EKONOMİ HABERCİLİĞİNDE SORGULAMA

...

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın “ihracatta rekor kırıldığı” yolundaki açıklaması, çoğu gazete ve televizyonda “Tarihi rekor” başlıklarıyla verildi. Hürriyet’te de bir sayfaya yayılan haberde “İhracat 134.5 milyar dolarla tarihi rekor kırdı, ‘milyar dolar ligi’ne 15 il yerleşti” müjdesi başlığa taşınmıştı.

Bu haberle ilgili olarak Salim Tok adlı okurdan, “İhracat rekor kırarken ithalat da rekor kırıyorsa terazinin bir tarafındaki gelişmeyi aktarmak insanları yanıltmak olmaz mı?” itirazı geldi. Tok, özetle şöyle diyordu:

“Bu kadar gazeteci, bakana ‘Peki ithalat ne oldu?’ diye niye sormaz? Bu soruyu gazetem Hürriyet soracak, cevabını bana duyuracaktır diye düşündüm. Bu sabah merakla gazeteyi açtım. Ekonomi sayfasında ‘İhracat tarihi rekor kırdı’ başlığıyla vermiştiniz. Ama ithalat sözcüğü bir kere bile geçmiyordu. İthalatta da rekor kırıp kırmadığımızı ben nasıl öğreneceğim? İthalat ve ihracat bir terazinin iki kefesi iken birini vermek nasıl bir gazetecilik anlayışıdır?”

Okurun bu eleştirisini Ekonomi Servisi Müdürü Vahap Munyar’a ilettim. Munyar, bu okura ve aynı konuda eleştiri yönelten bazı yazarlara köşesinden yanıt verdi. Özetle şöyleydi yanıtı:

“11 aylık bir veriyle, 12 aylık veriyi karşılaştırmak, haberleri buna göre yapmak doğru olabilir mi? İhracat verilerini her ay TİM düzenli olarak açıklıyor. Buna karşılık, ithalat verisi için TÜİK’i beklemek gerekiyor.

TÜİK verileri açıkladığında, büyük olasılıkla ithalat rekorunun 220 milyar doları epey geçtiği görülecek. Öyleyse, ihracatçının 134.5 milyar dolarlık başarısını, 11 aylık ithalat verisiyle gölgelemenin anlamı var mı? Sabredin 12 aylık ithalat açıklandığında, gerçek dış ticaret açığı verisi ortaya çıktığında atılacak başlıkları görün, ondan sonra kararınızı verin.”

Munyar, bu yanıtı verdiğine göre, elbette o başlıkları beklemek gerek. Ama anlaşılan, o da okurun ihracat ile ithalat rakamlarının birlikte değer ifade ettiği görüşüne katılıyor; ithalatta rekor kırılmasını “büyük olasılık” olarak görüyor.

Madem durum bu, “İthalat rakamları da açıklandığında rekor kıracak” gibi bir ifadeyle de olsa ithalata atıfta bulunulabilirdi. Gerçeğin bir yüzünde başarı, öbür yüzünde başarısızlık varsa, iki yüzü birden duyurmak, yanıltıcı olmamayı sağlar. Hele 11 aylık veriler bile ithalatta tarihi bir başarısızlık rekoru kırıldığının kanıtı olarak ortada duruyorsa…

Kaldı ki, daha önceki yıllarda Hürriyet’in bu konuda verdiği haberlerde ithalat ile ilgili bilgiler de yer alıyordu.