YA SONRA?

...

“O komiser bu kez bir kadını ezdi” haberi, 19 Ağustos’ta üçüncü sayfada yayımlandı. Haziran ayında karakol bahçesinde bir köpeğe ateş ettikten sonra açığa alınan Komiser Yardımcısı M.A., bu kez aracıyla 72 yaşındaki bir kadına çarpıp ölümüne neden olmuştu.

Haberi okuduktan sonra DHA Ege Temsilcisi İlyas Özgüven’e sordum; araştırıp yanıtladı. Komiser Yardımcısı M.A. hakkında köpeğe ateş etmesi nedeniyle başlatılan soruşturma sürüyormuş, henüz görevine dönmemiş.

Belki böyle bir kaza olmasaydı, bu polisle ilgili soruşturma yeniden gündeme gelmeyecekti; bir gün sessiz sedasız görevine dönecekti. Çünkü kamuoyunda tepki çeken hemen her olayda aynı süreç yineleniyor. Bir olay mı oldu? Yetkili kişiler, “İnceleme (ya da soruşturma) başlatıldı” açıklaması yapıyor. Sonra olay unutulup gidiyor.

Örnek vermek gerekirse, Ağrı Valiliği, Kobani eylemleri sırasında Cizre’de olaylara müdahale ederken zırhlı araç içinde yaptıkları konuşmaları ve çektikleri görüntüleri sosyal medyada paylaşan dört polis hakkında idari soruşturma başlatıldığını açıklamıştı. Sonucun ne olduğunu bilmiyoruz.

Gaziantep’te valiliğe yürüyen bir gruba yönelik müdahalede, polis memurunun ensesinden tutarak tartaklayan ve “Sık la sık” diye bağıran polis amiri hakkında açılan soruşturmanın sonucunu bilmiyoruz.

Geçen yıl eylül ayında Boğaziçi Köprüsü’nde intihar girişimde bulunan bir gençle özçekim yaparken kameralar tarafından görüntülenen polis hakkında başlatılan soruşturmanın nasıl sonuçlandığını da bilmiyoruz.

Bunlar henüz hafızalarda canlı olan nispeten yeni örnekler. Unutulup giden, muhtemelen sorumluları ceza almayan daha eski onlarca örnek verilebilir. Üstelik geçmişte yaşananlardan biliyoruz ki, sadece polislerle ilgili değil, kamu görevlileriyle ilgili inceleme ve soruşturmaların çoğunda benzer bir mekanizma işliyor. İlk başta medyaya yansıyor ama sonucun ne olduğu, ceza alıp almadıkları çoğu zaman topluma duyurulmadan geçip gidiyor.

Şimdi bakın, sosyal medyada “Şile Kalesi’nin restorasyon sırasında Sünger Bob’a benzetildiği” eleştirilerinden sonra inceleme başlatıldığı açıklandı.

Başka güncel örnekler de var. Başbakan Davutoğlu, Yüksekova’da işçileri yere yatırıp “Ne yaptı lan size bu devlet” diye bağıran ve görüntülerini sosyal medyada paylaşan özel harekât polisleriyle ilgili inceleme talimatı verdi.

7 Haziran seçimlerinden önce HDP’nin Diyarbakır mitingine bombalı saldırı düzenleyen Orhan Gönder’in, terör şüphelisi olarak aranmasına rağmen, asker kaçağı diye gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılması nedeniyle 17 polisle ilgili soruşturma açıldı. O da Hürriyet’in inceleme aşamasındaki ısrarlı takibinin sonucu olarak…

Türkiye’de cezasızlık kültürünün yaygın olduğu ve devletin memurunu koruma refleksinin sürdüğü herkesin malumu. Bu kültürün değişimi ve korumacılığın sona ermesi, ancak gazetecilerin her incelemeyi, her soruşturmayı ısrarla takip etmesiyle sağlanabilir.

Aksi halde “Soruşturma açıldı” açıklamaları, tepkileri yatıştıracak birer halkla ilişkiler manevrası olarak sürer gider; suçlular yine cezasız kalır. Soruşturmaları takip etmeyen medya da korumacı zihniyetin günahlarına ortak olur.