HABERCİLİK SUÇU

...

Gazetenizin bugünkü manşetini anlamakta zorlanıyorum” diyordu Ebru Koçak adlı okur. “Bu kadar büyük tehdit altındayken devlet üst kademesinin korunmasını eleştirel dille ön plana çıkarmanızın nedenini öğrenmek istiyorum.”

30 Ağustos töreninde Anıtkabir’de alınan güvenlik önlemlerini içeren “Özel koruma” manşetini kastediyordu. Ama aslında bu gelişmenin neden büyütüldüğü manşetin spotunda yazılmıştı:

“Güvenlik önlemleri açısında bu yıl birçok ilke sahne olan Anıtkabir’deki 30 Ağustos töreninde, özel harekât polisleri elleri tetikte koruma yaptı.”

Manşetteki fotoğrafta da özel harekât polisleri, devlet erkanı ile subaylar arasında yürürken görülüyordu. Gerçekten de Anıtkabir’deki törenlerde daha önce böyle bir koruma görülmemişti.

Öyleyse yeni ve güncel bir gelişme sözkonusuydu. 15 Temmuz sonrasında böyle bir güvenlik önlemine gerek duyulmuş olması haber değeri taşıyordu. Haber yapılarak doğal bir gazetecilik refleksi gösterilmişti.

Fakat okurun söylediği “eleştirel dili” spotlarda ve haber metninde göremedim. Onun için kendisine yazarak, “eleştirel dilin nasıl kullanıldığını somutlamasını” istedim. Koçak, “Özel Koruma’ (özel kelimesi sarı renkte öne çıkmış ve abartılı şahsi bir korumayı çağrıştıracak şekilde) manşeti ve koruma açısından ilklere sahne olduğunun belirtilmesi eleştirel bir dildir” yanıtını verdi.

Okurun haberden bir eleştiri sözcüğü ya da cümlesini gösterememesi doğaldı. Çünkü baştan sona taradım, gerçekten tek bir eleştiri sözcüğü yoktu haberde. Nesnel bir dille Anıtkabir’deki gelişme okurlara duyurulmuştu, o kadar.

“İlklere sahne olduğunu” belirtmek niye eleştiri olsun? İlk olduğu doğru mu, değil mi? Doğru olduğu besbelli. Öyleyse neden yazılmasın? Kaldı ki, gazeteci eleştirebilir de. Ama burada gerçek yorum katılmadan aktarılmış okura. Güvenlik önlemlerini yazmanın sakıncası da olamaz. Zira görünür önlemlerin asıl amacı caydırıcılıktır.

Aslında okurumuzun yazdığı bu görüş, o gün bazı tv programları ve gazetelerin internet sitelerinde de dile getirildi. “Erdoğan’ın özel harekâtçılar tarafından korunması üstü kapalı olarak eleştirildi” deniyordu o haber ve yorumlarda. Bu sonuca nasıl vardıklarına yönelik somut örnek verilmiyordu. Düpedüz niyet okunuyor; Hürriyet’in haberiyle ilgili algı yaratılmaya çalışılıyordu.

Ayrıca bu haberin yanındaki “Saray’ın türbanlı koruması” fotoğrafı için de manipülatif ifadeler kullanılıyordu. Oysa o da yeni bir gelişmeydi; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kadın korumalarından birinin “ilk kez” başını örtmesi haberdi. Hürriyet okurlarının bunu öğrenmeye hakkı yok muydu? Bu değişiklikleri görmezden gelmek mi gazetecilikti?

Kendisine “gazeteci” diyenlerin bu sorulara “Hayır” yanıtı vermesi haber değeri taşır. Tıpkı gazetecilerin, meslektaşlarını “Neden haber yaptınız?”, “Neden üstü kapalı eleştirdiniz” diye suçlaması gibi…