Kariye'de neden 8 ay beklendi ve başlıklar neden yanlış?

...

İnternet sitelerinde dün sabah bir son dakika haberi vardı; “Kariye Camisi ibadete açıldı”. Ahaber, CnnTürk, Habertürk, Sabah, Cumhuriyet ve Milliyet’ten, Hürriyet’e, hatta T24’ten, Gazete Duvar ve Diken’e kadar tümünde küçük sözcük değişiklikleriyle hemen aynı başlıklar kullanılmıştı.

Halbuki orası yıllardır müzeydi. Ben mi yanlış biliyorum diye bir daha bakma gereği duydum! Öyle ya cami olarak kullanılırken bir süre ibadete kapatılmıştır ve yeniden açılıyordur da ben bilmiyorumdur! Yoo hayır, Kültür Bakanlığı’nın müzelerle ilgili sayfasında “Kariye Müzesi” sayfası vardı ve özetle şu bilgi veriliyordu:

“Kariye Müzesi iyi korunmuş mozaik ve freskleriyle dünya çapında tanınıyor. Doğu Roma resim sanatının son döneminin önemli ve güzel örneklerini sunuyor. Kariye, Eski Yunanca'da kent dışı (kırsal alan) anlamındaki Chora sözcüğünün Türkçeleşmesiyle ortaya çıkmış bir isim. Kariye Müzesi, farklı dönemlerde çeşitli yapılandırma süreçlerinden geçmiş olan Khora Kilisesi'nin tarihi 6. yy'a kadar dayandırılmaktadır.

Önemli dini merasimlerde saray kilisesi ve şapeli olarak kullanılan Kariye, sonra da kilise işlevi görmeye devam etti. 1511 yılında II. Bayezid’in sadrazamı Atik Ali Paşa tarafından camiye dönüştürüldü. O döneme ilişkin detaylar, güneybatı köşedeki minare ve ana mekanın doğusunda yer alan mihraptan ibaret.

1945’te müzeye dönüştürüldü; 1948 ve 1958 yıllarında restore edilen yapının, 2013 yılında başlayan restorasyon çalışmaları da hala devam etmekte. Müze 14. yüzyılda yapılan hayranlık uyandırıcı fresk ve mozaiklerini Logothetes (hazine sorumlusu) Theodoros Metokhites’e borçlu.

Dış nartekste Hz. İsa'nın hayatı, iç nartekste ise Hz. Meryem’in hayatını anlatan mozaikler bulunuyor. Canlı bir anlatıma sahip freskler de Hıristiyan teolojisinden önemli sahneleri betimliyor.”

Restorasyon çalışmaları ne olacak?

Demek ki, Kariye binası 1945 yılından dün sabaha kadar geçen 75 yıldır cami değil müzeydi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Resmi Gazete’de dün yayımlanan kararı da Kariye Müzesinin yeniden camiye dönüştürülmek üzere Diyanet İşleri Başkanlığı’na devredilmesine ilişkindi.

Kariye, Erdoğan’ın bu kararına kadar cami olmadığına göre “Kariye Camii ibadete açılıyor” başlıkları yanlıştı. Kariye, camiye dönüştürme işlemi tamamlandıktan sonra önümüzdeki günlerde ibadete açılacak. Müzede 2013 yılından beri devam eden restorasyon çalışmalarının akıbetini de önümüzdeki günlerde öğreneceğiz.

Sözcü ve Birgün gazetelerinin dünkü web sayfaları ile bazı haber sitelerindeki “Kariye Müzesi ibadete açılıyor” da yanlıştı. Müze ibadete açılamaz ki.

Doğrusu, Haberler.com’da kullanılan “İstanbul’da bir müze daha cami oldu” başlığıydı. Çünkü Kariye Müzesinin camiye dönüştürüldüğünü duyuruyor; hatta onunla da kalmıyor daha önce de benzer durumdaki Ayasofya Müzesinin camiye dönüştürüldüğünü hatırlatıyordu.

Bugünkü bazı gazeteler bir gün önce internette yapılan yanlışı sürdürdü. Sabah, Akşam ve Milliyet, “Kariye camii ibadete açıldı” başlıklarını kullanırken, Sözcü’nün haberi “Kariye müzesi de ibadete açılıyor” başlığını taşıyordu.

Birgün, Cumhuriyet, Karar, Hürriyet, Yeni Şafak gibi gazetelerin başlıkları ise düzelmişti. Birgün, “Kariye de artık Diyanet’in”, Cumhuriyet, “Kariye de cami oldu”, Karar, “Kariye de artık cami”, Hürriyet, “Ayasofya’dan sonra Kariye de artık cami”, Yeni Şafak, “Kariye de artık cami”, Gazete Pencere "Kariye de cami oldu" başlığı koymuştu habere.

Aslında “İbadete açıldı” şeklindeki yanlış başlıklar, 24 Temmuz’da Ayasofya’nın camiye dönüştürülmesi kararlarında da kullanılmıştı medyada. Ayasofya da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kararına kadar müzeydi ve o kararla camiye dönüştürülmüştü.

Sanırım Ayasofya ve Kariye’nin on yıllardır müze olarak kullanılmasına rağmen İslami kesimde, AKP ve siyasi iktidar çevrelerinde cami olarak adlandırılıyor olması medyanın dilini de etkiliyor.

Danıştay, dünya mirasını korumaktan vazgeçti

Kariye Müzesinin camiye dönüştürülmesi kararında medyanın sorgulamadığı bir unsur da var; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dünkü kararı Danıştay 10.Dairesi’nin kararına dayanıyor. Ama Danıştay kararı dün ya da önceki gün alınmamış, 11 Aralık 2019’ta çıkmış. Aradan yaklaşık sekiz ay geçmiş. Peki, Kariye Müzesinin camiye dönüştürülmesine karar vermek için Erdoğan neden bu kadar bekledi? Bunu bilmiyoruz, gördüğüm kadarıyla dün ve bugün medyada ne bu soru soruldu ne de yanıtıyla ilgili bir bilgiye yer verildi.

Dahası, Bakanlar Kurulu’nun, Kariye Camisini “müze ve müze deposu olarak kullanılmak üzere” Milli Eğitim Bakanlığı’na devreden kararını iptal eden Danıştay kararı da hukuki açıdan incelenmeye değer. Danıştay 10. Dairesi, Sürekli Vakıflar, Tarihi Eserlere ve Çevreye Hizmet Derneği’nin Kariye’nin camiye dönüştürülmesi başvurusunu 12 Mart 2014 tarihinde aldığı bir kararla reddediyor.

Danıştay kararında Kariye’nin “UNESCO Dünya Miras Listesi”nde olduğuna dikkat çekilerek özetle şöyle deniliyor:

“İstanbul’un tarihi alanlarının önemli parçalarından biri olan ve ortak miras olarak kabul edilen evrensel değerlere sahip Kariye Müzesinin, inşa edildiği yüz yıllar öncesinden günümüze kadar uzanan süreçte tarihe tanıklık etmesi, insanlık tarihinin bir veya birden fazla anlamlı dönemini temsil eden yapı tipinin ya da mimari veya teknolojik veya peyzaj topluluğunun değerli bir örneğini sunması ve bir veya birden fazla kültürü temsil eden önemli bir örnek olması nedeniyle tüm dünyaya tanıtılma işlevinin gereği gibi yerine getirilebilmesi amacıyla müze olarak kullanılmasında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.”

Kariye’nin müze olarak kalmasının, yapının korunması ve dünyaya tanıtılması açısından önemini vurgulayan bu karar, Danıştay İdari Dava Daireleri’nin araya girmesi ve temyiz sürecinin ardından iptal ediliyor.

İktidar, hukuku da dönüştürdü

Danıştay 10. Dairesi, 11 Aralık 2019’da Kariye Müzesi’nin camiye dönüştürülmesinin yolunu açarken ortak mirastan, tarihin korunmasından, insani değerlerden bahsetmiyor. “Kariye Camii Şerifi, Osmanlı Devleti döneminde özel hukuk hükümlerine göre vakfedilmiş, mazbut Fatih Sultan Mehmet Vakfına ait hayrat taşınmazlardandır” diye başlayan karar, 1945’teki Bakanlar Kurulu kararını şu iki cümleyle iptal ediyor:

“Yapılan tahsis; bir ibadethanenin depo ve müze olarak kullanılması amacına matuf olup, dava konusu işlemi maksat yönünden açıkça sakatlamaktadır. Dava konusu Bakanlar Kurulu Kararı, yetki, şekil, sebep, maksat yönlerinden hukuka aykırıdır.”

Danıştay’ın bu kararı, hukukun siyasi iktidarın taleplerine bağlı olarak nasıl yön değiştirebildiğini gösteriyor. Kariye Müzesinin camiye dönüştürülmesi kararıyla ilgili haberlerde medyanın siyasi iktidarın dilinden etkilenmesi gibi…

Faruk BİLDİRİCİ / 22 Ağustos 2020