EKONOMİ YAZARLARINA DİPNOTLA GELEN ÇAĞRI

...

KIRLANGIÇ YUVASI / 143

EKONOMİ YAZARLARINA DİPNOTLA GELEN ÇAĞRI

Beş satırlık, masum bir dipnottu Güngör Uras’ınki. Fakat sayfalarca yazılıp da anlatılamayanları, tek karede çarpıcı biçimde dile getiren fotoğraflar kadar başarılıydı meramını anlatmak açısından.

Uras, herhangi bir gerekçeye sığınmadan, kimseyi töhmet altında bırakmadan, bir açıklamada bulunuyordu okurlarına:

"Durum tespiti: Gazetecilik dışında (paralı veya parasız danışmanlık dâhil) hiçbir işim yoktur. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde gazetecilik, radyo, televizyon, halkla ilişkiler bölümü öğrencilerine ekonomi dersi veririm."

Uras, "Durum tespiti" diyordu ama kendisiyle ilgili olarak bilgi verirken aynı konumdaki diğer medya mensuplarına da bir çağrıda bulunmuş oluyordu aslında.

Bir tek üstad Hasan Pulur üzerine aldı bu çağrıyı. "Madem öyle biz de yazalım, Güngör Uras’ın ’durum tespiti’nin altını biz de imzalayıp, mührümüzü basalım" deyip, o da kendi durumuyla ilgili bilgi verdi köşesinin tutkunlarına:

"Anaokulunda dahi ders vermiyoruz."

Tek satırlık bu açıklaması bile Uras’ın çağrısını üzerine alması gereken son kişi olduğunun yeni bir kanıtıydı. Ne garip ki, Pulur alçakgönüllü bir üslupla ortaya atılırken, çağrının asıl muhataplarından ses veren çıkmadı.

Seçimlerden önce bazı cesur politikacıların malvarlığı listesini açıkladığında yaşanmasına alışık olduğumuz tablo, bu olayda da tekrarlandı. Uras’ın çağrısının gerçek muhatapları sessizliğe gömüldüler.

Oysa dipnotla gelen çağrının medya dünyasında geniş yankı bulması gerekirdi. Ekonomi sayfalarında kalem oynatan ya da televizyonların ekonomi programlarında yorum yapan onlarca medya mensubunun çağrıya karşılık vermesi beklenirdi.

Eskiden diğer birçok alanda olduğu gibi ekonomi yazarları da sadece gazeteciler arasından çıkar; sadece gazetecilik faaliyetinden para kazanırlardı. O zamanlar kimsenin çıkıp da "durum tespiti" yapmasına zaten gerek kalmazdı.

Matbuat medya olalı beri bu durum değişti. Ekonomi yazar ve yorumcularının tümü sadece gazetecilikten para kazanmıyor. En azından bir bölümünün yazarlık dışında gelir kaynakları var. Ya bir bankanın yönetim kurulunda görevliler, ya bir finans kuruluşunda danışmanlar ya da bir büyük holding ile bir şekilde mali ilişkileri söz konusu.

Gerçi çoğunun bu mali ilişkileri gizli saklı değil. Ancak asıl bilmesi gerekenler bilmiyor bu "durum"larını. Madem Türkiye’de yazarların eşlerinin, çocuklarının adlarını rahatça yazabilmeleri bir gelenek haline geldi ve yazarlar özel alanlarını da okurla paylaşıyorlar. O halde neden mali bağlantıları konusunda da okurlarını bilgilendirip, okurların yazılanları "doğru koordinatlar" ile değerlendirebilmesinin yolunu açmazlar?

Geçenlerde bir üniversitede düzenlenen ödül törenini izleyenler bir garipliğe tanık oldular. "En iyi ekonomi yorumcusu" ödülüne değer görülen kişi, törene gelememişti. Onun yerine çalıştığı bankanın bir görevlisi çıktı sahneye. Ekonomi yorumcusunun bankacı kimliğiyle yüz yüze geldi oradakiler! Şaşırtıcı bir andı yaşanan.

Bankacılık ve yazarlık, uyum içinde yapılabilecek, birbirine zarar vermeden götürülebilecek meslekler midir? O ayrı ve üzerinde uzun uzun durulması gereken bir tartışma konusu.

Şimdi üzerinde durmak istediğim ve Güngör Uras’ın dikkat çekmek istediğine inandığım konu, bu yazarların "ikinci kimlik"lerinin gizli olması! Acilen bu konuda adım atılması gerektiğine inanıyorum.

Bunun yönetim de zaten Ekonomi Muhabirleri Derneği’nin 22 Nisan 2002 tarihindeki Genel Kurulunda ilan edilmişti. "Gazeteci olmayıp da uzmanlıkları veya başka meslekleri dolayısıyla gazete-dergilerde yazı yazan veya tv kuruluşlarında yorum yapan bazı kişiler"den söz ediliyordu kongre kararında.

Bu durumdaki yazar ve yorumcuların adlarıyla birlikte "görevli ya da ilişkide bulundukları kuruluşlarla bağlantılarını açıklayıcı unvan bilgilerine yer vermeleri" isteniyordu.

Uras’ın dipnotu, EMD’nin bu kararını güncelleştirdi. O zaman geçiştirilen bu kararı hayata geçirmekte sonsuz yarar var. Kaldı ki, SPK’nın düzenlemesi uyarınca borsa alanında benzer bir uygulama söz konusu.

Ekonomi yazarları köşelerindeki mail adreslerinin yanına bir de ilişkide bulundukları finans kuruluşlarını yazabilir. Televizyonlardaki ekonomi yorumcuları da aynı bilgiyi ekranda verebilir.

Hatta sadece ekonomi dünyasıyla sınırlı kalmayabilir bu adım. Umarım hiçbir yazar açısından sakıncası yoktur bu bilgiyi ilan etmenin...

Faruk Bildirici / Tempo / 28 Ağustos-3 Eylül 2003