DOĞRULUĞUNU KANITLAYAMIYORSAK

...

"Tosun Paşa izni çıkmadı" başlıklı haber, "Yeşilçam’ın unutulmaz filmlerinden ’Tosun Paşa’yı yeniden çekmek için Arzu Film’e başvuran Şahan Gökbakar ve Cem Yılmaz’a ’Hayır’ yanıtı verildiğini" duyuruyordu.

Hürriyet’in ikinci sayfasında İsmail Bayrak imzasıyla çıkan bu habere ertesi gün Arzu Film’in sahibi Ferdi Eğilmez’den "Haber doğru değil, bunu teklif etmiş bir oyuncu da yok" yalanlaması geldi. Ardından Şahan Gökbakar da "Hiçbir suretle Arzu Film’le görüşmedim. Tosun Paşa isimli filmin veya başka bir filmin yeniden yapımıyla ilgilenmiyorum" açıklaması yaptı.

Bu açıklamalardan sonra Cengiz Semercioğlu, bu konuda Kelebek’te iki yazı yazdı. 3 Mayıs’taki yazısında özetle şu görüşü dile getiriyordu:

"...Biz bu haberi Arzu Film Genel Müdürü Kamil Çevikalp’ten öğrenip yaptık. Ferdi Eğilmez’in haberi var yok bilemeyiz ama Ay Yapım’ın sahibi Kerem Çatay ’Biz şu projeyi yapıyoruz’ dediğinde inanır mısınız, yoksa inanmayıp oyunculara sorup teyit mi alırsınız? İkinciyi yapacak dünyada hiçbir gazeteci yok. Biz de öyle yaptık."

Prof. Dr. Ali Atıf Bir ve bazı okurların eleştirilerini sosyal medyadan iletmeleri üzerine ben de haberi, açıklamaları ve Semercioğlu’nun haberin doğru olduğunu savunan yazılarını inceledim. İlgili arkadaşlarla da görüştüm. Bu konudaki değerlendirmelerimi birkaç madde halinde sıralayayım:

Elbette bu haber kimseyle konuşmadan "uydurulmuş" olamaz. Zaten Semercioğlu, haberin kaynağının genel müdür Çevikalp olduğunu açıklıyor. Ama haberde gizli tutulan bir kaynak sadece istisnai durumlarda açıklanabilir. Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne göre, bu istisnalar da "kaynağın izin vermesi" veya "kaynağın gazeteciyi açıkça yanıltması" halleridir. Oysa burada Semercioğlu, hem Çevikalp’in doğru bilgi verdiğini savunuyor, hem de kaynağı açıklıyor. Bu çelişik bir tutum. Yanıltmadıysa açıklamamalıydı. Ayrıca açıklama hakkı sadece haberi yazan İsmail Bayrak’a aittir.

Bir yetkili kendi adıyla demeç veriyor, düşüncesini açıklıyorsa elbette kimseye sormadan haber yazılabilir. Ama hem bilgi veriyor, hem de adının gizli tutulmasını istiyorsa -hele de başkalarını bağlayan ifadeler kullanıyorsa- o zaman durum değişir; diğer ilgililere de sormak gerekir. "Double check" (çifte kontrol) yöntemi bu gibi durumlarda zorunludur. Evrensel gazetecilik kuralı budur. Kaynağı belirsiz haberlerin nasıl yazılacağını bu köşede defalarca anlattım. Bu haber yazılırken de Eğilmez, Gökbakar ve Yılmaz’a sorulmalıydı.

Haberde özetle, "Şahan Gökbakar ve Cem Yılmaz teklif etti, Ferdi Eğilmez reddetti" yazmışız. Ferdi Eğilmez ve Şahan Gökbakar ortaya çıkıp bu iddiayı yalanlamış, Çevikalp ise sessiz kalmış ve haberi doğrulayan açıklama yapmamış. Peki böyle bir durumda adını gizli tutmuş kaynağımızın doğruyu söylediğine ve haberin doğru olduğuna hâlâ nasıl emin olabiliyoruz?

Yeni bir bilgi ve belge ortaya koymadan bu haberin doğruluğunu savunamayız. Haberin doğruluğunu kanıtlayamıyorsak da bize düşen açıklamaları yayınlamak ve özür dilemek olmalıydı.