TERCİH REHBERİNDE YOK SAYILAN ÜNİVERSİTELER

...

Eğitim Servisi’nin hazırladığı "Tercih rehberi" eki, Metin Uysal adlı okuru şaşırtmıştı. 31 Temmuz’da yayımlanan eki "İlginçtir ki tercih listesinde Ankara Üniversitesi, Hacettepe, ODTÜ, Boğaziçi yok" diye eleştirdi.

Okurun eleştirisini editörlere ilettim. Sonra ben de inceledim: ekte tercihle ilgili yazılarda ODTÜ, Boğaziçi ve İTÜ’nün rektörleri ile uzman önerilerine yer verilse de devlet üniversiteleri tanıtım bölümlerinde hiç yoktu. "Üniversiteler" ve "Üniversitelerden haberler" başlıkları altında 13 sayfa tamamen özel üniversiteler tanıtılmıştı. Buralarda devlet üniversiteleri anılmamıştı bile. Meğer rehber, vakıf (özel) üniversitelerine yönelik olarak hazırlanmış. Editör ve Hürriyet Eğitim Servisi Müdürü Nuran Çakmakçı yazısında rehberin "vakıf üniversiteleri eki" olduğunu belirtmiş. Ama satır arasındaki açıklama okuru bilgilendirmeye yetmez. Böyle bir editoryal tercihte bulunulduysa kapağa "Vakıf Üniversiteleri Tercih Rehberi" yazılmalıydı. Aynı şekilde "Üniversiteler" ve "Üniversitelerden haberler" bölüm başlıklarına da...

Daha önemlisi, Hürriyet gibi bir gazete, "Üniversite tercih rehberi"nde devlet üniversitelerini ve orayı seçecek öğrencileri görmezden gelemez. Üstelik bu yıl devlet üniversiteleri 719 bin, vakıf üniversiteleri 68 bin öğrenci alacak. Aradaki fark bu kadar büyük. Ne yazık ki devlet üniversitelerini yok sayma tavrı on yıldır bu eklerde tekrarlanmış. Oysa 2009’a kadar çıkan rehberlerde devlet üniversitelerine de liste olarak yer verilmiş. En azından yine öyle yapılabilirdi.

İşte doğru başlık

    Döviz kurlarındaki hızlı değişim, son günlerde okurların merak ettiği haberlerin başında geliyor. Bu gelişmelerin gazetede ve internette ön sayfada ve geniş yer almasını istiyor; beklediklerini bulamayınca da eleştiriyorlar.

   Son olarak 10 Ağustos’ta, Türk Lirası’nın bir gün içinde çok hızlı değer kaybetmesi, doların 6 lirayı, Euro’nun ise 7 lirayı aşması üzerine bu eleştiriler yoğunlaştı. “Memleketin en önemli meselesini nasıl küçük haberlerle geçiştirirsiniz?” diye soruyorlardı. Gerçekten de bu kadar hayati gelişmelerin internette ana sayfada “Dolar ve Euro’da son durum” diye küçük bir kutu olarak verilmesinin yeterli ve önemiyle orantılı olduğunu söyleyemeyeceğim. Basılı gazetede de üç gün öncesine kadar küçük haberlerle görüldü bu üzücü gelişme.

   Ama hakkını da vermek gerek. O gün Hürriyet’in birinci sayfasındaki “TL’deki kayıp sürüyor” başlığı, durumu doğru anlatan bir başlıktı. Zira medyada çoğunlukla “Dolar/Euro yükseldi” başlıkları kullanılıyor. “Yükselme” olumluluk ifade eden bir sözcük, oysa bu değişiklik bizler için olumlu değil.  Gerçekte de o paralar yükselmiyor; bizim paramız düşüyor, değer kaybediyor.

Lavanta köyüne turlar

 Hürriyet Pazar’da yayımlanan “Mor ve çok ötesi: Insparta” başlıklı yazıyla ilgili e-posta gönderen Tülin Ardıç adlı okur, Bahar Akıncı'nın aynı konuda geçen yıl da bir yazı yazdığını hatırlattı. “Bir yazar neden bir yıl arayla aynı yeri yeniden yazar?” diye eleştirdi.

     Yan Yayınlar Yönetmeni Çınar Oskay ile görüştüm. Oskay, “Isparta bu dönemde instagramda trend oluyor. Bahar’dan bunu anlatan, önceki yazısından yararlandığı, güncellemeler yaptığı bir yazı istedim” bilgisini verdi. Akıncı’nın bir yıl arayla ikinci yazı yazmasının nedeni buymuş. Burada bir sorun yok.

    Ancak Hürriyet Pazar’da, bir traktör kasasında köyde gezen kadınlar fotoğrafının yanına “..ünlü isimleri gül hasadı gezisine götürdü” yazılmıştı. Fakat internette bu nota ekleme yapılmış, şirket ismi değiştirilmişti.

      İsmi eklenen bu turizm şirketi, Hürriyet’e dışardan yazan Bahar Akıncı’nın bir gezi için rehberlik yaptığı bir seyahat şirketi. Akıncı ile konuştum, bu şirketin ismini oraya kendisi eklememiş. Sayfa editörü, görsel malzeme ararken bir süre önce Kelebek’te yayımlanan traktördeki kadınlar fotoğrafını bulmuş. Fotoğrafı notuyla birlikte gazeteye koymuş ama diğer şirket geziyi kendilerinin düzenlediği itirazında bulununca internette bu şirketin ismi eklenmiş.    

     Sayfa editörü, yazıda olmayan unsuru sayfaya koymamalıydı. Akıncı’nın Isparta ve lavanta köyüne tur düzenleyen çok şirket olduğunu yazmasına rağmen editörün şirket adı eklenmesi, yazıya o şirketin tanıtımı havası vermiş.

     Bir itirazım da yazının Akıncı köye yeni gitmiş gibi yazılması. Oysa Akıncı köye geçen yıl gitmiş. Nitekim Akıncı’nın traktörüyle kendisini gezdiren “Huriye Teyze” ile çekilmiş fotoğrafı ve lavanta dolu bir sepetle lavanta tarlasında göründüğü fotoğrafın bir benzeri geçen yılki yazıda da yer alıyor. Bu yıl aynı fotoğraflar kullanılırken “arşiv fotoğrafı” olduğu notu konulmalı ve Akıncı da geçen yıl köye gittiğini belirtmeliydi. Eksik bilgi de okuru yanıltır.

Faruk BİLDİRİCİ / 13 Ağustos 2018

Okurdan kısa kısa

   A.Tunga Ercan:An itibariyle internet sayfasında dört “flaş”lı haber başlığı var. Sayenizde flaş kelimesinden soğudum. Flaşsız günler dilerim. (2 Ağustos)

      Hayri İrdal: “Bakın sosyal medya bizi nasıl programlıyor” yazısında Ayşe Arman’ın röportaj yaptığı isim İlter Özekici, Ayşe Arman'ın yeğeni Ela Apa Özekici'nin eşi yani ablasının damadı. Özekici'nin sosyal medya danışmanlığı verdiği de düşünüldüğünde bu bir çeşit kayırmacılık. (2 Ağustos)

Ali Altan: “Akhisar maçı 6-5 kazandı” yazılması yanlış. Akhisar-Galatasaray maçı 1-1 sonuçlandı. Akhisar, penaltılardaki 5-4 lük sonuçla süper kupayı aldı. FIFA ve UEFA sitelerinde bu tür sonuçlar (1-1)(5-4) diye yazılır. (6 Ağustos)

İ.Ormancı/Ü.Babahan: Tommiks-Teksas 30. seri kampanya henüz 19’da iken, 31. seri başlamış. Bari 30. seri bitseydi. Aceleniz ne? Günde aynı gazeteden ikişer tane mi alalım? (7 Ağustos)

 Birgül  Ergev: Bizdeki hala, teyze, yenge bolluğuna karşın İngilizcedeki aunt çeviride sorun çıkarıyor. Ama bu kadar popüler bir ailede kimin kim olduğunu bilmek zor olmasa gerek.  “Prens moda listesinde”  haberinde yanlışlık olmuş. Meghan, küçük George’un yengesi. Teyzesi değil. (3 Ağustos)

Tarık Konal: Bugün bir güncede “Çin Seddi'ni aşamadık” yazılmış. Bu yazım biçimi yanlış. Çin’deki bu yapıya “Çin Seti” denmeli. Sedd  sözcüğü Arapçadır. Türkçemizde, kapama, tıkama, engel olma anlamlarını da barındırır. Türkçemizde böylesi bir yapıya biz, set deriz. (6 Ağustos)

B.Ayçiçek/ S.Çelebi: Mobil uygulamada her haberde reklam giriyor bu çok kötü. Haber okurken sürekli çıkan reklamlardan gına geldi.  (4 Ağustos)

Tahsin Oğuz: Yıllardır en büyük keyfim haftasonları kahvaltıdan sonra Hürriyet okumak. Bugün gazetede 10 sayfa Van icra dairesine ayrılmış, 2 sayfa diğer icra dairelerine. Bir sayfa ölüm ilanına, üç sayfa cumhurbaşkanlığına, bir sayfa maliyeye. Bize okuyacak yer kalmamış. (4 Ağustos)

Salim Taşçı: Sporda 28. sayfada manşetin spotunda “oyuncu” yerine “oycu” yazılmış. Aynı sayfada ‘‘Beşiktaş şov yaptı’’ haberinde Larin ile Love karışmış. Kenan Başaran’ın yazısında “hatırda”nın “da”sı unutulmuş. (3 Ağustos)

Özgür Ekşi: Savunma dergisi C4Defence olarak hazırladığımız “Atak helikopterlerinin motorunda kasım beklentisi” haberimizi birçok gazete bizi kaynak göstererek alıntıladı. Hürriyet, gazetede ve internette haberimizi “Atak için ABD izni gerekiyor” başlığıyla kaynak göstermeden kullandı. (4 Ağustos)

Furkan Okutan: Cansu Çamlıbel’in “Yanlış anlaşılma mı, Halkbank mı?” adlı yazısının internette yayınlandıktan bir süre sonra kaldırılması, hem böyle değerli bir muhabire hem de biz okuyuculara haksızlık değil midir?


Uğur Bilgin: “Uğur böceğinin kanatlarından gelen mucize” haberi internette 52 görsel ile verilmiş. Rahat okuyamıyorum. Lütfen bu tür sunumdan vazgeçilsin. Manken haberi değil bu.(8 Ağustos)

Hayri Tek: 11. Sayfada habere benzeyen üniversite reklamına “Bu bir ilandır” uyarısı koymayı unuttunuz varsayıyorum. Ama 13-15. sayfalardaki “Tatil fırsatları”nda otel ve tur şirketlerinin reklamları da haber görünümünde verilmiş. O kabul edilemez. (8 Ağustos)

    Nuray Doğru: “O doktor görevine iade edildi”' başlıklı haberde Giresun’daki doktor suçlu gibi gösteriliyor. Böyle yazmanız yanlış. (8 Ağustos)

Haftanın engellenenleri:

Erişim Sağlayıcıları Birliği’nin bu hafta ilettiği Sulh Ceza Hakimlikleri’nin erişim engelleme kararları şöyle sıralanıyor: ­

        * Edirne 2. Sulh Ceza Hakimliği, Mehmet Ayağ’ın başvurusu üzerine “Ayakkabılı 3 kadın misafirini camiye sokmayan güvenlikçileri tartaklamış” ve “ Oğlumu dövenlere soruşturma bitene kadar komisyonda yokum” başlıklı haberlere erişim engeli kararı aldı.

     * İstanbul 11. Sulh Ceza Hakimliği, Fatih Oflaz ile ilgili “Ünlü işadamına öz kızına cinsel istismardan 18 yıl hapis cezası” haberlerine hurriyet.com.tr ve hurriyetdailynews.com’un da aralarında bulunduğu 31 siteyi engelledi. 

     * Ankara 1. Sulh Ceza Hakimliği, 8 Mayıs 2002 tarihli  “MHP’li Bedri Yaşar: İhaleci değilim” haberine erişim engeli kararı verdi.

     * 2014 yılında yayımlanan “Oral seks yaparken yakalandı” haberi, suçlanan kişinin “beraat ettiği gerekçesiyle” yaptığı başvuru üzerine İstanbul Anadolu 3. Sulh Ceza Hakimliği tarafından engellendi.

     * Bursa 1. Sulh Ceza Hakimliği “17 yaşındaki kıza cinsel istismar soruşturmasında iki kişi ifade verdi” haberine erişimi yasakladı.

     * İstanbul 5. Sulh Ceza Hakimliği, 2012’de yayımlanan ve 2009 Miss Turkey finalistlerinden olan bir kadının, Özcan Deniz ve M.Ali Erbil ile fotoğraflarının yer aldığı foto galeri ile “Venedik dönüşü” haberine erişim engeli getirdi.

       * İstanbul 8. Sulh Ceza Hakimliği, “Seri katil Atalay Filiz’in babası it dalaşında Yunan jetini düşürmüş”, “Seri katilin babasına kritik sorular”, “Seri katil zanlısını insan kaçakçıları bile arıyor” haberlerine erişim yasağı kararı aldı.