YAZILMAMIŞ HABERE İHTAR

...

Muhabir arkadaşlarımızdan Fırat Alkaç, 7 Mayıs’ta Ümraniye Erdem Hastanesi yetkililerini aradı. Doğum sırasında yaşanan bir enfeksiyon sonucu hem eşini hem de yeni doğmuş bebeğini kaybeden Yusuf Görgülü, hastane yetkilileri hakkında Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunmuştu. Hastane hakkında tazminat davası da açmıştı.

Hastane yetkilileri, Alkaç’a bilgi vermediler, hasta yakınının iddiasını yanıtlamadılar. Ardından görülmedik bir yönteme başvurarak, avukatlar aracılığıyla Hürriyet’e bir “ihtarname” gönderdiler:

“..Fırat Alkaç tarafından müvekkilim Erdem Hastanesi aranmış, 2015 Ağustos ayında yaşanan talihsiz bir olay ile ilgili haber yapacağını ve haberle ilgili bizlerin de görüşlerini almak istediğini beyan etmiştir.

Muhabirinizin bahsetmiş olduğu olay ile ilgili olarak adli makamlarca tarafımıza intikal ettirilmiş bir belge bulunmamaktadır. İdari makamlarca yapılan soruşturma sonucunda hastanemizin konu ile ilişkin kusurluluğuna ait rapor da bulunmamaktadır.

Böyle bir durumda, söz konusu haberin asılsız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğu, tek taraflı beyana dayanarak yapılacak haberin de gazetecilik meslek etiğine aykırı olduğu aşikârdır. Haberin hastanemizin itibarini sarsmak amacıyla yapıldığı ortadadır, haberin yapılması ve hastanemizin toplum nazarında itibarsızlaştırılması halinde Hürriyet Gazetesi hakkında yasal yollara başvuracağımızı ihtaren bildiririz.”

Son zamanlarda haberlerin “maksatlı” olduğunu söyleyen siyasetçilere sık rastlar olmuştuk ama böylesi ilk kez oluyor. Yazılmamış bir haberin niyetiyle ilgili suçlamada bulunuluyor; yargıya başvurma tehdidinde bulunuluyor.

Bir hastane hakkında savcılığa intikal etmiş bir iddia varsa bunun yazılmasından doğal ne olabilir? Kaldı ki, Alkaç, suç duyurusuyla ilgili belgeleri alınca sadece hasta yakınının suçlamalarıyla hastaneyi suçlu gösteren peşin hükümlü bir haber de yazmıyor; kendilerini arayıp iddiaya karşı yanıtlarını almak istiyor.

Bir hastanenin itibarı, son derece doğru biçimde yürütülen bir gazetecilik faaliyetine karşı böyle “ihtarname” göndererek korunmaz. Anlaşılan bu yöneticiler, ne halkla ilişkilerden anlıyorlar, ne de gazeteciliğin ne olduğunun farkındalar.

Hürriyet ne yaptı, hastanenin tehdit kokan bu ihtarı karşısında? Tabii ki, olayı araştıran Fırat Alkaç haberini yazdı. Hürriyet de 15 Mayıs günü “Doğumda hijyen davası/ Önce bebeğim sonra karım öldü” başlığıyla yayınladı haberi. Elbette hastane yöneticilerinin iddiaları reddettiği bilgisini de ekleyerek…