İNTİHAR HABERLERİNE SON

...

İntihar haberlerinden bir türlü kurtulamıyoruz. Hürriyet’in Bursa ekinde 15 Aralık’ta “Salih 3 hastaya hayat verecek” başlığıyla bir intihar haberi verilmişti. Haberde, intihar eden kişinin özel yaşamıyla ilgili ayrıntılar da yer alıyordu. Burada tekrarlamak istemiyorum ama o ayrıntılar, yakın arkadaşlarından Ekrem Ulusoy’u çok kızdırmıştı. Haberi görür görmez o kızgınlıkla bir mail gönderdi:

“Haberi vermişsiniz ama bu adam evliydi, ne sevgilisi? O buket bir aydır onun Facebook sayfasında profil resmi. Yıkılan aile, karısı, çocukları bu haberi görünce tekrar yıkılacak. Hiç mi vicdanınız yok?”

Ben de Facebook’a baktım, gerçekten haberde yazılanlar doğrultusunda bir veri yok. Ama doğru olsa bile, yaşamını kaybetmiş bir kişinin özel yaşamına ait bilgilerin haberde yazılması mahrem alana tecavüz.

Ayrıca öğretici ve özendirici nitelik taşıdığı için intihar yönteminin ayrıntılı olarak aktarılması da sakıncalı. Doğan Yayın İlkeleri “İntihar haberlerinde yönteme ilişkin özendirici ve öğretici ayrıntılara yer verilmemesini” öngörüyor.

Dünya Sağlık Örgütü’nün, intihar haberlerinde uyulması gereken kuralları da bu doğrultuda uyarılar içeriyor:

· Haberde ölme kararında rol oynayan psikososyal nedenler aydınlatılmalı, altta yatan bir psikiyatrik hastalık varsa belirtilmelidir.

· İntihar, cesur bir davranış olarak sunulmamalı. Haber ilk sayfalarda, resimli, renkli ve intihar yöntemi ayrıntılı verilmemelidir.

· Olay romantik ve gizemli bir davranış olarak gündeme getirilmemelidir.

. İntihar bir çözüm yolu olarak gösterilmemelidir.

. İntihar girişimlerinden sonra meydana gelebilecek ağır bedensel sorunlar-beyin hasarı, felç, vs- tanımlanmalı ve caydırıcı bir şekilde kullanılmalıdır.

· Kurbana özenilebilecek nitelikler, dikkat çeken özellikler ve özel bir statü kazandıracak sunumlardan kaçınılmalıdır.

· Kurbana intihar davranışıyla bir ün kazandırılmamalı, intiharın ün kazanmak için bir yol olduğu mesajı verilmemelidir.

· Tercihen yalnızca ölümle sonuçlanan intihar davranışı haber yapılmalı ve haber kısa, resimsiz, intihar yöntemi bildirilmeden verilmelidir.

Ancak bu kuralların yeterliliği tartışılır. Zira Türkiye Psikiyatri Derneği’nin, (yukardaki kuralları alıntıladığım) intiharlarla ilgili açıklamasında da vurgulandığı gibi, intihar haberleri ile intiharların artması arasında doğrudan bir ilişki sözkonusu. “Bir dönem Boğaziçi Köprüsü’nde intihar haberlerinin verilmesinin kesilmesinden sonra intihar girişimlerinin azalması, Avusturya’da intihar haberlerinin kısıtlanmasından sonra intihar olgularının azalması” bunun somut kanıtlarından.

Durum böyleyken ne kadar titiz davranırsanız davranın, intihar haberlerinin intihara yönlendirici etkisini yok etmeniz mümkün değil. Yazan açısından masum görünen intihar haberleri, intihara eğilimi olan ve psikolojik sorunları bulunan insanları olumsuz etkileyebiliyor. Hiçbir haber, insan hayatından daha değerli olamaz. Unutmayalım, Türkiye’de son 10 yılda intihar ederek yaşamını yitirenlerin sayısı 29 bin civarında, sadece geçen yıl intihar edenlerin sayısı 3 bin 189.

O nedenle en doğrusu, kamu ünlüsü olmayan insanların intiharlarını hiç haberleştirmemek. Nitekim Hürriyet Yazı İşleri, ana gazetede bir süredir bu kuralı uyguluyor; kamusal görevi olmayan ya da tanınmamış kişilerin intiharlarına gazetede yer vermiyor.

Hem zaten Bursa’daki örnekte olduğu gibi gencecik bir işçinin intihar haberini yazmakta ne gibi bir kamu yararı var? Böyle bir haberi yazıp, bir de özel hayatını didiklerseniz yakınlarını üzersiniz, o kadar…