TARAFTAR YAZARLARIN TARAFTARA ETKİSİ

...

“Holigan davranışları artırmada medyanın da önemli bir payı mevcuttur. Taraftar yazarlar da, taraftarları taraf gözüyle olumsuz etkilemektedirler.”

Bu satırlar, “Sporda Şiddet Sorununun Araştırılması” için TBMM’de kurulan komisyonun raporundan. TBMM Genel Kurulu’nda son günde görüşülen rapor maalesef seçim hayhuyuna kurban gitti. Biz gazeteciler açısından üzücü değerlendirmelere yer verilmişti raporda. “Medyanın sporda saldırganlığı etkilediği” vurgulanıyordu. Bu tespiti yaparken de hem dinlenen spor adamlarının görüşleri, hem de Kulüpler Birliği Toplantısı’nda düzenlenen anket çalışması dayanak alınıyordu. Fikir vermesi açısından bu anketin medya ile ilgili sonuçlarını özetle aktarıyorum:

* “Kitle iletişim araçlarının şiddeti körüklediği fikrine katılıyor musunuz?” sorusuna, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) ve dört ligin yetkilileri, yüzde 67,1 oranında “Evet” cevabı vermiştir. “Abartılı kışkırtıcı sunumlar” ve “amigo ve külhani yorumlar yapıldığı” gibi açıklamalar getirilmiştir. Elde edilen cevaplar medyanın, şiddetin körüklenmesinde önemli olduğunu göstermektedir.

* “Sporda şiddetin nedenlerini önem sırasına göre sıralayınız” sorusuna verilen cevaplarda, TFF ve Süper Lig takımlarının yöneticileri sporda şiddetin nedenleri olarak ilk sırada amigoları görürken; TFF yetkilileri ikinci sırada medyayı, Süper Lig takımlarının yetkilileri ise ikinci sırada taraftar derneklerini gördüğünü belirtmiştir. Medya maddesi, 1. Lig takımları yetkililerinde dördüncü sırada, 2. ve 3. Lig takımlarının yetkililerinde ise beşinci sırada yer almıştır.

TBMM Genel Kurulu’nda bile yeterince üzerinde durulmadan arşivlere kaldırılan Komisyon raporunda, medyaya ilişkin önerilerde de bulunulmuş. Bu önerileri iki madde halinde toplayabiliriz:

* Tarafı olunan takımın yazarı, o taraftar için en büyük referans kaynağıdır. O yazarın yazdığı her bilgi doğru kabul edilmektedir. Medyada görev alan yazarlar da birer taraftar olduklarından medya günümüz taraftarlarını olumsuz etkilemektedir. Medyanın şiddet yerine, takımlarını şarkı söyleyerek tezahürata yani şiddet içermeyen davranışlarla destekleyen taraftarların görüntüsüne yer vermesi; olumlu ve güvenli bir spor ortamı yaratılması adına önemlidir.

* Spor medyası, uluslararası basın kuruluşlarının kabul ettiği etik kodlara, etik kurallara uygun davranmalı; şiddeti tetikleyen yorum ve yazılara izin vermemeli; fair-play/adil oyun uygulamalarına yer vermelidir.

Komisyon raporunda medya kuruluşları ile ilgili ayrıntılı değerlendirmeler yapılmamış. Genel değerlendirmeler yapılınca da ister istemez, bazıları haksız töhmet altında kalıyor. Medya kuruluşları ve spor yazarlarının büyük çoğunluğu taraftarı olumsuz etkileyen yazılardan uzak duruyor bence.

Yine de komisyonun tespit ve önerilerine kulak vermek gerekli. Spor haberlerine, yazılarına bir de bu gözle bakmakta, her satırı, her cümleyi “Acaba şiddeti özendirir mi?” endişesiyle süzgeçten geçirmekte yarar var.