TREN KAZALARI VE GAZETECİLİK AÇIĞI

...

Hürriyet, Ankara’da dokuz kişinin yaşamını yitirdiği tren kazasının meydana geldiği günden bu yana hem kazanın meydana geliş biçimiyle ilgili bilgileri yayımladı, hem de kazanın nedenlerini irdeledi.

O günden beri “Facia sinyal vermiş/Sendika başkanı: Çok uyardık”, “Korkunç itiraf makas değiştirmeyi unuttum”, “Rayların yüzde 56’sında sinyalizasyon yok”, “Elektrikli makas eğitimi almadım”, “Karambol olur uyarısı” ve “Doğu kapısını AVM kapattırdı iddiası”, “Yanlışı fark edecek sistem yoktu”, “Emniyet vagonu yoktu” başlıklı haberler yayımlandı.

Bu haberler, kazaya neden olan insani hataları açığa çıkardığı gibi demiryollarında ciddi yönetim hataları olduğunu, Başkentray’ın uyarılara rağmen sinyalizasyon sistemi bitmeden açıldığını gözler önüne serdi. İki gün önce de İstanbul Florya’da, Halkalı-Sirkeci banliyö hattında elektrik hattı döşeyen araç ile ray bakım çalışmaları yapan aracın çarpışması sistem sorunlarının devam ettiğini gösterdi. Hürriyet’in ve bazı gazetelerin ısrarlı takibinin şimdilik tek sonucu, kaza sonrasında açılan hattın sinyalizasyon sisteminin tamamlanması için bir ay kapatılması oldu.

Fakat bu sorgulayan gazetecilik, demiryollarındaki sorunlar ve tren kazaları konusunda daha önce yapıldı mı? 13 Nisan 2018’de, Hürriyet ve diğer gazetelerde yayımlanan Başkentray açılış haberine baktım. Haberin büyük bölümü Cumhurbaşkanı Erdoğan ve dönemin Başbakanı Binali Yıldırım’ın konuşmalarıydı. Başkentray ile ilgili küçük bilgi kutucuğunda hattın “Behiçbey-Sincan arasında beş hatlı sinyalli ve elektrikli yeni demiryolu yapıldığı” belirtilmiş. Şimdi biliyoruz ki sinyalizasyon sistemi tamamlanmamıştı. Demek ki konuşmalar ve verilen bilgilerle yetinilmiş; eksiği bilen sendikacılar da gazetecileri uyarmamış. Zaten medyada son yıllarda açılış töreni haberleri hep aynı formatta. Sadece konuşmalar yazılıyor, çoğu tören haberinde açıldığı söylenen tesislerin isimleri bile olmuyor; sayılar veriliyor o kadar.

Biraz daha geriye gittim. Hızlı tren kazalarının ilki ve en büyüğü olan 22 Temmuz 2004’te Pamukova’da meydana gelen ve 41 insanın yaşamını yitirdiği kaza haberlerine baktım. Hürriyet’te dört gün üst üste manşetten sorgulanmış kazanın nedenleri. İlk gün “Seri cinayet/Tüm uyarılara rağmen altyapısı eksik başlatılan hızlandırılmış tren deneyi faciaya yol açtı”, ikinci gün “Yalan belgesi: TCDD’nin o bölgede makinistlere 130 km hızla gitme talimatı verdiğinin belgesi”, üçüncü gün “Çevreciyim treni bilmem”, dördüncü gün “Rus uzmana göre kaza beton traversten” manşetleriyle çıkmış Hürriyet. Ama daha sonra bu haberlerde belirtilen altyapı eksiklikleri ve yönetim hataları takip edilmedi.

Dahası sonraki yıllarda meydana gelen tren kazalarında Pamukova kazası haberindeki sorgulayıcılık da sergilenemedi. Örneğin 8 Temmuz 2018’de Çorlu’da yaşanan ve 24 kişinin öldüğü tren kazası, bir kez “Tren faciası” diye sürmanşete çıktı. Ertesi gün üçüncü sayfadan “Altlarından dere akmış” haberi yapıldı; Pamukova’daki kaza sonrasında olduğu gibi altyapı eksiklikleri ve yönetim hatalarının üzerine gidilmedi.

Belki kazaların tüm sorumluları bulunana, sistem eksiklikleri, altyapı sorunları ve yönetim hataları ortaya çıkarılana kadar takip edilse, eleştirel gazetecilik sergilenebilse tren kazaları bu kadar artmayacaktı. Her şeye rağmen kamuoyunu uyarabilmemiz, eleştirilere aldırmayan yöneticilere rağmen yazmaya, söylemeye devam etmemiz gerekirdi. Şimdi özeleştiri zamanı...

Silivri’deki görüşme odası

     Hürriyet internette “Silivri’de rezalet / Darbeci yüzbaşı ile avukatı basıldı” başlığıyla yayımlanan haber, Akşam gazetesinden alınmıştı.  İsimleri kodlanarak verilen bir avukat ile hükümlü yüzbaşının Silivri Cezaevindeki görüşme odasında kamera açısı dışında eşcinsel ilişkiye girdikleri iddia ediliyordu.

     Görevlilerin tutanak tuttuğu ve savcılığın İstanbul Barosu’na da bildirdiği belirtilen bu haberde suçlanan avukat A.B.O, bana e-posta göndererek haberin yayından kaldırılmasını istedi:

    “..haberiniz hiçbir şekilde gerçeği yansıtmamaktadır. Hakkımda İstanbul Barosu’na herhangi bir şikayet yapılmamıştır. Ayrıca bir soruşturma yürütüldüğüne dair hiçbir evrak tebliğ edilmemiştir. ”

      Önce avukata, “Peki o gün cezaevinde ne yaşandı? Hiçbir olay olmadı ya da bir tutanak tutulmadı mı?” diye sordum. Nedense yanıt vermedi bu soruma. Ardından İstanbul Barosu’ndaki durumu araştırdım.

     Gerçekten Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan bir yazı gelmişti Baro’ya. Silivri Cezaevi Müdürlüğü’nce tutulan tutanağın ekte gönderildiği belirtilerek avukatla ilgili disiplin soruşturması açılması istenmiş; olayın gizli tutulması gerektiği de vurgulanmıştı. Ama ekinde tutanak yoktu.

    Baro Başkanlığı, Başsavcılığa yazı göndererek, unutulan tutanağın kendilerine gönderilmesini istedi. Başsavcılık da yeni bir yazıyla tutanağı iletti.  Başsavcılık yazısını ve tutanağı görüşen İstanbul Barosu Yönetim Kurulu, söz konusu avukat hakkında soruşturma açılmasına karar verdi.

    14 Kasım’da yayımlanan haberle ilgili itirazı yazabilmek için ben de Baro’nun karar vermesini bekledim. Tutanak tutulduğu netleştiğine ve soruşturma açıldığına göre haberin tümüyle dayanaksız olduğu söylenemez. Ama iddiaların doğru olup olmadığı elbette soruşturma sonucunda açığa çıkacak. İzleyip onu da yazmak gerek…

Faruk BİLDİRİCİ / 14 Ocak 2019

   Okurdan kısa kısa

   Murat Elpe: İnternet sitenizdeki "Gören bir daha baktı, kardan öyle bir şey yaptı ki” haberini ana sayfanızda mozaikleyip veriyorsunuz. Zorla tıklatmak istiyorsunuz. “Sabri Sarıoğlu süper lige dönüyor" haberinizde dördüncü slaytta hangi takım ile anlaşacağı bilinmezliğini koruyor” diyorsunuz. (2-9 Ocak)

    Hasan Özyurt: 20-30 sayfalık resimli haberlerden bıktık. Haberi açıyorsun netten toplanmış 30 resimle beraber toplasan 10 satır bilgi yok. (9 Aralık)

    Gülten Kahraman: “İnternette “Mehmet’in cenazesinde gerginlik” haberinde yazım hatası var. Ara başlık ve devamında iki kez “neden” yerine “neyden” yazılmış. Biliyorsunuz, ney bir çalgı aleti. (5 Ocak)

    Ali Daştan: Ele geçirilen uyuşturucunun değeri veya yapılan hırsızlığın tutarının gözümüze sokulduğu haberler yapılıyor. Bunları görünce “Vay be paraya bak” diyorum. Gençlerimize kötü örnek olmasından korkuyorum.        

   A.Feridun Gündoğdu: Siz de eşit olmayan seçim yarışına gazeteniz vasıtasıyla büyük katkıda bulunuyorsunuz. Muhalefet liderlerinin açıklamalarını yayımlamıyor ya da küçük veriyorsunuz.

   Taylan Atlıhan: İnternette haberlerinizin anonsunda “dehşet” ve “korkunç olay” ibarelerini kullanıyorsunuz. Cinayete de aynı, yaralamaya aynı, trafik kazasına aynı, mafya çatışmasına aynı, köpek ısırmasına, hayvana tacize vs. evet olaylar basit değil ama her konuyu aynı anonsla verince sıradanlaşıyor.

     Nurhan Motugan: Atatürk Barajını yapan Palet İnşaat’ın konkordato talep ettiğini yazdınız. Palet İnşaat, Atatürk barajını yapan Ata İnşaat’ı kuran üç şirketten biridir.

        Haftanın engellenenleri

        Erişim Sağlayıcıları Birliği’nin bu hafta ilettiği Sulh Ceza Hakimlikleri’nin verdiği erişim engelleme kararları şöyle sıralanıyor: ­

       *  Hürriyet ve beş ayrı sitede bir hafta önce yayımlanan “Zabit katibinin 100 bin Tl’lik vurgun planı savcılık kalemine takıldı” başlıklı haber, tutuklanan zabıt katibinin eşinin “kendisi ve çocuklarının mağdur oldukları” yolundaki başvurusu üzerine Denizli 2.Sulh Ceza Hakimliği tarafından engellendi.

         * Fatsa Sulh Ceza Hakimliği, iki yıl önce yayımlanan “Reşadiye’de hakime Fetö gözaltısı” haberine erişim engellemesi kararı verdi.

         *  “Villa vurgununa Cherokeeli kanıt” haberine erişim, Datça Sulh Ceza Hakimliği tarafından “suçlanan inşaat firması sahibi hakkındaki yargı sürecinden hiçbir olumsuz karar çıkmadığı” dikkate alınarak yasaklandı. 

         * Bakırköy 1. Sulh Ceza Hakimliği, 2007 yılında Hürriyet’in yanı sıra dokuz sitede yayımlanan “Kocamı otelde sevgilisi vurdu” ve “Başkan Erzen’in eski sekreteri cinayet zanlısı”, “Erzen’in sekreteri suçsuz bulundu” başlıklı haberler, adı geçen kişinin “şeref ve haysiyetinin korunması” gerekçesiyle engellenmesine karar verdi.

        * Hürriyet ve 57 sitede iki yıl önce yayımlanan “İstanbul’da 134 hakim ve savcıdan 47’si tutuklandı” haberi, başvuran hakimin “sonra serbest bırakılıp aklandığı, haberle kişilik haklarının ihlal edildiği ve unutulma hakkı kapsamına girdiği” gerekçesiyle Mersin 1.Sulh Ceza Hakimliği tarafından engellendi.

        * Hürriyet ve Radikal gazetesinde 2012’de çıkan Aykut Kocaman’ın Ankaraspor’dan öğrencisi olan Ediz Bahtiyaroğlu’nun ölümüyle ilgili haber ve galeriler, Bahtiyaroğlu’nun eski eski nişanlısının başvurusu üzerine Küçükçekmece 3. Sulh Ceza Hakimliği tarafından erişime kapatıldı. Eski manken olan bu kişinin adının geçtiği 100’den fazla magazin haberi de “kişilik haklarına zarar verdiği, kamu yararı bulunmadığı ve dedikodu tarzında bilgilerle yazıldığı” gerekçesiyle yasaklandı.

      * Mersin 2. Sulh Ceza Hakimliği, iki yıl önce erişim engellemesi kararı verilen haberlerdeki içerikle aynı olduğu gerekçesiyle “Profesör çift için tüyler ürperten suçlamalar” haberine de erişim yasağı getirdi.