HAYATA VEDA GÖRÜNTÜLERİ

...

“Üç yetmedi beş öldürdü” başlıklı haberde, İzmir’de genç bir kadının ikinci intihar girişiminde öldüğü anlatılıyordu. Genç kadının intihara ilişkin hazırlıkları ve yöntemi ayrıntılı olarak aktarılıyordu haberde.

Ayrıca hürriyet.com.tr’de de bu kadının intihar öncesi görüntüleri yayınlandı. “Ölmeden önceki son görüntüleri” başlıklı videoda genç kadın, az sonra atlayacağı pencere önünde gözyaşları içinde görülüyordu. Emre Cem Esen adlı okur, bu görüntünün yayınlanmasını “kişinin özel hayatını ihlal ediyor ve yakınları açısından travmatik olabilir” diye eleştirdi.

Haklı da. Tamamen özel görüntüler onlar. Maalesef o kadın artık hayatta değil ve yayınlanmasını isteyip istemediğini sorma şansımız yok. Yakınları ister mi o yayını? Sanmıyorum. Onlar da kim bilir ne hissetmişlerdir o görüntüleri izlerken.

Halbuki gazetecilikte insana saygı ve yaşamı korumak esastır. İntihar haberlerinde intihar eğilimi olanlara öğretici, özendirici olmamak gerekir. Tam da bu nedenle Doğan Grubu’nun yenilenen ilkelerinde “İntihar haberlerinde yönteme ilişkin özendirici ve öğretici ayrıntılara yer verilmez” deniyor.

Yöntem aktarmak, intiharların bulaşıcılık karakterini tetikleyebilir. Fakat sadece “Üç yetmedi beş öldürdü” haberinde değil, Bayburt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Gökhan Budak’ın intiharında da yöntem ayrıntılı olarak aktarılmıştı haberde. Tabii Budak bir rektördü, dolayısıyla intiharı görmezden gelinemezdi.

Ama Ayşegül Aşkın adlı o genç kadını kaç kişi tanıyordu? Haberinin verilmemesi gazete için kayıp olmazdı. Kamu ünlüsü olmayan kişilerin intiharlarını hiç yazmamak yazmaktan daha hayırlı olabilir.