GAZETECİYE REVA GÖRÜLEN

...

Sabah gazetesi foto muhabiri Erkan Koyuncu’nun ölümünün nedenlerini irdeleyen “Florya’da katil kapı gerçeği” başlıklı yazıda bir cümle dikkatimi çekti:

“Sürekli basın mensuplarının kullandığı bu kapıyı futbolcular ve yöneticiler neden kullanmıyor?”

Futbol ile pek de ilgim olmadığı için olsa gerek o cümleyi okuyana değin, Galatasaray’da gazetecilerin kulüp yöneticileri ve futbolcularla aynı kapıyı kullanamadığını bilmiyordum. Şaşkınlıkla arkadaşlara sordum, bu iki kapı olayını. Evet doğruydu, Galatasaray Tesisleri’nde A ve B kapıları vardı; gazeteciler, alınan malzemelerin vb girdiği B kapısını kullanabiliyorlardı.

Demek meslektaşımız Koyuncu’nun ölümünün asıl nedeni Florya’daki çelik kapının ağırlığı, sensörün olmayışı falan değil, gazetecilere reva görülen bu tutumdu. Gazetecilere ikinci sınıf insan muamelesi reva görülmese, gerekli bütün önlemlerin alındığı A kapısına gidebilseler Koyuncu ölmeyecekti.

Haklı olarak Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) ve Türkiye Gazeteciler Sendikası da Koyuncu’nun ölümüyle ilgili açıklamalarında olayın bu yönüne dikkat çektiler. TGC açıklamasında sert bir dille eleştirildi bu “aşağılayıcı” tutum:

“Spor kulüplerinin çalışmalarını izlemeye gelen muhabirlerin normal giriş kapılarından değil eşyaların içeri sokulduğu kapılardan sahaya alındıkları anlaşılmıştır. Basın emekçilerine aşağılayıcı bir tavır takınılması kabul edilemez”

Diğer kulüplerdeki uygulamayı da merak ettim. Meğer gazeteciler, başka bazı kulüplerde de futbolcu ve yöneticilerin girdiği ana kapıyı kullanamıyormuş.

Kulüp yönetimlerinin bu konuma indirgediği ve bu durumu sessizce kabullenmek zorunda kalan medya mensupları o takımları eleştirel bir gözle izleyebilir mi? Sanmıyorum.

Gazeteciliğe ne kadar izin veriliyorsa o kadarına razı oluyoruz anlaşılan…