Ey kabine değişikliği bu gece geldiysen üç kere vur, yazarlarımız perişan

...

Kabinede değişiklik haberleri AKP kongresinden önce başlamıştı. Kongre günü salondan canlı yayın yapan haber kanallarında konuşan haberciler de “AKP yönetiminde kimler değişecek?”, “Kabineden hangi bakanlar gidecek?” gibi mevzuları o kadar coşkuyla bıkıp usanmadan sürekli tekrarlıyorlardı ki, sanırsınız memlekette herkes bu haberleri bekliyordu.

    Oysa o salonda bütün ülkeyi ilgilendiren iki somut gerçeklik vardı; AKP seçkinlerinin pandemiye rağmen o salonu hıncahınç doldurarak toplum sağlığını tehlikeye atması ve Merkez Bankası başkanının gece yarısı görevden alınıvermesinden sonra ekonomide başlayan sarsıntı.

     Gazeteciler, nasıl başardılarsa o gün bu iki temel konuya değinmeden salondan canlı yayın yapabildiler. Gazeteciler, tribünlerden daha hareketli, daha heyecanlıydı. Ama Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın manifesto açıklayacağı beklentileri boş çıktı; parti yönetimindeki değişiklik haberlerinde de isabet kaydedilemedi, kabine değişikliği ufukta gözükmedi.

 Kulis haberciliğinin iflası

  Açık söylemek gerekirse, AKP’nin 24 Mart’ta yapılan 7. Olağan Büyük Kongresi “kulis haberciliği”nin iflasını kanıtladı. Kongreye gelene değin günlerdir kabinede değişiklik olacağı, hangi bakanın gideceği gibi haberler, yazılar yayımlanmıştı.

   Aslında “kabine değişikliği”ne ilişkin bilgi almak, hangi bakanın gideceğini ve yerine kimin geleceğini öğrenebilmek kolay değil. Hatta neredeyse imkansız gibi. AKP öncesi dönemde başbakanlar ve parti yöneticileri istişare mekanizmalarına önem verdikleri ve parti içi dengeleri gözettikleri için bu tür değişiklikler gazetecilere sızardı.

   Artık kabine değişikliği konusundaki tek karar verici Cumhurbaşkanı Erdoğan. Ne istişare mekanizmalarını işletiyor ne de parti içinde bir denge gözetiyor. Erdoğan kendi başına karar veriyor, parti yöneticileri, kendileriyle ilgili değişikliklerden bile önceden haberdar olamıyor.

     Erdoğan gazetecilere fısıldamadığına göre, kulislerde konuşulanlara dayanarak “kabine değişikliği” haberi yazmak, habercilik değil toto oynamak, tahminde bulunmak.

    Tutturulamayan kabine tahminleri

    “Kabine toto haberleri” medyada da eleştiri konusu. Yeni Akit’ten Hacı Yakışıklı, 15 Mart’taki yazısında haklı olarak kongre öncesinde “kabine değişikliği” haberleri yazanları eleştiriyordu:

     "İki buçuk yıldır her ay 'Kabine değişecek' diye millete yalan söyleyen sözde kulis müdavimleri! Madem öyleydi neden Ulaştırma Bakanı Mehmet Cahit Turan’ın görevden alınmasını bilemediniz? Neden Albayrak’ın istifasını ve yerine Lütfi Elvan’ın geleceğini bilemediniz? Resmen uyduruyorlar.”

    Malumatfuruş’a göre "kabine değişikliğini köşesine en çok taşıyan yazar” Abdulkadir Selvi. Bu doğrulama platformunda 16 Temmuz 2020’de yayımlanan incelemede şu bilgi veriliyordu:

     “Selvi, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi hayata geçtikten bu yana 35 yazısında kabine değişikliğini konu edinmiş, 11’inde kabine değişikliği beklentilerine genel ifadelerle değinirken birinde bu söylentileri aktaranları eleştirmiş, geri kalan 23’ünde kabinede değişiklik olacağını aktarmış. Netice itibarıyla, tüm bu iddialara rağmen günümüze değin sadece bir bakanla sınırlı küçük çaplı bir değişiklik yapıldı.”

     Selvi’nin, isabet kaydetmeyen “kabine değişikliği” yazılarına daha önce Türkiye gazetesinden Cem Küçük de dikkat çekmişti. Küçük, Selvi’nin dört yazısından alıntılar yaparak “Son bir senede Selvi defalarca kabinenin değişeceğini yazdı. Ama değişen bir şey olmadı” diye yazmıştı.

    Bu kez bütün medya kabine toto oynadı

      Bu yöndeki eleştiriler Selvi’nin kabine değişikliği haberlerine bir süre ara vermesini sağladı. Selvi, kongre öncesinde 12 Mart’ta yayımlanan yazısında bu konuda daha temkinli bir dil kullanarak “beklentiler”den söz etti:

    “Siyasi kulislerde kabinenin 24 Mart’taki büyük kongreden önce değişeceği yönünde bir beklenti var. Önce kabine, sonra parti yönetiminde değişiklik yapılacak deniliyor.”  

      Fakat kongreden hemen sonra 25 Mart’ta yayımlanan “Parti tamam sıra kabinede” başlıklı yazısında yine kesin bir ifade kullandı. “Erdoğan dün kongreyi yapıp, partiyi belirledi. Bugün ise kabineyi açıklaması bekleniyor. Bakanlarda değişim var mı? Elbette var. Hatta kongreden sonra bazı bakan isimleri konuşulmaya başlandı” diye yazdı.

       Ancak Selvi’nin sözünü ettiği kabine değişikliği o gün de gerçekleşmedi. Yine de Selvi’nin hakkını yememek gerek. Bu kez kabine değişikliği olacağını sadece Selvi yazmamıştı.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın bakanlıktan alınacağı ve kongreyle birlikte bakanlarda da değişiklik olacağı “kulisleri” birçok medya kuruluşunda yayımlanmıştı.

     Can Ataklı’nın çelişen Tansu Çiller tahminleri

     Can Ataklı, Korkusuz gazetesinde 25 Mart’ta kaleme aldığı yazısında “Siz bu yazıyı okurken belki de gerçekleşmiş olabilir veya tamamen dedikodudur bilemiyorum ama saray çevrelerinden aldığım bilgilere göre Tansu Çiller, hükümete dışişleri bakanı olarak girebilir” dedi.  Oysa Can Ataklı, yine Korkusuz’da 7 Eylül 2017’de “...bana göre Erdoğan, Çiller’e değil Cumhurbaşkanlığı yardımcılığı, meteorolojiden sorumlu bakanlık bile vermez” diye yazmıştı.

        Yeniçağ yazarı Orhan Uğuroğlu, 25 Mart’ta sosyal medyadaki bir paylaşımında Yerel Yönetimler Bakanlığı kurulacağını ve eski Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in bu bakanlığa getirileceğini ifade etti. Daha sonra Yeniçağ’da çıkan bir haberde Gökçek’e karşı olan Mehmet Özhaseki ve Hayati Yazıcı’nın Gökçek’in bakanlık yolunu kesmek için harekete geçtiği iddia edildi.

     Sözcü gazetesinde 26 Mart’ta Veli Toprak imzasıyla yayımlanan haberde eski bakanlar Faruk Çelik, Nihat Zeybekçi ve Cevdet Yılmaz ile eski Grup Başkanvekili Mehmet Muş’un yeni kabinede görev alabileceği öne sürüldü. Haberde “Yeni kabine için Berat Albayrak’ın da adı geçerken, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun başka bir bakanlığa kaydırılması gündemde” denildi.

     Oda TV’de, 27 Mart’ta yayımlanan haberde, eski Başbakan Tansu Çiller'in Dışişleri Bakanı olacağı iddialarını yalanlanırken, eski AKP Grup Başkanvekili Mehmet Muş'un Ticaret Bakanı veya Çalışma Bakanı olabileceği öne sürüldü. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı da iki ayrı bakanlık olarak hizmet vereceği, üç de Cumhurbaşkanlığı Yardımcılığı oluşturulacağı iddia edildi.

   Murat Yetkin de Yetkin Report’ta 26 Mart’ta yayımlanan yazısında hazırlıkların tamamlandığını vurgulayarak “Erdoğan onaylarsa, sadece yeni bakanlar değil, yeni bakanlıklar gelebilir” dedi. Yetkin, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Aile-Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Kültür-Turizm bakanlıklarının ayrılması ihtimali de yüksek olduğunu vurguladı.

    Habertürk’te Bülent Aydemir, 29 Mart sabahı kabine değişikliği beklentilerinin düştüğünü, olsa da bir iki değişiklik olabileceğini söyledi. Ama bazı bakanlıkların bölünebileceğini ifade etti

   Hani Erdoğan, kabine kampına girmişti?

   Bu kadar kesin ifadelere rağmen günler geçti ve Erdoğan bakan değişikliği yapmadı. Yazdıkları gerçekleşmeyen muhabirlerin kimisi, TRT’nin sabah programında olduğu gibi “Bizim aktardığımız Ak Parti yöneticilerinin dedikodularıydı” dedi; kimisi de şaşkınlığını ifade etmekle yetindi.

    Tam da bu sırada Erdoğan’ın dinlenmek için Marmaris’e gidişi bakan değişikliği bekleyenleri yeniden heveslendirdi. Halk TV’de Özlem Gürses, “Herkes kabine revizyonu beklerken CB neden Marmaris’e gitti” derken, Oda TV, 31 Mart günü “Ve Erdoğan dört günlük bakan belirleme kampına girdi” diye yazdı.

     “Kulis yazarları”nın, Erdoğan’ın Marmaris’ten döndükten sonra kabine değişikliği yapacağı beklentileri de boş çıktı. Araya 104 amiralin Montrö ve tarikat evinde sarıkla namaz kılan Tuğamiral Mehmet Sarı’ya ilişkin bildiri tartışmaları karıştı.

     Günler, Resmi Gazete’de kabine değişikliği kararı yayımlanmasını beklemekle geçti. Erdoğan’ın Marmaris’ten dönüşünün üzerinden günler geçtikçe kabine değişikliği beklentileri iyice zayıfladı. 1 Nisan’da Barış Pehlivan’ın, eski Müsteşar Yusuf Tekin'e Milli Eğitim Bakanı olup olmayacağını sordu, günlerce kabine değişikliğinden bahseden başka yazar olmadı.

   Sevilay Yılman “Kabine bu gece değişecek” dedi ama…

   Nedense birkaç gündür kabine kulisleri yeniden hareketlendi. Erdal Sağlam, 15 Nisan’da Cumhuriyet’te kaleme aldığı yazısında Hazine ve Maliye Bakanlığı için Nurettin Canikli ile Mustafa Savaş’ın adlarının “öne çıktığını” ifade etti.

   Onu Sevilay Yılman’ın çok iddialı çıkışı izledi. Yılman, 16 Nisan’da Habertürk televizyonundaki “Enine Boyuna” programında “Kabine her an değişebilir. Çok güvendiğim bir kaynağım olduğu için paylaşıyorum bunu, değişiklik bu gece bekleniyor” dedi. Yılman, cep telefonuna gelen mesaja bakarak yeni bakanların isimlerini de sıraladı. Yılman’ın, Mehmet Muş’un Ticaret Bakanı olacağını söylemesi üzerine Cem Küçük cep telefonundaki mesaja bakarak “Bana da aynı ismi yazdılar” diye ekledi. Ama o gece kabine değişikliği olmadı! Sevilay Yılman’ın “çok güvendiği kaynağı”nın söyledikleri de gerçekleşmedi.

   Sanki böyle bir vaka yaşanmamış gibi dün de Milli Gazete, “kabine toto” yarışına katıldı. Sürmanşetten “Kabine rötarlı olarak değişiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni kabineyi pazartesiye kadar kamuoyuyla paylaşacak” haberi yayımladı.

     Bugün pazartesi olduğuna ve bakanlar halen değişmediğine göre Milli Gazete’nin de bu kadar kesin bir ifadeyle yazdığı tahmini tutmadı.

     Madem doğrulanmadı özür dileyin

     Merak ediyorum, bu tür isabet kaydetmeyen “kabine toto haberciliği” yapan gazeteci arkadaşlar, bu haberlerin okurda ve izleyicide nasıl travmalar yarattığının farkındılar mı? Düşünün takdirle izlediğiniz bir yazar, “Bu gece kabine değişecek” diyor, o gece kabine değişmiyor! Her gün aldığınız gazete “Kabine değişikliği pazartesiye kadar açıklanacak” diye yazıyor ama pazartesi günü o değişiklik olmuyor! Medya hep bir ağızdan neredeyse bir aydır kabinenin değişeceğini yazıyor ama Erdoğan kabineyi değiştirmiyor!

     Yanıltılan okur ve izleyicinin, isabet kaydetmeyen bakan değişikliğini yazan gazetelere ve konuşan gazetecilere duyduğu güvenin yerlebir olması kaçınılmaz. Haklı olarak, yazdıkları doğrulanmayan gazetecilerin, diğer konularda yazdıklarına da şüpheyle bakacaktır.

      Umarım dedikodu aktarımına dönen ve isabet kaydedemeyen bu “kabine toto haberciliği”nin ne denli boş bir uğraş olduğu kabul edilir artık. Bakanların değişeceği şeklindeki yazıları görmeye, televizyonlardaki muhabbetini dinlemeye benim bile tahammülüm kalmadı.

   Bakan değişikliği tahminleri tutmayan meslekdaşlarıma da önerim, yanlış bilgi verdikleri için özür dilemeleri ya da en azından nedenini okura/ izleyiciye açıklamaları… Gazetecilik öyle kimi politikacılar gibi bugün yazdığını ve söylediğini ertesi gün unutulacak bir meşgale değil…

  Faruk BİLDİRİCİ / 19 Nisan 2021

NOT: Bu yazımı yayımladıktan iki gün sonra, Cumhurbaşkanı Erdoğan, 21 Nisan 2021 günü kabinede küçük bir değişiklik yaptı. Bakanlığına eşinin şirketinden dezenfektan satın almakla suçlanan Ruhsar Pekcan’ı Ticaret Bakanlığı’ndan aldı; yerine Mehmet Muş’u atadı. Aile, Sosyal Hizmetler ve Çalışma Bakanlığı’nı yeniden ikiye ayırarak, Aile Bakanlığı görevine Derya Yanık’ı, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na Vedat Bilgin’i atadı. Zehra Zümrüt Selçuk kabine dışı kaldı.