KARŞIT GÖRÜŞ

...

AKKUYU Nükleer santralının temelinin atılmasıyla ilgili haber, birçok gazete gibi Hürriyet’in de sürmanşetindeydi.

Müzeyyen Huş adlı okur, "Nükleer santrala karşı olan görüşlerden hiç bahsetmemişsiniz. Zaten bir gün önce de bakanlığın tanıtım filmini haber yapmıştınız. Okurun karşıt görüşleri de bilmeye hakkı yok mu" diye eleştirdi temel atma haberlerini.

Temel atma haberlerine bir de bu gözle baktım. 4 Nisan’da, Hürriyet’in ilk sayfasında "2023 sözüyle düğmeye basıldı" iç sayfalarda ise "Yeni çağın ilk harcı", "Daha sağlıklı enerji sepeti" ve "Önemli bir milat yaşıyoruz" başlıkları kullanılmıştı. Gerçekten nükleer karşıtı görüşlere hiç yer verilmemişti.

Okur haklıydı. Zira Akkuyu’da nükleer santral yapılacağının belli olduğu günden bu yana çevrecilerden itirazlar geliyordu. Özellikle Japonya’daki Fukuşima nükleer enerji santralında 2011’de meydana gelen kazadan sonra dünyada nükleer santrallar konusunda olumsuz yaklaşımlar güç kazanmış, bazı Avrupa ülkeleri bu santralları kapatmaya yönelik programlar hazırlamışlardı. Hürriyet’in haberinde ne bu tepkilerden ne de dünyadaki nükleer karşıtı rüzgârdan söz ediliyordu. Ayrıca çevreci bir grubun aynı gün Meclis’e gelmesine, alana gitmek isteyen Mersin Nükleer Karşıtı Platform üyelerinin polis tarafından engellenmesine ve bazı meslek birlikleri ile STK’ların açıklamalarına da gazetede yer verilmemişti.

Daha sonra Başbakan Binali Yıldırım’ın, "Akkuyu’yu eleştirenlere mesajı" da "Gaza gelmenin lüzumu yok" başlığıyla kullanıldı. Ama Akkuyu’yu eleştirenlerin görüşleri gazetede yayımlanmamıştı.

Santrala karşı çıkanlar yanlış tezleri savunuyor olabilirler, söyledikleri doğru da olabilir. Bunun bir önemi yok. Gazetecilik açısından önemli olan bu kadar tartışmalı bir konuda karşıt görüşlerin birlikte verilebilmesidir. Çünkü okurun bu santral hakkında doğru fikir oluşturabilmesi, eksiksiz bilgi edinmesine bağlıdır. Eksiksiz bilgi de salt politikacıların söylediklerini aktarmakla sağlanamaz.

Nitekim santralın deniz yapıları ve limanının temelinin atılmasına ilişkin haber, 15 Nisan 2015 tarihli Hürriyet’te "Nükleer temele protesto" ve "Akkuyu nükleer santralının ilk temeli protestolar eşliğinde atıldı" başlıklarıyla verilmişti. Böylece olumlu ve olumsuz görüşler birlikte yayımlanmıştı; doğrusu da oydu.

SPONSORLUK kültürel, sosyal, sanatsal, sportif ve hatta bilimsel faaliyetin bile ayrılmaz bir parçası. Birçok etkinlik, sponsorluk sayesinde gerçekleştirilebiliyor.

Kuşkusuz bir firma, bir kişi ya da kuruluş bir etkinliğe sponsor olduğunda karşılığında bir yarar sağlıyor. Şirketlerin sponsor olmalarının nedeni de reklamlarını yaptırabilmek. Sponsorluk ilişkilerinde medyanın konumuna dikkatimi çeken, bir peynir markasının iletişim danışmanı Şule Kartal’ın gönderdiği e-posta oldu:

"Sitenizin basketbol bölümünde uzun zamandır M...Uşak Sportif resmi adıyla değil, Uşak Sportif olarak yayınlanıyor. M.. firması Uşak Sportif’in uzun zamandır resmi sponsorudur ve yapılan sözleşme gereği takımın isminde M... adı kullanılmaktadır. Fikstürlerde gerekli düzeltmenin yapılmasını rica ederim."