PORNOGRAFİK AYRINTILAR

...

İki kadın okur, kadınlara yönelik cinsel istismar haberleriyle ilgili rahatsızlığını dile getirdi.

Süheyla Pınar, internette 20 Temmuz’da yayınlanan “Yaşlı kadın hayatının şokunu yaşadı” haberindeki fotoğrafı eleştirdi: “Bu fotoğraf da bir cinsel saldırı. Kadıncağız böyle bir resminin konmasını ister miydi ki? Bu resmin kaldırılması ya da çerçevelenerek kadının bacaklarının görüntüsünün silinmesi gerekir.”

Nermin Doğan ise 30 Temmuz’da internette yayımlanan “Sultangazi’de şok! Kadına taciz anları böyle görüntülendi” haberindeki görüntülere tepki gösterdi:“İnternetteki bu görüntüden alınan bir kare de ertesi gün gazeteye konuldu. Cinsel taciz görüntülerini yayınlamak ile pornografik görüntü yayınlamak arasında bir fark göremiyorum.

Maalesef aynı gün gazetedeki ‘Teşhirciyi dövenlere takipsizlik’ başlıklı haberde de ayrıntılara yer verildi. Tacizin nasıl gerçekleştiğini, saldırganın pantolonunu indirdiğini üç kez tekrarlayıp, polis ifadesindeki ‘omuzların nasıl değdiği’ gibi ayrıntılarla aktarmak ‘pornografik algı’ oluşturuyor.”

Bir gazetecinin haber yazarken insanlara, özellikle de mağdurlara yönelik etkisini, sonuçlarını düşünmesi, o kişilere zarar vermeme kaygısı gütmesi gerekir. Cinsel istismar, taciz, tecavüz gibi olaylar, kadının salt bedenine değil aynı zamanda kişiliğine, ruhuna saldırıdır. Mahrem alanının dinamitlemesidir.

Biz gazeteciler de o saldırı anının görüntülerini yayımlayıp, ayrıntılarını öyküleyerek yazdıkça mahrem alanı dinamitlemeye devam etmiş oluyoruz. Mağdur kadını hırpalamakla kalmıyor, aslında onun üzerinden tüm kadınları o dehşetin ürkütücü etkisine maruz bırakıyoruz.

Bianet’ten Çiçek Tahaoğlu ve Elif Akgül’ün hazırladığı “Toplumsal cinsiyet odaklı habercilik elkitabı”nda da “haberde pornografik ayrıntılara yer verilmesinin cinsel şiddeti görünmez hale getirdiği” uyarısında bulunuluyor. “Taciz, tecavüz erotik değildir; beden bütünlüğüne ve dokunulmazlığına karşı işlenmiş çok ciddi bir suçtur” diye de hatırlatılıyor.

Cinsel şiddet haberlerinde asla gözden kaçırılmaması gereken bir yaklaşım bu. Aksi halde sadece cinsel şiddeti erotik ya da pornografik ayrıntıların gölgesinde bırakmış olmaz; potansiyel saldırganlara da yol yöntem göstermiş, onların gözünde böyle saldırıların “yapılabilirliğini” kanıtlamış oluruz.

Okurun vurguladığı gibi, bu “pornografik” görüntüler ya da ayrıntılar olmasa haber değerinden bir şey kaybetmez. O görüntü ve ayrıntıların yayımlanmasında herhangi bir kamu yararı olduğu da söylenemez.

Dahası internette “tık avcılığı” çabası ve gazetede okutma kaygısı da bu görüntü ve ayrıntıları vermeyi mazur gösteremez. Bu tür istismar, taciz ve tecavüz haberlerinde frene basmalı, “haber şehvetine” kapılmamalıyız. Cinsel şiddete karşı mücadeleye destek vermenin yolu bu...

Okurdan kısa kısa

      Hayri Tek: Gazetedeki “Sincar’a kırmızı darbe” haberinde “Milli İstihbarat Başkanlığı” yazmışsınız. Bu yanlış. Keşke değiştiren kararnameye ya da kurumun kapısındaki yeni tabelaya baksaydınız. Müsteşarlıktı, başkanlık oldu. Kurumun yeni adı “Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı”. (16 Ağustos)

     Hasan Koca: Kelebek’in 6.sayfasında “Hızlı ve öfkeli Tokyo yarışı”nın saat 20.00’de Atv’de olacağı yazıyor. Altta aynı saatte Show’da da gözüküyor. (8 Ağustos)

Hakan Mut: “Tırnağını çektirdi hayatı kaydı” başlığı internette ana sayfada yer aldı. Sağlık çalışanlarına karşı şiddete teşvik eden haber yapmanızı kınıyorum. 3 yıl önce İzmir’de yaşanmış ve daha ortada bir şey yok. (8 Ağustos)  

      Turan Karalı: Noyan Doğan’ın yazısında, bedelli askerlik yapacakların kıdem tazminatı alabileceği, 2011’de yargınınödenmesi yönünde karar verdiği belirtilmiş.Oysa 2011’deki kanunla bugünkü aynı değil. Bu kanunaeklenen “ücretsiz izinli sayılır” hükmü kıdem tazminatı alınmasına engel. (1 Ağustos)  

Başak Akbulut: İnternetteki “Nişanlısını dedektife takip ettirdi” haberinde takip ettiren şahıs, yaptığıyla övünüyor; bu sayede kız arkadaşına güvenip nişanlanmış. Özel hayata müdahaleyi normal gibi göstermeyin. (9 Ağustos)

Rıfat Bali: Ahmet Hakan’ın yazısında problem yok mu? Ne demek “Körfez Arap’ı”? Ne demek “zengin ve görgüsüz turist”? Aynı nitelemeler biz Türkler için Avrupa’daki bir basın organında çıksa tepkimiz ne olur acaba? Batı aleminde bu tür yazılar ancak aşırı mecradaki gazetelerde çıkabilir. (15 Ağustos)

Gülşah Kuş: Gazetenin 2. sayfasında yer alan “Asi kızın hikayesi” kitabının ikinci serisinin yeni çıktığı bilgisi hatalı. Yaklaşık 5 aydır satışta. (14 Ağustos)

    Erdoğan Özbay: İnternette “Akar’dan çok önemli Münbiç açıklaması” demişsiniz ama her şey devam ediyormuş. Çatışma var sanmıştım. (18 Ağustos)

 Can Basey: O kadar “kırmızı çizgi” ilan ettiniz, “Ayrımcılık olmayacak” dediniz ama internette “O travesti” yakalandı” diye başlık attınız. (18 Ağustos)

Haftanın engellenenleri:

Erişim Sağlayıcıları Birliği’nin bu hafta ilettiği Sulh Ceza Hakimlikleri’nin erişim engelleme kararları şöyle sıralanıyor: ­

        * Beykoz Sulh Ceza Hakimliği, Mustafa Ceceli-Sinem Gedik-İtizar haberlerini engellemeye devam ediyor. Bu kez de Sinem Gedik’in başvurusu üzerine “Mustafa Ceceli’nin eski eşi Sinem Gedik aylar sonra görüntülendi” ve “İntizar ilk kez sahnede” haberlerine erişim engeli kararı aldı.

       * 2007’de yayımlanan “İlk hapis cezası” başlıklı habere İstanbul 7.Sulh Ceza Hakimliği tarafından adı geçen kişi hakkında kara para nedeniyle verilen mahkumiyet kararının düşürüldüğü gerekçesiyle erişim yasağı getirildi.

        * İzmir 3.Sulh Ceza Hakimliği, 12 yaşındaki bir çocuğun ifadelerine dayanan “Anneden porselen bebeğe dayak” haberine adı geçen kadının “kişilik haklarının ihlal edildiği” gerekçesiyle erişim engeli getirdi.

Faruk BİLDİRİCİ / 20 Ağustos 2018