ÇOCUK İSTİSMARI HABERLERİ NASIL VERİLMELİ?

...
Görsel: Yurt Sendikaları Konfederasyonu

     Okurlarımızdan avukat İzzet Doğan, çocuklara yönelik cinsel istismar haberlerindeki yanlışlara dikkat çektiğinde henüz Adana’daki üzücü olay meydana gelmemişti.

İzzet Doğan’ın eleştirdiği haberlerden biri, 3 Şubat 2018’de hurriyet.com.tr’de “5 yaşındaki çocuğa cinsel istismar iddiası” başlığıyla yayımlanmıştı. Diğeri de 12 Şubat’ta gazetenin taşra baskısında yayımlanan “İngilizce tacizine indirimle 8 yıl hapis” haberiydi. Doğan, yazdığı uzun e-postada bu haberlerde mağdur çocukların yaşadıkları il ve ilçenin adıyla kalmayıp, mahallesinin bile yazılmasının yanlış olduğunu dile getiriyordu:

“Zaten büyük bir şiddete uğrayan ve travma geçiren çocuk ve ailesinin ayrıca medya şiddeti ile mağdur edilmemesi gerekir. Bir tık ile internette kolayca erişebileceğimiz haberlerde yaşadığı mahalle ve diğer kimlik bilgileri verilerek mağdur çocuk ve ailesinin (fail olduğu iddia edilen çocukların da) teşhir edilmesi hukuka, basın yasasına ve gazetecilik ilkelerine aykırıdır.”

Doğan, ayrıca bu haberlerde tecavüz ve istismar ile ilgili ayrıntılara yer verilmesini de eleştiriyor, “Bu haberlerde çocuklar cinsel objeye dönüştürülmemeli, pornografik bir anlatımdan kaçınılmalıdır” diyordu. Haberlerdeki “pornografik anlatım” ile ilgili verdiği örnekleri tekrarlamayacağım. Gerçekten çok kötü, gereksiz ve “şiddet pornografisi” denilecek ayrıntılara, olay anlatımına girilmiş haberlerde.

Aslında bu yanlışlar çocuklara yönelik cinsel istismar haberlerinin çoğunda aynen tekrarlanıyor. Kamuoyunda tepkilerin yükselmesine neden olan Adana’da 4.5 yaşındaki kız çocuğuna cinsel istismar vakası haberinde de aynı hata tekrarlandı, ailenin yaşadığı mahallenin adı verildi. Bu konuda daha sonra çıkan haberlerde bu bilgiler defalarca tekrarlandı. Birçok gazete ve sitede cinsel saldırı eylemiyle ilgili gereksiz ayrıntılara yer verildi.

Çocuklara cinsel istismar haberlerinde istismarın ayrıntısına girilmese, mağdurun yaşadığı yer verilmese haberden ne eksilir? Hiç! Ama haberde bu ayrıntıların olması o insanların yaşamına zarar verir. O nedenle bu haberlerde, mağdur ya da fail, çocukların isimlerini kodlamak yetmez, yaşadıkları mahalleye ve tanınmalarına neden olacak hiçbir kimlik bilgisine de asla yer verilmemeli. Doğan Yayın İlkeleri de bu yönde ilkeler içeriyor, yasalar da...

    Lütfen dikkat

    Biz gazeteciler haberlerimizle insanlara dokunuyoruz. Haberlerimiz, aktardığımız konuya uzak insanlar için sadece bilgi iken haberle doğrudan ilgili insanlar için bilginin ötesine geçiyor. Kimi zaman üzüyor, kimi zaman sevindiriyoruz.

   Somut bir örnek vereyim. Gökhan E. adlı okur, 3 Şubat 2018’de hurriyet.com.tr’de yayımlanan İHA mahreçli “Afrin ve Kilis’ten acı haberler” başlıklı haberle ilgili yazmıştı: “Süngütepe Hudut Bölüğü’ne bağlı İlhami Hardal Piyade Hudut Karakolu’na saldırı olduğunu yazmışsınız. Kardeşim o karakolda asker, haberi duyunca korktuk.

    Karakol ile görüştüm, oraya değil Mehmet Yaylacı Karakolu’na saldırılmış. Başka ailelerin de korkmamaları için haberi düzeltin lütfen. ”İnternette tarama yaptım. Başka sitelerde de hep aynı karakolun adı verilmişti ama bir gün sonra Isparta’da yapılan cenaze töreninde Uzman Çavuş Ali Yılmaz'ın, Mehmet Yaylacı Hudut Karakolu'nda şehit düştüğü belirtiliyordu.   

     Gazeteciler için basit bir isim hatası gibi görünebilir bu vaka. Fakat o karakolda kardeşi, oğlu, eşi ya da sevgilisi olan insanlar için hiç de öyle olmadığı gerçeğini hatırlatıyor bu olay. Kaygı içinde haber bekleyen insanları daha fazla üzmemek, korkutmamak için emin olmadan isim yazmamak gerek. Afrin’deki savaş koşullarıyla ilgili haberlerde kontrol, oradaki gerçeği aktarabilmek için elzem.

    Resmi makamlar bile vermiş olsa, kontrol edilemeyen bilgiyi –hele de kaynağını belirtmeden- yazmamalıyız. Zaten Afrin haberlerinin çoğu birbirine benziyor, operasyonla ilgili gelişmeler hemen her yerde tıpatıp aynı haberlerle tekrarlanıyor. Bazen tutarsızlıklar ve hatalar da oluyor haberlerde. Bu yanlışa düşmemek için bütün zorluklara rağmen gerçeğin peşinden koşmalıyız. Savaşları da her zaman gerçekler kazanır.  

    Teyid.org’dan çağrı

   Teyid.org, internetteki şüpheli bilgileri inceleyen doğrulama platformu. Ekim 2016’dan bu yana sosyal medyadaki yanlış bilgilerin düzeltilmesi konusunda değerli bir işlev görüyor. Teyidorg, geçen hafta destek çağırısında bulundu:   

    “2018’de hayata geçirmek istediğimiz planlar için kullanıcıların teyit.org’u desteklemesini bekliyor, reklam almadan, bağımsız kalarak gerçeğin peşindeki yolculuğumuzu sürdürmek istiyoruz. Destek sayfamıza destek.teyit.org adresinden ulaşabilir, kampanya videomuzu buradan izleyebilirsiniz.”

   Haftanın engellenenleri

Sulh Ceza hakimliklerinin yine savunma imkanı tanımadan ve otomatik olarak erişimine engellenmesi kararı aldıkları hurriyet.com.tr’deki haberler şunlar:

* Sınav belgelerinde sahtecilik gerekçesiyle tutuklanan kadın haberi. (Aynı isimli başka bir Sağlık Bakanlığı çalışanının başvurusuyla kaldırıldı)

* Tokat'ta, kaza yapan otomobilde beş kişinin yanarak ölmesi hakkındaki haber.* “Sabahat Tuncel'in polise attığı tokatın cezası belli oldu” haberi.

* İstanbul Eyüp'te bir kişinin, eşini taciz eden arkadaşını öldürmesi haberi.

* Fenerbahçeli futbolcu Van Der Wiel’in dolandırılması haberi.* Bir okur 2009’da kendisinin gönderdiği mektuptan bir paragraflık alıntı nedeniyle eski bir Hürriyet yazarının yazısını tümüyle kaldırttı.

     Okurdan kısa kısa   

Doğan Kal: “Sokaktaki sapık” haberinde birçok gazetede bu kişinin milliyeti manşete çıkarılmıştı. Ama siz beşinci sayfada “Güpegündüz adım adım takip edip saldırdı” haberinin sonunda sadece “yabancı uyruklu olduğu”nu belirtmekle yetinmişsiniz. Ayrımcılık yapmadığınız için tebrik ederim.  

Ersin Ceylanoğlu:17 Şubat’ta Cafer Boy adlı rahmetlinin ölüm ilanında iki kez “merhume” yazılmış. 21 Şubat’ta da spor sayfasında da “Gücümüzün farkında olalım” başlığı altında “..elimden gelenin en iyisini sergilemeyeceğime inanıyorum” lafında da  anlamı tam tersine çeviren bir yazım hatası var.

Y. Emre Sabah: İnternette “Başbakan sert cevap vereceğiz dedi uçaklar bombaladı” başlığı koymuşsunuz. Habere giriyoruz, doğal olarak kendi ülkemizin başbakanıdır, Binali Yıldırım'dır diye. Ama İsrail başbakanı çıkıyor. Bu nasıl bir habercilik kodlamasıdır, yönlendirmesidir?

Ahmet Akpınar: “Eve yemek götürmek için futbol oynadı şimdi dünya yıldızı” haberinde Gabriel Jesus'un, The Players Tribune’e konuştuğu yazılı. Halbuki burası, oyuncuların yazılarından oluşan bir site. Bu da Gabriel Jesus'un yazdığı bir yazı. Spor Arena’da tarih verilmiyor ama yazının tarihi 18 Aralık 2017. Yeniymiş gibi sunmak inanılır gibi değil gerçekten.(14 Şubat)

Rıza Neptun: İnternet sayfanızdakiCüneyt Çakır'ın sarı kart gösteren fotoğrafı ile “Çakır’ın maçındaki tarihi an” başlıklı haberi okuyun. Maçta ne tarihi bir an var, ne de Cüneyt Çakır'ın dahil olduğu bir hadise.(21 Şubat)

Birgül Ergev: Kelebek’te “First Lady alışverişte” haberinde Hüseyin Özgürgün için “KKTC Başbakanı” denilmiş. Eski Başbakan olmalıydı. Çünkü yeni Başbakan Tufan Erhürman. (22 Şubat)

Göktan Tan: Hurriyet.com.tr’deki “Sahilde gezerken bulduğu kutudan çıkanlar şoke etti” haberiniz gerçek değil. Ben adını vermediğiniz o kanalı bir yıldır takip ediyorum. Videonun sonunda şaka olduğu beyan ediliyordu.

Ferda Kaya: İnternette “Günah şehri böyle görüntülendi” başlıklı, küçük çocukların seks kölesi olarak çalıştırılmasını turizm diye sunan fotoğraflı haberi protesto ediyorum. Etik değerler yok mu oldu?      

Faruk BİLDİRİCİ / HÜRRİYET / 26 ŞUBAT 2018