CUMHURBAŞKANI-TÜSİAD TARTIŞMASI MEDYADA NASIL KARARTILDI?

...

Gazeteler ve internet siteleri, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, TÜSİAD Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan’a çok sinirlendiğini duyurdu. Erdoğan, Özilhan’a “tepki göstermiş”, “tehdit etmiş”, “uyarmış”, “hedef almış”, “hesap soracağını” söylemiş.

   İyi de Özilhan, ne söyledi de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı bu kadar kızdırdı? Haberlerden bunu öğrenemiyoruz. Oysa Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında sinirlenmesinin nedeni konusunda ipucu vermişti:

   “...Özilhan'ın, bunu bu şekilde açıklamak istemezdim, buram buram demokrasi hazımsızlığı ve istatistik cinliği yapan konuşmasını üzüntüyle dinledim.”

   Ne yapmış Özilhan? “Demokrasi hazımsızlığı ve istatistik cinliği”. Demek ki, Özilhan 15 Mayıs’ta düzenlenen toplantıdaki konuşmasında bazı istatistikî bilgiler vermiş, Erdoğan da ona tepki gösteriyor. Nitekim Özilhan’a cevap olarak Erdoğan da bazı istatistikî bilgiler sıralıyor:

    “Benzer istatistiklerde Türkiye'nin çok iyi olduğu nice alanlar var. İş yapma kolaylığında 190 ülke arasında 43'üncülüğe çıktık, bunu görmez. Ekonomik endekslerde 180 ülke içinde 68. sıradayız. Bunu görmez. Ekonomik özgürlükler endeksinde de 180 ülke içinde 68'inci sıradayız. Bunu görmez. Bu kişi bizi hep ülkemizi 110'lu sırada, 120'li sırada gösteren istatistik eğrileri üzerinden vurmaya çalışır.”

     Cumhurbaşkanının bu cümlelerinden anlaşılacağı gibi, Özilhan’ın cumhurbaşkanlığı sistemi, İstanbul seçimi erken seçimle ilgili sözlerinden çok konuşmasındaki “istatistik cinliği”ne kızmış.

     İnternet sitelerinde eksiklik

     Özilhan’ın nasıl bir “istatistik cinliği” yaptığını bulmak için internet sitelerine baktım. Sitelerin çoğunda Erdoğan’ın tepkisi yer alıyordu ama Özilhan ve TÜSİAD Başkanı Simone Kaslowski’nin toplantıda dile getirdikleri eleştiriler hemen hiç yoktu. Sözcü, Evrensel, Birgün’ün internet siteleri ile Habertürk, İnternet Haber ve Diken sitelerinde Özilhan’ın eleştirileri yayımlanmıştı ama Erdoğan’ı kızdırdığı cümleleri oralarda da göremedim. 

      O istatistikleri sadece Cumhuriyet, T24, Odatv ve Bianet sitelerinde buldum. Özilhan’ın eleştirilerini ve istatistiklerle ilgili bölümü en geniş veren T24 olmuş. Bianet de haberinde bu bölümü öne çıkarmış. Odatv ise Özilhan’ın sözlerini, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tepkisiyle ilgili haberin içinde özetlemiş.  Meğer Özilhan, Erdoğan’ın, “istatistik cinliği” olarak nitelendirdiği bölümde şunları söylemiş:

        “Enflasyonda 121., işgücü piyasası verimliliğinde 111. sıradayız. Yargının bağımsızlığında 111., kamu düzenlemelerine karşı yargıda hak aramada 109., basın özgürlüğünde 129. sıradayız. Bu nedenle diyoruz ki ekonominin düzelmesi için hukuk ve adalet sisteminin düzelmesi gerekiyor.

     Devam ediyorum: öğretimde eleştirel düşünmede 133., mesleki eğitim kalitesinde 132., dijital becerilerde 118., beceri sahibi çalışan bulma kolaylığında 117. sıradayız. Bunlar ekonomiyi aşağı çeken; girişimciyi, girişim yapamaz hale getiren bir ayak bağı oluşturmuş durumda.”

    Özilhan’ın bu cümlelerini okuyunca Erdoğan’ın tepkisini anlamak mümkün oldu. Çünkü Özilhan bu sıralamalarla, Erdoğan iktidarının ekonomiden yargıya, basın özgürlüğünden hukuk sistemine kadar hemen her alanda başarısız olduğunu ifade etmiş oluyor. Hem de sayısal verilerle…

      Gazeteler de atlamış     

      Basılı gazeteleri de taradım. TÜSİAD Yüksek İstişare Kurulu toplantısının ertesi günü olan 16 Mayıs ve Erdoğan’ın iftar konuşmasının yayımlandığı 17 Mayıs günlerinin gazetelerine baktım. Gazetelerin hiçbirinde Özilhan’ın konuşmasında verdiği istatistikler yer almıyordu. 

     Daha önemlisi iktidar yanlısı gazetelerin çoğu Özilhan ile Kaslowski’nin konuşmalarını hiç görmemiş, sadece Erdoğan’ın tepkisini yayımlamıştı. Üstelik başlıkları da birbirine benziyordu. Sabah, “Bizi içerden vuranlara bunun hesabı sorulur”, Güneş , “TÜSİAD’a çok sert uyarı / Dolarlar sizi kurtarmaz”, Star, “TÜSİAD’ın istatistik cinliği”, Türkiye ise “Erdoğan’dan TÜSİAD’a tepki / Dolarlar sizi kurtarmaz”, Takvim “Bu dolarlar sizi kurtarmaz”, Yeni Şafak  “TÜSİAD’a sert tepki / İçerden vuranlara hesap sormasını bilirim”, Akşam “Ülkeyi içerden vurmak isteyene hesabını sorarım” başlığını atmıştı.  Bu grup gazetelerden sadece Yeni Şafak ve Akşam, 16 Mayıs’ta TÜSİAD toplantısıyla ilgili haber vermişti. Yeni Şafak “TÜSİAD’da gündem siyaset” demiş, Akşam ise “Kaslowski: Atılacak adımları destekliyoruz” başlığıyla eleştiriyi tersine çevirmişti.

      Demirören grubu gazeteleri Hürriyet, Milliyet ve Posta’nın bu konudaki başlıkları ve ayırdıkları yer hemen aynı. İktidar yanlısı diğer gazetelerden farklı olarak Erdoğan’ın tepkisini manşet yerine iç sayfalarda ve küçük görmüşler. 16 Mayıs’ta Hürriyet, “Kaslowski: Reformlara odaklanırsak Türkiye’yi kimse tutamaz”, Milliyet, “Reformlara odaklanırsak bizi kimse tutamaz”, Posta ise “Reform çağrısı” başlığını kullanmış. Özilhan’dan sadece bir iki cümle verilmiş haberlerin içinde.

    Yeri gelmişken belirteyim, bugünlerde TÜSİAD haberini iç sayfalarda gören Hürriyet, Milliyet gibi gazeteler eskiden TÜSİAD’a sayfa ayırırlardı. Örneğin o zaman TÜSİAD Başkanı olan Tuncay Özilhan’ın sözleri 20 Haziran 2002 tarihli Hürriyet’te “TÜSİAD’tan muhtıra: Felakete gidiyoruz” başlığıyla ve tam sayfa verilmişti.

      TÜSİAD yöneticilerinin eleştirilerine en geniş yer veren gazeteler Sözcü, Cumhuriyet ve Aydınlık. 16 Mayıs’ta Sözcü, TÜSİAD yöneticilerinin iktidara yönelik eleştirilerini “Patronlar adalet ve özgürlük dedi”, Cumhuriyet “Yorulduk herkes zorda”, Aydınlık ise “TÜSİAD Türkiye ittifakı dedi” başlıklarıyla duyurmuş. Birgün, Evrensel, Karar ve Korkusuz, iç sayfalarda küçük görmüş TÜSİAD haberini. Ancak tümünün ortak özelliği, Özilhan’ın Erdoğan’ı kızdıran cümlelerini atlamış olmaları. Sözcü ve Cumhuriyet’i diğerlerinden farklı kılan 17 Mayıs’ta bu kez Erdoğan’ın tepkisine yer vermiş olmaları. Bu iki gazete tartışmanın her iki yanını da yayımlayarak dengeli gazetecilik yapmış.

     Meraksız habercilik olmaz

     Habercilik, bir tartışmada iki tarafın görüşlerinin de okura aktarılmasını gerektirir. Maalesef dijital ve geleneksel medyanın çok büyük bölümü, Erdoğan-Özilhan vakasında haberciliğin bu basit kuralını yerine getirmedi. İktidar yanlısı gazeteler, sadece Erdoğan’ın tepkisini yayınlayarak, okurdan bilgi sakladı. Gerçeğin bir yanını kararttı. Çarpık bir habercilik örneği sergiledi.

    Haberler anlaşılır olmalı ve yanıtlanmayan soru bırakmamalıdır. YİK Başkanı Özilhan’ın konuşmasını yayımlamalarına rağmen Erdoğan’ı sinirlendiren istatistikî verileri atlayan medya kuruluşlarının haberleri de eksik ve hatalı.  Zira “Özilhan ne dedi de istatistik cinliği yaptı” sorusuna yanıt vermiyor. Böyle olunca da okurun tartışmayı tam olarak anlamasına hizmet etmiyor.

    Özilhan’ın sözlerindeki o bölüm ilk gün fark edilmemiş olabilir. İkinci gün, Erdoğan haberinin içinde bu cümleler özetlenebilirdi. Öyle ya, bir editör haberi sayfaya koyarken, “Erdoğan neden istatistik cinliği” demiş diye merak etmez mi? Anlaşılan merak etmemiş…

    Erdoğan-Özilhan vakasını bu şekilde incelememin nedeni, yanlı gazeteciliğin yanı sıra eksik ve özensiz haberlerin medyada hemen her gün tekrarlanması…

    Faruk BİLDİRİCİ/ 20 Mayıs 2019