İNTERNET MEDYASINA YARGISIZ İNFAZ

...

Hükümet, dijital alanın el atmadık yanını bırakmamaya kararlı. “İnternet ortamında işlenen suçlar ile mücadele” ile ilgili düzenlemenin ardından bu kez internet medyası ile ilgili tasarıyı Meclis’e gönderdi.

Aslında gecikmiş bir yasal düzenleme bu. İnternet medyasının faaliyete geçtiği 15 yıldır bekleniyordu. Eksikliğin giderilmesi ve internet medyası çalışanlarının da Basın Kanunu kapsamına alınması olumlu bir gelişme.   Tasarıdaki, “içeriğin ilk kez sunulmaya başlandığı tarih, her erişildiğine değişmeyecek şekilde içeriğin üzerinde belirtilir” hükmü de olumlu bir yenilik. Ama bence içeriklerin üzerine tarihle birlikte saat de girilse daha iyi olur.  Yayına girdiği saat, tartışmalı konularda değerli bir veri haline geliyor.

Tasarıda gözüme çarpan bir eksiklik, internet medyasında çalışan meslektaşlarımızın geriye dönük hakları ve gazetelerin internet siteleri ile ilgili bir düzenleme olmaması.

Zaten incelediğinizde tasarının, yüzeysel bir yaklaşımın eseri olduğu anlaşılıyor. Tasarı, yine özgürlüklerin genişletilmesi değil, devletin cezalandırıcı elinin bu alanın üzerindeki eksikliğini giderme kaygısıyla hazırlanmış.

Öyle olmasaydı, bilişim çağının yarattığı internet medyası,  zamanın ve teknolojik gelişmelerin karşısında köhneleşmiş Basın kanununa eklemlenmez; kanunun tümüyle yenilenmesi yoluna gidilirdi.

Uygulamadaki bu Basın Kanunu, devletin basın üzerindeki vesayetinin belgesi. Bu yasa sayesinde devlet bu alanda düzenleyici değil, belirleyici rol üstleniyor. Bırakın basın kuruluşlarının faaliyete geçebilmesine izin vermeyi, kimin sarı basın kartı alacağına bile hala devlet karar veriyor bu ülkede.

İnternet medyası tasarısı da bu vesayetçi yaklaşımı aynen devam ettiriyor; medyanın kendi özdenetimine ve basın kartını meslek örgütlerinin verebilmesine kapıları açmıyor. İnternet medyasını basın kuruluşu kabul eden ve resmi ilan alabilmelerine olanak tanıyan tasarı, Basın İlan Kurumu’nu da yerel medyada olduğu gibi internet medyası üzerinde “denetleyici ve hatta cezalandırıcı organ” haline getiriyor.

Bu “vesayetçi” yaklaşımın sonucu olarak, tasarının 7. maddesine son derece vahim bir düzenleme yerleştirilmiş. İnternet yasakları getiren yeni 5651 sayılı yasa uyarınca “erişimin engellenmesi veya içeriğin yayından çıkarılması kararları nedeniyle sorumluları hakkında adli makamlarca kovuşturmaya başlanılması” halinde haber siteleri için sağlanan resmi ilan ve reklam ile basın kartına ilişkin haklar ortadan kalkacak. Bu işlem için düzenlenen iddianamenin savcılık tarafından Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü ile Basın İlan Kurumu Genel Müdürlüğü’ne gönderilmesi yeterli olacak.

Bakar mısınız? Bir haber sitesinin yöneticileri hakkında kovuşturma açılması, iddianame hazırlanması, o sitenin haklarının ortadan kaldırılması için yeterli görülüyor. Yargının karar vermesi beklenmeden ceza uygulanacak! Yargı beraat kararı verse bile reklam ve basın kartı hakları elinden alınan internet sitesi, o zamana kadar boğulup ortadan kaldırılmış olacak muhtemelen…

Bu maddenin, internet medyası üzerinde siyasi ve idari baskı aracı haline geleceği, sansür ve otosansüre yol açacağı çok açık. Umarım Meclis’teki görüşmeler sırasında düzeltilir bu hüküm…