SUÇLU İLAN ETMEDEN

...

Kişilerin suçlandığı olayların haberlerinin nasıl yazılması gerektiği konusunda iki somut örnek son günlerde medyada geniş yer buldu. Birincisi Kanal D’deki Beyaz Show’a telefonla bağlanan Ayşe Çelik, ikincisi “Bu suça ortak olmayacağız” başlıklı bildiriye imza atan 1128 akademisyen.

Kanal D’deki olayla ilgili olarak ilk haber Hürriyet’te, 11 Ocak’ta “Beni politikaya malzeme etmeyin” başlığıyla yayınlandı. Bu haberde ağırlıklı olarak program sunucusu Beyazıt Öztürk’ün olayla ilgili değerlendirmelerine yer veriliyordu. Kendisini “öğretmen” olarak tanıtan Ayşe Çelik’in programdaki sözleri de “Burada doğmamış çocuklar, anneler, insanlar öldürülüyor. Sessiz kalmamalısınız” diye özetleniyor; hakkında soruşturma açıldığı belirtiliyordu.

Olayın bütün yönleri aktarılıyor; Çelik’in görüşü okura duyuruluyor ama yargılayıcı ifadelere yer verilmiyordu. Gazetecilik açısından doğru yaklaşım sergilenmişti bu haberde. Çünkü haberlerin hazırlanmasında pusula niteliğindeki Doğan Yayın İlkeleri’nde “kişilerin peşinen suçlu ilan edilmemesi ve okurun, doğru ve eksiksiz biçimde bilgilendirilmesi” gerektiğinin altı çiziliyor. Ayrıca bu tip haberlerde “suçlanan tarafın görüşüne mutlaka yer verilmesi” isteniyor.

İkinci örnek olan “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisi, 11 Ocak’ta açıklandı. Ama 12 Ocak’ta Hürriyet’te bu konuda haber yoktu. Hürriyet okuru bu bildiriden, 13 Ocak’ta yayınlanan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın suçlamalarıyla haberdar oldu. “Karanlık mandacı aydın müsveddeleri” başlıklı bu haberde de 1128 akademisyenin imzaladığı metnin içeriği yoktu; sadece “barış çağrısı”na imza attıkları yazılmıştı. Bu haliyle haber hem eksikti, hem de akademisyenler, Erdoğan’ın sözleri üzerinden peşinen suçlu ilan ediliyordu.

Bereket, 14 Ocak’ta yayınlanan “Bildiri depremi” haberi, eksikliği bir ölçüde giderdi. Bu haberde bildiriye tepkiler ve soruşturma ile birlikte, bildirinin içeriği özetlenmiş; metni imzalayan bir akademisyenin Erdoğan’a yanıtına da yer verilmişti. Sonraki günlerde de akademisyenlere yönelik soruşturmalar ve suçlamalara verilen yanıtlar gazetede geniş olarak yayınlandı.

Keşke ilk haberde de suçlanan taraf olarak akademisyenlerin görüşü olsaydı. Demokrasinin temel değerlerinden olan ifade özgürlüğünü savunmak biz gazetecilerin de görevi…