"MUHTAR BİLE OLAMAZ"DI

...

Tayyip Erdoğan, daha önce defalarca değinmişti. Cumhurbaşkanı adaylığını açıklarken yine aynı konuya getirdi sözü. "Muhtar bile olamaz diye manşet attılar. Başbakan olamaz dediler, cumhurbaşkanı seçilemez dediler" diye eleştirdi Hürriyet’i. Erdoğan’ın cumhurbaşkanı seçilmesi ve göreve başlamasından sonra kimi medya kuruluşları bu haberi gündemde tutmaya devam etti. Hatta son AKP kongresindeki anonslarda bile dile getirildi bu konu.

Madem siyasi arenada, medyada ve sosyal medyada bu kadar sık hatırlatılıyor, öyleyse Hürriyet okurları da bu haberin yanlış olup olmadığını, neden yazıldığını, o günkü koşulları öğrenmeli. Eğer o haberle siyasi alana müdahale edildiyse Hürriyet hatasıyla yüzleşmeli. Habercilik yanlışı yoksa da belleklere doğru nakşedilmeli.

Bu düşüncelerle açtım arşivi. "Muhtar bile olamaz" haberinin çıktığı günden, Erdoğan’ın siyasi yasağının kaldırıldığı güne kadar konuyla ilgili olarak Hürriyet’te çıkan haberlerin tümünü inceledim. İlk olarak şunu söylemeliyim, "Muhtar bile olamaz" haberi Erdoğan’ın söylediği gibi manşette çıkmamış. 22 Nisan 1998 tarihinde Hürriyet’in manşeti, "Siyasi hayatı bitebilir". Bu manşette Erdoğan’ın 10 ay hapis cezası aldığı, cezanın Yargıtay’da onanması durumunda siyasi hayatının sona ereceği duyuruluyor. Yanında da bir kutu var; "Muhtar bile olamaz" o kutunun başlığı. Aynı şekilde Erdoğan’ın cezasının Yargıtay’da onaylanmasının ardından 24 Eylül 1998 tarihli Hürriyet’in sürmanşetinde "Siyasi hayatı bitti" başlığı kullanılmış. Haberin yanında da yine tek sütunluk "Muhtar bile seçilemez" başlıklı bir kutu yer alıyor.

Her iki haberde de nesnel bir dil kullanılmış, Erdoğan’ın mahkûmiyetine ve cezanın onaylanmasına tarafsız yaklaşılmış; ne karşı çıkılmış, ne desteklenmiş. "Muhtar bile olamaz" kutusunda da Erdoğan’a getirilen siyaset yasağının ne anlama geldiği konusunda okurlara hukuki bilgi verilmiş. Yine soğukkanlı bir dil kullanılmış. Erdoğan’ın kastettiği gibi bir saldırı ya da alaysı ifade yok orada.

Peki o kutularda verilen hukuki bilgiler doğru mu? Evet doğru. Erdoğan’ın 10 aylık hapis cezası Yargıtay’da onaylandığı sırada Siyasi Partiler Kanunu’nun 11. Maddesi, TCK’nın 312/2 maddesinden mahkûm olanların partilere üye veya kurucu olmasını yasaklıyordu. Anayasa’nın 76. Maddesi ve Milletvekili Seçimi Kanunu milletvekili seçilmesine engel getiriyor; Mahalli İdareler Seçimi kanunu da muhtar olabilmesinin bile yolunu kapatıyordu.

Kısacası, sonra ortaya çıkan siyasi gelişmeler, yasal düzenlemeler ve anayasa değişiklikleri olmasa Erdoğan, önce milletvekili ardından başbakan ve son olarak da cumhurbaşkanı seçilemeyecekti.

"Muhtar bile olamaz" kutuları sadece o günkü hukuki durumu anlatıyordu. Bugünden geriye bakarak, o gün yazılan hukuki bilgileri, kendisine yönelik siyasi saldırının unsurları olarak göstermek en hafifinden haksızlık. Onun yerine Hürriyet’teki o başlıkları, Erdoğan’ın seçilme hakkının elinden alındığı bir noktada bile siyasi mücadelesinden vazgeçmeyip, nasıl direnç gösterdiğini kanıtlayan bir kilometre taşı olarak kabul etmek daha doğru olur. Öyle ya, bir siyasi yasaklı iken cumhurbaşkanlığına değin yükselebilmek her siyasetçinin harcı değildir.