İNANMA, ŞÜPHE ET VE SORGULA

...

Heyecan verici bir haberdi. Polis, Ankara’da nükleer madde kaçakçılarının peşine düşmüş, gramı 4 milyon dolar olan nükleer bir madde ele geçirmişti. “Kaliforniyum” (Californium) denilen bu madde öylesine önemliydi ki, “füze başlıklarında, nükleer bomba, kimyasal silah yapımında ve atom enerjisi santrallerinde kullanılıyor”du.

Hurriyet.com.tr, bu “başarılı polis operasyonu” haberini 19 Mart günü “Ankara’da nükleer madde operasyonu: Kaliforniyum maddesi ele geçirildi” başlığıyla vermişti. Haber, 1 kilo 441 gram “Kaliforniyum maddesini 72 milyon dolara piyasaya sürmeye çalışan dört kişinin yakalandığını” duyuruyordu.

Haber yayına verildikten sonra Doğan Can adlı bir okur aradı. “Gramı 4 milyon dolar ise nasıl oluyor da 1.441 gramı 72 milyon dolar yapıyor?” diye sordu. Çok haklı ve yerinde bir soruydu. Haberde hesap hatası vardı. Hemen editör arkadaşları uyardım; “gramı 4 milyon dolar” ifadesini çıkardılar.

Haberden şüphelenmiştim. Daha önce de polisin “nükleer madde kaçakçıları yakaladığı” haberleri çıktığını ama doğru çıkmadığını anımsadım. Bu vakada da 1.441 gram Kaliforniyum bulunmuş olması şaşırtıcıydı. Çünkü bu izotop, ABD ve Rusya’da mikrogram ölçeğinde üretiliyordu; fiyatı da mikrogramla belirtiliyordu. Radyoaktif bir madde olduğu için taşınması da kolay değildi. ABD’de Oak Ridge Ulusal Laboratuarı’nda 1 gram Kaliforniyumu taşımak için bile 50 tonluk nakliye varili yapılmıştı. Kilolarla ifade edilen Kaliforniyumun Ankara’da bulunması, öyle masa üzerine konulup fotoğraflarının çekilmesi mümkün değildi.

Nitekim ertesi gün Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’ndan yapılan açıklamada “Ankara’da ele geçirilen ve nükleer içerikli olduğu açıklanan madde, organik tabanlı bir madde olup nükleer ve radyoaktif özellik taşımamaktadır” denildi. Haber, tümüyle gerçekdışıydı. Ankara’da nükleer madde falan yakalanmamıştı.

Peki, nasıl olmuştu da böylesine uçuk bir senaryo, hurriyet.com.tr’nin yanı sıra onlarca internet sitesinde ve birçok basılı gazetede haber diye yayınlanabilmişti? Biraz araştırdım. Meğer senaryonun kaynağı, Kaçakçılık Suçlarıyla Mücadele Şube Müdürlüğü’nün yaptığı bir yazılı “bilgi notu” imiş. Haberler, polisin verdiği bu “bilgi”ye dayanarak yazılmış.

Bu haber, gazeteciliğin geldiği noktayı göstermesi açısından üzerinde durulması gereken bir örnek. Anlaşılan polis, araştırmadan ve TAEK’ten sonuç gelmeden “nükleer madde yakaladık” açıklaması yapmış. Ama gazeteciler de polisin verdiği “bilgi”yi hiç sorgulamadan haber haline getirmişler.

Vahim bir durum. Bir gazeteci, kaynağı kim olursa olsun söylenen, iletilen her bilgiden şüphe etmelidir. Resmi bir açıklama da olsa araştırmadan, sorgulamadan haber yapmamalıdır. Gazetecinin görevi resmi açıklamaları aktarmak değil, halka doğru haber vermektir.