GAZETECİ KANDIRMAK KOLAY

...

“Üniversiteli Gamze” beş yıl önce yayımladığımız haberlere bakılırsa tam bir bilgisayar dehasıymış. “Üniversiteli Gamze Microsoft’un Türkiye ve dünya birincisi”, “960 bin adayı geride bıraktı”, “6 kez üst üste dünya birincisi oldu”.

Akdeniz Üniversitesi Manavgat Meslek Yüksek Okulu Bilgisayar Programcılığı bölümü öğrencisi Gamze Oruç ile ilgili haberler önce Hürriyet Akdeniz Eki’nde, ardından Hürriyet’te ve sonra yine ekte bir daha yayımlanmış. Ek’tekiler DHA’nın, diğeri Hürriyet’in kendi haberi. Kasım ve Aralık 2013 tarihlerinde yayımlanan bu haberlerde Gamze Oruç’un birinci olduğu yarışmaların adları şöyle verilmiş:

“Microsoft Windows 8 Uygulama Geliştirme Yarışması, Java&Android Developer Yarışması, Java&Android Developer Web ve Grafik Tasarım ile Yazılım Geliştirme Yarışması, Lisans Geliştirme Yarışması, İşletim Sistemleri Yarışması, WowZaff 2013 Windows Uygulama Geliştirme Festivali kapsamında düzenlenen Dünya İşletim Sistemi ve Algoritma Geliştirme Yarışması.”

Bilişim sektöründen bir okur, bu haberlere dikkatimi çekti. Birincilik haberlerinin doğru olmadığını belirten ve adının yazılmasını istemeyen bu okur, Oruç’un kazandığını söylediği yarışmaların çoğunun gerçekte var olmadığını vurguladı; bu haberlerin hurriyet.com.tr’den silinmesini istedi.

Önce haberleri inceledim. Oruç, okulu bitirdikten sonra Ayvalık’a yerleşmiş, çocuklara kurslar düzenlemiş; hatta “dünya birincisi” olarak bazı okullara davet edilmiş, oralarda konuşmalar yapmıştı.

Fakat Oruç’un sözlerini doğrulayacak tek bir veriye rastlamadım internette. Siber güvenlik uzmanı Can Yıldızlı’dan yardım istedim. O taradı dijital âlemi. Vardığı sonuç şuydu; “Gamze Oruç’un dünya birinciliği yok. Hatta bir yarışmanın adı yanlış yazılmış, WowZaff 2013 değil WowZapp olacak. Bu yarışmayı Taylandlı bir genç kazanmış, halen Microsoft’ta çalışıyor.”

Bu bilgiyle yetinmeyip Microsoft Türkiye Ofisi’ne sordum. “Windows 8 Uygulama Geliştirme Yarışması’nda ödül alanlar arasında Gamze Oruç’un bulunmadığı ve haberdeki diğer yarışmaları düzenlemedikleri” yanıtı verdiler.

Oruç ile de temas kurmaya çalıştım. Ayvalık’tan da ayrılmıştı. Artık evliydi; kendisinden çok eşi Mahmut Altınok yanıtladı sorularımı. “Biz bütün belgeleri rektörlüğe verdik. Oradan isteyin. Mail adresi kırıldı, belgeler oradaydı. Bizde hiç belge yok.” Birkaç kez arayınca da sinirlendi. Dünya birincilikleri kazanmış bir kişinin elinde tek bir belge olmaması şaşırtıcıydı! Bir de ne hikmetse çok önce hack’lendiğini söyledikleri e-posta adresi Linkedin profilinde hâlâ duruyordu; konuşmamızdan sonra silindi.

Üniversite tarafından da araştırdım. Oruç, önce bir akademisyeni, sonra okul müdürünü ve ardından o zamanki rektörü, e-posta çıktıları göstererek Windows 8 yarışmasında dünya birincisi olduğuna ikna etmiş. Rektörlükte kabul edilip, teşekkür belgesi de verilince gazetecileri inandırmayı başarmış; haberler böyle yazılmış. O da herkesin inanmasına güvenip, bir dünya birinciliğini iki ay içinde altı birinciliğe dönüştürmüş! Gazeteciler buna da inanmış. Ama bir türlü okula orijinal belge verememiş, sonra da “belgenin kargoda kaybolduğu”nu söylemiş. Şüphelenen okul yöneticileri, Microsoft’a e-posta göndermiş. Oruç’un birincilik haberlerinin doğru olmadığı yanıtı alınmış. Bunun üzerine danışmanlık yaptığı rektörlükten uzaklaştırılmış, ilişki de kesilmiş.

Edindiğim bilgiler bunlar. Anladığım kadarıyla, Gamze Oruç’un birincilikleri de altı yıl kadar önce Kızıltepeli lise öğrencisi Şeyhmus Kino’nun Oxford’u burslu kazanmasına benziyor. Kino’nun başarısı da tüm medyada haber olmuş ama sonra Oxford’un davet belgesini annesinin tandırda yaktığını söylemişti!

Beni üzen bu ülkede gazeteci kandırmanın bu kadar kolay olması... Ah şüpheci, sorgulayıcı gazetecilik, neredesin?

Her küçük butik olmaz

Kapadokya Turistik Otelciler ve İşletmeciler Derneği Başkanı Yakup Dinler, internette yer alan “Türkiye’nin en güzel 10 butik oteli” yazısına itiraz etti:

    “Bu yazıda ‘Butik Otel’ ibaresinin kullanılması sakıncalı. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın turistik tesislerle ilgili yönetmeliğine göre butik otel, ‘özgünlük arz eden, üstün standart ve yüksek kalitede hizmet verilen ve en az on, en fazla altmış odalı otellere’ verilen belge türüdür. Maalesef ülkemizde her ‘az oda sayılı’ otel kendini butik otel olarak nitelendirmektedir. Bu çok yanlıştır. Butik Otel Belgesi, bakanlığın 5 yıldızlı veya 4 yıldızlıbelgesi gibi bir belgedir.”

    Dinler, çok haklı. Butik Otel, küçük otel demek değil. Turizm sektöründe “design hotels” ya da “lifestyle hotels” olarak da adlandırılan özgün ve 5 yıldız konforunu taşıyan tesisler. İşletmecilerin reklamlarını esas alarak her küçük oteli, “butik otel” olarak yazmak yanlış. Gerçek butik otellere de haksızlık.

     İntihal problemimiz

         Fatih Altaylı’nın eleştirisi haklıydı. O nedenle geçen hafta, tv ve medya kuruluşları sahibi Fatih Oflaz’ın öz kızına cinsel istismardan mahkum olduğu haberinin, Habertürk sitesinden alındığının Hürriyet’teki haberde belirtilmesi gerektiğini yazdım.

      Fakat arkadaşlar bir örneği hatırlattılar. “Resmi davet yapıldı” başlıklı haber, 3 Haziran’da Hürriyet’te ve aynı gün hurriyet.com.tr’de yayımlanmıştı. Ertesi gün Habertürk, bu haberi 7. sayfasında “ABD’den F-35 teslimat mektubu” başlığıyla aynen yayımlandı. Aynen derken abartmıyorum, başlık dışında haber metni, sözcüğü sözcüğüne aynıydı. Habertürk’teki haber, internet sitesine de aynen aktarılmıştı. Ama bu kez “Gazete Habertürk’ün haberine göre” denilmiş, Hürriyet’in haberi iyiden iyiye sahiplenilmişti.

    Bu örneği vermemin amacı, yanlışı savunmak değil. Ne denli yaygın olduğunu ve Habertürk’ü de kapsadığını anlatmak. Bu intihal yanlışından kurtulmak için hepimiz öncelikle kendi kurumlarımızı eleştirmeliyiz.

Faruk BİLDİRİCİ / 30 Temmuz 2018

Okurdan kısa kısa

    Avni Aksaycık:“Ölüm sofrası” haberinde Nazilli'de 5 kişiyi öldüren Mustafa Duran’ın fotoğrafına olayda hayatını kaybeden Mehmet Kahya’nın adı yazılmış. Fotoğrafta karşısındaki kişi ise eşi Tülin Duran. Mustafa Duran yazılı fotoğraftaki ise başka bir suçtan gözaltına alınan bir kişi. (22 Temmuz)

B.Süt/ K.İdman: “İş dünyasının acı kaybı” haberinde yaşamını yitiren Ayhan Bozkurt için “işadamı” yazmışsınız. İşinsanı olması gerekirdi. Buna önem verdiğinizi düşünüyordum. (24 Temmuz)

Orhan Ölmez: Gazetedeki “Şafak nöbetinde şehitler anıldı” haberinde Kıbrıs Barış Harekatında adaya ilk çıkan birliğin 50. Alay olduğu yazılmış, bu yanlış. Adaya ilk çıkan Amfibi Deniz Piyade Alayı’dır. (21 Temmuz)

Altan Alsaç: Gazetede süper loto sonuçlarını bulamadım. (20 Temmuz)

     Z.Tekin Atar: İnternette Seyahat bölümünde “Ege’nin en sakin köyleri” yazınızda Adatepe köyünün Altınoluk’ta olduğunu yazmışsınız.  Adatepe, Altınoluk’ta değil Ayvacık’tadır.(22 Temmuz)

Serdar Bir: İnternette “Mali Şubeekipleri, Adnan Oktar grubuna bağlı adresleri basarken” yazılmış. “basmak” yine gazeteci değil “sokak ağzı.”  (21 Temmuz)

Burak Kurmen: Gazetede “Evinin önünde motosiklet çarptı” haberinde Can Gürzap’a çarpan motosikleti kullanan kişinin “Suriye uyruklu” olduğunu yazmasaydınız olmaz mıydı? Nefret söylemi olmuş. (23 Temmuz)

Ümit Polat: İnternette her sayfaya konular bir banka reklamı artık bıktırmış vaziyette. Devamlı ekrana gelen bu reklamı kapatmak da o kadar zor hale getirilmişki haberi okumaktan vazgeçiyoruz. (26 Temmuz)

Haftanın engellenenleri:Erişim Sağlayıcıları Birliği’nin bu hafta ilettiği Sulh Ceza Hakimlikleri’nin hürriyet.com.tr ile ilgi olarak verdiği erişim engelleme kararları şöyle sıralanıyor:

        * Ayşe Arman’ın, 18 Nisan 2008 tarihinde yayımlanan “Yuh artık hem 11 yaşındaki yeğenine hem 3 yaşındaki kızına ve 5 yaşındaki oğluna” başlıklı yazısına İstanbul 7. Sulh Ceza Hakimliği tarafından erişim engeli getirildi.

     * Beykoz Sulh Ceza Hakimliği, daha önce verdiği erişim engeli kararlarına “Mustafa Ceceli’den bir hamle daha” ve “Sinem Ceceli” haberleri ile yüzlerce sosyal medya paylaşımını da ekledi.

      * Mersin 2. Sulh Ceza Hakimliği, bir intihar vakasıyla ilgili “35 gündür aranan üniversiteliden acı haber” başlıklı haberlere erişimi, yaşamını yitiren kişinin ailesinin başvurusu üzerine yasakladı. 

      * Samsun 3.Sulh Ceza Hakimliği, “Zihinsel engelli öğrencisini tacizden tutuklandı” haberi, “mağdur durumdaki kız öğrencinin psikolojisini olumsuz etkileyebileceği” gerekçesiyle engellendi.

       * “Çeteci Nuray’a hapis” haberine, Ankara 5.Sulh Ceza Hakimliği tarafından “güncelliğini yitirdiği ve haber değerinin bulunmadığı” gerekçesiyle erişim engeli getirildi.

      * Ankara 1.Sulh Ceza Hakimliği, “Vali yardımcısı FETÖ’den gözaltında”, Vali yardımcısına kendi kına gecesinde gözaltı” ve bu konudaki diğer haberlere erişimi yasakladı.

       * “Evinin tuvaletinde intihar etti” haberine erişimi, Ş.Urfa 4.Sulh Ceza Hakimliği engelledi.

       * 2007 yılında yayımlanan “Neşter davasında rekor hapis cezası avukata” ve “Savcı suç örgütü dedi hepsi serbest bırakıldı” haberlerine erişimi, İstanbul 1.Sulh Ceza Hakimliği yasakladı. Ayrıca bu konuda Radikal arşivinde bulunan haberlere de erişim engeli getirildi.

        * İstanbul 3. Sulh Ceza Hakimliği, “Kızına 8’inden 15’ine kadar tecavüz etti” ve “Türkiye’yi sarsan istismar haberinin ardından kardeşi açıklama yaptı” haberlerine erişim engeli kararı verdi.