Ambargolara ve ekrana çıkarılmayacaklar listelerine kim karar veriyor?

...

    Habertürk televizyonundaki bir programda sunucu Didem Arslan Yılmaz’ın, “Burası bir kamu televizyonu değil. Özel bir sektörüz. Bu bir tercihtir” sözlerinin ardından başlayan tartışma haber televizyonlarında son yıllarda hakim olan yayıncılığı gözler önüne sermesi açısından değerli.

     TRT’ye değil BBC’ye bakalım

     Kamu hizmeti ile kamu yayıncılığını birbirine karıştırmamak gerekir. Kamu yayıncılığını bütün siyasi görüşlere dengeli yer veren, özel televizyonları da istediğini ekrana çıkarıp istediğine ambargo uygulayan bir yayıncılık anlayışı ile tanımlamak yanlıştır. Kamu televizyonları ile özel televizyon kanalı arasında evrensel yayıncılık ilkeleri açısından fark yoktur.  Bu farkı görmek için de TRT’ye değil BBC’ye bakmak gerekir.

      Özel televizyonlar da siyasi görüşlere dengeli biçimde yer vermek, cevap hakkına saygı göstermekle yükümlüdür.  Yayıncılığın ve tabii gazeteciliğin temel yükümlülüğü, insanların objektif bilgilenme hakkını gözetmek ve seçmenlerin partilerle ilgili karar verme sürecinin sağlıklı olabilmesi için katkı sunmaktır.

      Elbette evrensel yayıncılık ilkeleri dışında yayın yapan siyasi, ticari ya da sosyal başka misyonlar üstlenmiş televizyon kanalları da olabilir.  Ama bu misyonun önceden ilan edilmiş olması ya da o medya kuruluşunun yöneticileri tarafından açıklanmış olması gerekir.

      Ambargo tüm kanallarda

      Bildiğim kadarıyla Habertürk televizyonunun yöneticileri bugüne değin siyasi bir misyon yüklendiklerini açıklamadıkları gibi, HDP milletvekili ve yöneticilerini ekrana çıkarmayacaklarını ve bunun gerekçelerini açıklamadılar.  Yayın politikasını açıklamak Habertürk’ün sunucularına düşmez.

     Kaldı ki, HDP milletvekili ve yöneticilerine ambargo uygulanması Habertürk’e özgü değil, birçok haber kanalında sürdürülüyor. Üstelik de bir süre önce bütün haber kanallarında olduğu gibi HDP milletvekili ve yöneticileri Habertürk televizyon kanalına çıkabiliyorlardı. Bu nedenle söz konusu uygulama, sadece Habertürk’ün tercihi ve “özel televizyon kanalı olması” ile açıklanabilecek bir durum olamaz. Bunun gerçek nedeninin medyanın içinde bulunduğu baskı ortamı ve ülkedeki siyasi iklim olduğu gözardı edilemez.

      Ekrana çıkarılmayacaklar listesi

      Zira haber televizyonlarında sadece bazı siyasi parti ve kuruluşlara değil, siyasi iktidarın ekranlarda görmek istemediği kişilere de ambargo uygulandığı bilinmektedir.  Haber kanallarındaki “Ekrana çıkarılmayacaklar listesi”nin, “Ekrana çıkarılabilecekler listesi”ni geçtiği, tartışma programlarına hep aynı insanların çıkarılması ve onların profilinden de bellidir. 

     Haber televizyonlardaki tartışma programlarına katılanlar, sunucuların görüşlerine uygunluk testinden geçirilemez. Sunucu da programa çıkardıklarının katılanların tümünün görüşlerine katılmak ya da katılmamak zorunda değildir. Tartışma programları da nihayetinde bilgilendirici ve habercilik ilkeleri çerçevesinde değerlendirilmesi gereken programlardır.

     Yayıncı yargılamaz

      Bu programlara çıkarılacak kişi ve kuruluşları seçmek televizyon yöneticileri, program hazırlayıcıları, sunucularına aittir. Ama bu tercihin kullanılması onları yargılama hakkını içermez.

       Hiçbir sunucu ya da gazetecinin, HDP’nin siyasi çizgisi, “PKK’nın uzantısı olduğu” ve “PKK’yı terör örgütü” olarak nitelendirmemesi konuları hakkında yargıda bulunma hakkı yoktur. HDP, milyonlarca seçmenin oy verdiği yasal bir siyasi partidir; yayıncılar da bu çerçevede değerlendirmek, diğer partilerle arasında fark gözetmemek durumundadır.

    Gazetecilerin ve bütün yayıncılık faaliyetlerinin özü, insanlara gerçeği aktarmaktır.  Ülkesine ve insanlarına hizmetin, onların geleceğine yararlı hizmet etmenin yolu da gerçeği aktarmak ve onları doğru bilgilendirmekten geçer. Gazetecilik mesleğinin evrensel ilkeleri bizlere bunu söyler.

   En büyük günah

   Haberciler, demokrasiyi, basın ve ifade özgürlüğünü, toplumun bilgi edinme ve haber alma hakkını, eleştiri özgürlüğünü, eylem ve örgütlenme hakkını, çoksesliliği ve barışı savunmalı, inançlara ve farklılıklara saygı göstermelidir. Irkçılık, ayrımcılık, nefret söylemi, terörün propagandası, savaş propagandası şiddet gibi konulardan da uzak durmalıdır.

      Haber televizyonlarının, siyasi iktidarın yönlendirmeleriyle yayın yapması, görevini yerine getirmemesiyle eşdeğerdir. Haber yayıncılığının işlevini iktidar sözcüleri ve onların uygun gördüklerini ekrana çıkarmaya indirgemek yayıncılıkta en büyük günahtır.

                                                                                Faruk BİLDİRİCİ/ 17 Haziran 2020