İKİ TURİZMCİDEN ELEŞTİRİ

...

Turizm hakkındaki yazı ve haberlere turizmci olduklarını belirten iki okurdan eleştiri geldi. İki eleştirinin de ortak özelliği, Hürriyet’te turizmcilerin yeterince kayırılmadığı, hatta kendilerine haksızlık yapıldığı. Öyle mi gerçekten?

Turizmci İbrahim Taşkın, başka ülkelerin turistik özelikleriyle ilgili haber yapılmasına karşı çıkıyor; Hürriyet’i şöyle eleştiriyor:

“Gördüğüm kadarı ile gazetenizin reklam gelirlerinin bir bölümü turizm sektöründen gelmektedir. Gazetenizde yayımlanan haberlere baktığımda gerek basılı gerekse sanal yayınlarınız insanlarımızı yabancı ülkelerde tatili özendirici yayınlarla dolup taşmakta. İspanya, Portekiz, Yunanistan kıyılarını ve görülmesi gereken yerleri sayenizde ezberledik. Türk otelcilerin krizde can çekiştiğini yazarken, diğer sayfanızda Yunanistan kıyılarında ne kadar güzel kayalıklar olduğunu övmektesiniz. İnanın bu haber yapma özgürlüğü değil.”

35 yıllık turizmci olduğunu vurgulayan okurlarımızdan Refet Kayakıran da Vedat Milor’un 5 Haziran’da Kelebek’te yayınlanan “Güneye tatile gitmem” başlıklı yazısına takılmış:

“Son derece gaddarca ve ayıp! Sektör zaten batmış ve yazısında dediği belaltı vuruşun daha beterini yapıp sektörü resmen sırtından bıçaklamış. Üstelik kendi gazetesinin sayfaları yüzlerce otelin indirim kampanyalarıyla dolu. Elbette butik otel değil ama Kemer, Belek, Marmaris ve Bodrum’da ünlü 5 yıldız oteller gayet makul fiyatta. Güney diyerek genelleme yapması büyük bir gaf.”

Türkiye’de turizmin zor durumda olduğu gerçek. Burak Coşan’ın hazırladığı “Turizm 2016” yazı dizisi de durumu bütün çıplaklığıyla aktardı Hürriyet okurlarına.

Fakat turizmciler de biliyor ki, medya ve özel olarak Hürriyet, bu sorunların ne nedeni ne de çözüm mercii. Gazetecilikte öncelikli olan okurun bilgi alma hakkı ve kamu yararıdır. Turizm şirketlerinin sorunları ve beklentileri ile kamu yararı arasında denge kurmak şart. Asıl haksızlık, turistik şirketler ilan veriyor diye gazetelerin o şirketlerin PR elemanı gibi davranmalarını istemektir.

Türkiye’deki turistik yörelerin tanıtımı kadar, başka ülkelerde gezilip görülecek yerlerin yazılması da doğal bir gazetecilik faaliyeti. Bu ülke insanlarının oraları görmeye ve bilmeye hakkı var. Ayrıca o ülkelere gezi düzenleyenlerin çoğu bu ülkenin şirketleri.

Ancak reklam ile haber arasındaki ayrıma dikkat edilmeli. Örneğin 15 Haziran’da yayınlanan “Karayipler’e VIP seyahat” haberinde bu ölçünün hayli kaçtığını söyleyebilirim. Bir tek o firmanın telefon ve iletişim bilgilerinin verilmediği kalmıştı.

Tabii güney sahillerindeki bütün turistik tesislerin fiyatlarının yüksek olduğu gibi bir genelleme yapmak da doğru değildi…