA HATALAR YAPILDI

Karadeniz sahil yoluna karşı tepkiler yerden göğe haklı. Orada önemli hatalar yapıldı. Ancak biz o yolu yapan 10 müteahhitten biriyiz. Biz mevcut projeler üzerinden alır yaparız, böyle yapalım deme yetkimiz yok. Yine de farklı uygulamalar oldu. Mesela Tirebolu’da yol sahilden geçecekti. Karayollarıyla görüşmelerden sonra orada tünellere karar verdiler. Hiç sahile dokunmadan arkadan geçtik. 10 milyon dolara yapılacak olan yol, 70 milyon dolara çıktı. Türkiye’nin kaynağı olsaydı da sahili daha iyi koruyabilseydik.

HUYUM: ALINGAN DEĞİLİMDİR

Beni sevmeyenler, beni gerçekten tanımayanlardır diye düşünürüm. Çok yakınımda olan, şirketimde çalışanların ve ailemden insanların beni sevmesini beklerim. Alınganlığım pek yoktur. Hayata pozitif ve rakamsal baktığım için o işlerde pek alınganlık göstermem. Rahatımdır.

HAYATIMIN EN’LERİ

- En büyük korkunuz? - Başarısız olmak,

- En çok neye dokunmaktan hoşlanırsınız? - Çocuklara.

- En nefret ettiğiniz davranış? - İki yüzlülük.

- En sevdiğiniz tatil kenti? - Marmaris ve Bodrum.

- En sevdiğiniz yemek? - Balık

- En sevdiğiniz tarihi kişilik - Fatih Sultan Mehmet ve Atatürk

- En sevdiğiniz kitap - Heyecan verici kitaplar, polisiye.

- En sevdiğiniz sanatçı - Sezen Aksu

- En sevdiğiniz koku - Nergis

- En iyi dostunuz? - Ortağım Sezai Bacaksız

FARUK BİLDİRİCİ / HÜRRİYET PAZAR / 28 HAZİRAN 2009