BİLGİ KİRLİLİĞİNE DİKKAT

...

Ankara ve İstanbul’daki bombalı terör eylemlerinin ardından e-posta grupları ve sosyal medyada yeni saldırı söylentileri birbirini izledi. Her duyduğuna inanan sosyal medya kullanıcıları maalesef yalan yanlış bilgilerin yayılmasına katkıda bulunmuş oldular. Yine de kimseyi ayıplayamıyorum. Korku ve endişenin bir karabasan gibi toplumun üzerine çöktüğü böyle bir atmosferde insanların kontrollü davranmaları kolay değil.

Ama gazeteciler, o mecralarda sıradan sosyal medya kullanıcıları gibi davranamaz. Haberciliğin, şüpheyle yaklaşma, araştırma ve doğrulama kuralları sosyal medya için de geçerli. Orada yayılan bilgiler, kontrol edilmeden, kaynağından doğrulanmadan haber haline getirilemez.

Doğan Grubu Yayın İlkeleri, "Dijital mecradan öğrenilen her bilgi, her zaman olduğu gibi doğrulatılmaya muhtaçtır" uyarısını içeriyor. Dijital alandan edinilen bilgilerin kontrol edilmesi ve haber yapılırken de kaynak gösterilmesi gerektiği hatırlatılıyor. Bunlar aynı zamanda evrensel gazetecilik ilkeleri.

Fakat saldırılar sonrasında yaygın medyada bu ilkelere yeterince özen gösterildiğini söyleyemeyeceğim. Birçok medya kuruluşu ve haber sitesi, sosyal medya kaynaklı bilgiyi kontrol etmeden, araştırmadan haber yaptı.

Doğrulatılmadan yayınlanan sosyal medya kaynaklı haberlerden biri, Emniyet’in 20 bombalı aracı aradığına ilişkindi. 20 aracın plaka, model ve markasını da içeren bir liste önce mail grupları ve sosyal medyada yayıldı. Ardından bazı internet siteleri yayınladı.

Hürriyet’in internet sitesi de bu söylentiyi "Emniyet plakaları yayımladı, 20 bombalı araç aranıyor" başlığıyla haber yaptı. Oysa Emniyet’in böyle bir açıklaması yoktu. Hatta Saim Tokaçoğlu’nun "Bizhaberiz" adlı internet sitesinde yazdığına göre, listedeki araç plakaları, Emniyet’in kayıtlarındaki marka ve modellerle örtüşmüyordu bile. Gerçek olmadığı uyarılarından sonra haber silindi ama yayında kaldığı sürede ortamı zehirleyen bilgi kirliliğine katkıda bulunmuş oldu.

Daha önce başka bir haber sitesinin yayınlamış olması ve haberde kaynak gösterilmesi, Hürriyet’in sorumluluğunu ortadan kaldırmıyor. Kaynak yazmak doğrulamak anlamına gelmez. Haber yayına verilmeden önce Emniyet’ten sorulsa böyle bir yanlışa düşülmezdi.

Unutmayalım, okur haklı olarak her yanlışın faturasını Hürriyet’in güvenilirliğine ödetir…