MAGAZİNDE MUHABİRLİK VE MUHBİRLİK

...

Oyuncu ve manken Cansu Dere’nin “ehliyetine el konulduğu halde araç kullandığı” gerekçesiyle gözaltına alınması, geçtiğimiz hafta magazin basınının gündemindeydi. Gözaltıyla ilgili olarak Ay Yapım’dan yapılan açıklama, magazin muhabirlerine bir suçlama içeriyordu:

“Oyuncumuz rolü gereği Eyşan karakterinin arabasının içinde görevini gerçekleştirmekteyken basın mensubu arkadaşların emniyet görevlilerine yaptığı şikâyet sonucunda yetkililer, görevleri gereği dizi setine gelip oyuncumuza yasal işlem uygulamışlardır.”

Gazeteciler, o gece polise şikâyette bulundu mu? Bildiğim kadarıyla suçlanan muhabirlerden bu konuda bir yanıt gelmedi. Bu suçlama yalanlanmadı, ama doğrulanmadı da. Konu, bir iddia olarak ortada duruyor.

Asıl üzerinde durmamız gereken, bir gazetecinin haberi izleyen kişi konumundan çıkarak, haberi yaratan kişi olma durumuna geçmesinin doğru olup olmadığı. Eğer bir gazetecinin bazı durumlarda polise ihbarda bulunmasının doğru olacağına inanıyorsak, bir soruya cevap vermek durumundayız; kırmızı çizgiyi nereye koyacağız?

İnsan hayatının tehlikede olduğu kimi istisnalar dışında böyle bir sınır çizmenin zorluğunu sahada koşturmuş bütün gazeteciler bilir. Sınır çizilemeyince de muhabirin tek ölçüsü, “iyi haber” olur; muhabir, haber yapabilmek için polisi “araç” olarak kullanmış olur. Yani muhabir kendi haberinin aktörü olur, kendi haberini kendisi yaratır.

Nitekim son dönemde magazin muhabirlerine en sık yöneltilen eleştiri de haber yaratmak için bir sanatçının motosikletinin tekerleğine kilit taktıkları, bir diğerinin başına böcek attıkları, trafik polisiyle birlikte sanatçılara alkol kontrolüne çıktıkları yönünde, Bu iddialar yanlışsa mesele yok ama doğruysa bunu gazetecilik ölçüsü içindeki davranışlar olarak göremeyiz.

Ayrıca polisi araç olarak kullanıp haber yapan muhabirleri, trafikteki bir yanlışa müdahale ettiği gerekçesiyle de mazur göremeyiz. Bu davranışı desteklersek muhabirlik ile muhbirliği birbirine karıştırmış oluruz.

Biz gazetecilerin asli görevi, yanlışları polise ihbar etmek değil, haber yapmaktır. Biz yazarız, polis oradan öğrenir, görevini yapar. Nitekim oyuncu Halil Ergün’ün ehliyetsiz araç kullanması örneğinde böyle bir yöntem izlendi. Ergün’ün direksiyon başında görüntüleri yayınlandı. Polis gitti ceza yazdı. Doğru olan o magazin muhabirlerinin yaptığıydı.