Dört gazeteye fısıldayan "güvenlik kaynağı" Hulusi Akar

...
Fotoğraf: Yeni Şafak

Gazeteleri okurken dün dikkatimi çekti. Nasıl olmuşsa dört gazetede birden “üst düzey güvenlik kaynakları” ile konuşulmuştu. Dördünde de aynı konular, aynı sorular ve yanıtlar yer alıyordu. Hatta bazı cümleler sözcüğü sözcüğüne aynıydı.

Hürriyet gazetesindeki haberi Ankara Temsilcisi Hande Fırat yazmıştı. “Kritik konularda soru çok. Bu soruları üst düzey güvenlik kaynaklarına yöneltme fırsatı bulduk” bilgisini veriyor, “Güvenlik kaynakları”nın İdlib’deki gözlem noktalarının boşaltılması, S-400’lerin denenmesi, Doğu Akdeniz krizine dair görüşlerini aktarıyordu. “S-400’lerin deneme yer sistemlerinin kontrolü yapılıyor.  Örneğin bir tv almışsın, kurmuşsun. Çalışıyor mu çalışmıyor mu bakılır” diyordu.

Akşam gazetesinde de Türkmedya Ankara Temsilcisi Melik Yiğitel, “üst düzey güvenlik kaynakları Akşam’a açıklamalarda bulundu” diye başlıyor; S-400’ler, İdlib, F-15’lar ve Doğu Akdeniz konularına değiniyordu. “Güvenlik kaynakları” ona da Hürriyet’teki gibi S-400’lerin testi için “Mal alıyorsun çalışıyor mu çalışmıyor mu ona bakıyorsun” demişti!

Yeni Şafak’ta Mehmet Acet’in köşesinin başlığı daha iddialıydı; “Sıcak gündem konuları ve perde arkası bilgileri”. “Güvenlik kaynakları” ve “merak edip sorduktan sonra aldığımız cevaplar” diyerek “güvenlik kaynakları” ile yalnız konuştuğu izlenimi veriyordu. Ama onun köşesinin içeriği de Hürriyet ve Akşam’dakilerle hemen hemen aynıydı. O da S-400’lerin testi konusunda “güvenlik kaynakları”ndan “Mal alıyorsun, çalışıyor mu çalışmıyor mu ona bakıyorsun. Deneme sistemlerinin kontrolü yapılıyor. Tam adı bu. TV almışsın. Kurmuşsun, çalışıyor mu çalışmıyor mu bakacaksın” yanıtını almıştı

Takvim’de Ankara Temsilcisi Zafer Şahin’in, “Yalan siyaseti” başlıklı yazısı da “güvenlik kaynakları”na dayanıyordu ve aynı konular işleniyordu. O da “güvenlik kaynakları”nın Hürriyet, Akşam ve Yeni Şafak’taki gibi İdlib, S-400’lerin denemesi, Doğu Akdeniz konularındaki görüşlerini aktarıyordu yazısında.

Askeri tatbikatta sohbet

Aslında dünkü dört gazetede de “güvenlik kaynakları”na dayanarak yazılan bu metinlerin yanında Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın, bir gün önce Ankara’nın Polatlı ilçesindeki “General Nahit Şenoğul Atış ve Tatbikat Bölgesi”nde düzenlenen “Ateş Serbest-2020” tatbikatına katıldığı ve orada bir konuşma yaptığı haberi yer alıyordu.

Akar’ın katıldığı tatbikat ile dört gazetedeki “güvenlik kaynağı” arasında bir bağlantı olabileceğini tahmin ettim. Kısa bir araştırma yaptım. Tahminim doğruydu!

Akar’ın katıldığı tatbikata muhabirlerin yanı sıra Hande Fırat, Melik Yiğitel, Mehmet Acet ve Zafer Şahin davet edilmişlerdi. Tatbikat sonrasında Hulusi Akar ile bir süre sohbet etme imkânı bulmuşlardı!

Ama konuşmalarını Hulusi Akar’ın ağzından yazamamışlardı. Öyle ismiyle yazılmasını istememişti…

Kaynağı gizleyince sözcü olursunuz

Daha önce defalarca belirttim. Gazetecilikte background yani kaynağı gizli tutulan haberler yazılır. Ama kaynağı gizli demeç olmaz! Haber kaynağının bilgi vermesi ile görüşünü açıklaması arasında fark vardır. Bilgiyi kontrol etme ve doğruladıktan sonra yayımlama imkânınız vardır.

Kaynağın görüşünü ismini gizleyerek aktarırsanız, gazetecilikten çok sözcülük yapmış olursunuz. Kaynağın kendi adını açıklayarak almadığı sorumluluğu onun yerine siz üstlenirsiniz. Üstelik de verdiği bilgileri doğrulamadan, kontrol etmeden...

Hürriyet, Akşam, Yeni Şafak ve Takvim gazetelerindeki bu haber ve yazılarda da maalesef, sözcülük yapılmış.

Türkiye’de “askeri kaynaklar”, “güvenlik kaynakları”, “Genelkurmay kaynakları” denilerek yazılan haberlerin sakıncaları daha önce birçok kez ortaya çıkmıştı. Hatta Genelkurmay Başkanlığı da bu tür haberlerden rahatsızlığını 6 Temmuz 2015’te “askeri kaynaklara atıf yapılan haber ve yorumlara itibar edilmemesini” isteyen bir açıklamayla kamuoyuna duyurmuştu.

Okur yanıltılmış

Hürriyet, Akşam, Yeni Şafak ve Takvim’deki haber ve yazıların bir başka yanlışı da okurun yanıltılması. Dördünde de haberler, “üst düzey güvenlik kaynakları” sadece o gazetenin sorularını yanıtlamış gibi yazılmış.

Oysa gerçek bu değil. Aynı konular, aynı cümleler ile yazıldığına göre toplu bir sohbet olmuş, soruları dördü de sormuş. “Üst düzey güvenlik kaynakları” bir grup gazeteci ile görüşüp sorularını yanıtlamış. Gerçek bu iken özel bir görüşme izlenimi verecek biçimde yazmak yanlış.

Okuru bu şekilde yanıltmanın haklı bir gerekçesi de olamaz.

Neden İyi Parti sorusu yok?

Aslında Milli Savunma Bakanı Akar’ın adı, İyi Parti milletvekili Ümit Özdağ’ın, İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu’nun FETÖ iddiaları vesilesiyle de gündeme geldi. Hürriyet yazarı Abdülkadir Selvi, İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in, Özdağ’ın bu iddiasını Hulusi Akar ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan’a sorduğunu, onların da “Hayır. Bizde böyle bir kayıt yok” yanıtı verdiğini yazdı.

Bu gelişmelerin ardından Akar ve Fidan’ın, “Akşener’e doğru bilgi vermemiş olabileceği” gibi yorumlar yapıldı televizyonlardaki tartışma programlarında. Spekülasyonları açıklığa kavuşturacak adres de Akar ve Fidan’dı. Onlar da günlerdir bir açıklama yapmadı.

“Ateş Serbest-2020” tatbikatında Akar ile karşılaşan ve sohbet eden gazetecilerin gündemde böylesine geniş yer tutan, günlerdir tartışılan bu konuyu sorarak yanıtını yazmaları beklenirdi.

Haberlerde belirtilmediğine göre, tatbikatı izleyen gazeteciler ya merak etmemişler Akar’ın bu konudaki yanıtını ya da sorup yanıt alamamışlar. Sormadılarsa yanlış, büyük eksiklik. Eğer sorup da yanıt alamadılarsa da bunu yazmaları gerekirdi. “Güvenilir kaynaklar” haberlerine olmasa bile tatbikat haberine eklemeliydiler.

Kaldı ki, Hürriyet’teki haberde “FETÖ’nün ardından TSK’nın kuralları” bile sorulmuş ve yanıtı alınmış. Akar ile sohbet eden gazeteciler, İyi Parti’deki FETÖ iddiasını, Akşener’e ne bilgi verdiğini de sorabilirdi. Sormalıydılar da…

Faruk BİLDİRİCİ / 24 Ekim 2020