BAŞKA CEM YILMAZLAR

...

Sinema işletmecileri ile film yapımcıları arasındaki kavgayı Cengiz Semercioğlu gündeme getirdi. Hâlâ da onun yazı ve söyleşileri üzerinden devam ediyor tartışmalar. Ancak Avni Aksaycık adlı okur, Semercioğlu’nun Mars Cinema Group’un Kurumsal İlişkiler Direktörü Aslı Irmak Acar ile söyleşisinin başlığını eleştirdi:

“Ben mi okuduklarımı anlamıyorum. ‘Cem Yılmaz olmazsa başka Cem Yılmazlar çıkar’ sözünü söyleyen Aslı Irmak Acar değil ki. Bu sözü, hatta soruyu, röportajı yapan Cengiz Semercioğlu ifade ediyor. Sayın Acar da sadece tasdik ediyor. “Tabii ki de çıkar. Fırsat verilen her yetenek çıkabilir” diyerek ‘Yeni yeteneklerin önünü açmaya çalışıyoruz’ tarzı bir şeyler söylemek istiyor.”

Okurun bu eleştirisini Semercioğlu’na ilettim. O da bu sözleri durup dururken yazmadığını vurgulayarak, okurun eleştirisini şöyle yanıtladı:

“Röportajımız sırasında yeni oyuncular ve yeni yapımcılar çıkarmak konusunun ısrarla altını çizdi Aslı Hanım. ‘Diğer yeteneklere saygısızlık, tek yapımcı onlar değil’ sözlerini söyledi. ‘Eminim keşfedilmesi gereken pek çok yetenek var’ dedi. ‘Onlar vizyona girmediği zaman sinemalar boş kalmıyor ki’, ‘Alternatifler çıkacak’ sözlerini etti. Ben de ‘Bu sözleriniz yapımcıları kızdıracak’, ‘Koreli CEO da böyle mi düşünüyor’ diyerek defalarca sözlerini teyit ettim.

Bunların üzerine, yeni yetenek çıkarma konusunun tekrar gündeme geldiği bir anda ‘Siz şimdi ‘Cem Yılmaz olmazsa başka Cem Yılmaz’lar çıkar’ mı diyorsunuz?’ sorusunu sordum. Aslı Hanım da ‘Tabii ki de çıkar. Fırsat verilen her yetenek çıkabilir’ yanıtını verdi. Zaten bu lafı durup dururken ben söylemiş olsam ortalık bu kadar yıkılırken Aslı Hanım da çıkar, ‘Bunu ben söylemedim, gazeteci beni yönlendirdi’ diyerek itiraz ederdi.”

Söyleşinin yayımlandığı 30 Aralık 2018 tarihli Kelebek’e yeniden baktım. Bu soru- yanıt aynen Semercioğlu’nun aktardığı gibi olmuş. Ama bu bölüm Kelebek’in manşetinde “Şirketin kurumsal ilişkiler direktörü Aslı Irmak Acar, Cengiz Semercioğlu’na verdiği röportajda çok kararlı konuştu: ‘Cem Yılmaz olmazsa başka Cem Yılmazlar çıkar, onlar film çekmezse çekeni bulacağız” diye sunulmuş.

Oysa Acar’ın böyle bir cümlesi yok. Timur Savcı hakkındaki bir soruya verdiği “Yapmayabilir, yapanı bulacağız. Alternatif her zaman vardır” sözleri “Onlar film çekmezse çekeni bulacağız” haline dönüştürülmüş; Cem Yılmaz ile ilgili soru onun yanıtı gibi yazılmış, iki ayrı parça birleştirilerek manşetteki bu cümle elde edilmiş.

Bu yanlış bir yöntem. Elbette gazeteci, konuştuğu kişinin sözlerini yorumlayabilir, ne kastedildiğini ifade edebilir. Ama bir kişinin sözlerini tırnak içinde veriyorsa değiştiremez, iki ayrı yanıtı deforme ederek birleştiremez. Tırnak içinde vermek o kişinin sözlerini aynen yazdığınız anlamına gelir. Okur da öyle algılar. Doğrusu, yanıtlardan hareketle yeni cümle üretmek değil, soru ve yanıtları birlikte özetlemek ya da ne kastedildiğini, ne mesaj verildiğini tırnağa başvurmadan spota taşımaktı.

Aynı haberin tekrarlanması

    11 Aralık 2018'de Hürriyet’in arka sayfasının manşetinde “Beyin korteksini inceltiyor: Akıllı cep beyne zarar” başlıklı bir haber yer alıyordu. 31 Aralık’ta da birinci sayfada “Beyin zarını inceltiyor” manşeti vardı.

    Hülya Onur adlı okur, 20 gün arayla çıkan iki haberin aynı olduğuna dikkat çekti, “Bunu bilerek mi yaptınız, yoksa farkında değil misiniz?” diye sordu. Ben de inceledim. Hakikaten her iki haber de ABD Ulusal Sağlık Enstitüsü’nün araştırmasına dayanıyordu,  “tablet ve akıllı telefonda iki saatten fazla vakit geçiren çocukların beyin zarlarının inceldiği, dil ve muhakeme becerilerinin zayıfladığı” belirtiliyordu. Kısacası her iki haber aynıydı.

     Haberlerde kaynak belirtilmemişti; ilkinde imza ve mahreç yoktu; ikincisinde Türkiye’den bir uzmanın görüşü de alınmış ve Eğitim Servisinden Önder Öndeş’in imzası konulmuştu. Aynı haberin gazetede tekrarlanmasının nedenini ve haberin kaynağını Öndeş’e sordum, yanıtladı:

     “Haber ne yazık ki bizim 11 Aralık’taki arka kapakta yer almış. CBS’e ve New York Times’a araştırmayı yürütenler açıklama yaptı. Onların haberlerine ve dünyadaki yansımalarını haber yazım sürecinde inceledim. Haberde araştırmanın çatı örgütü olan Amerikan Sağlık Enstitüsü (NIH) verildi.”

     Halbuki Enstitü’nün adını vermek yetmez, doğrudan onların açıklamasını almadığımıza göre, CBS televizyonu ve New York Times kaynak gösterilmeliydi. İnternet kaynaklı çeviri haberlerde kaynak eksikliği sorununa maalesef sık rastlanıyor medyada.

     Aynı haberin neredeyse aynı başlık ve bilgilerle 20 gün arayla tekrarlanması da vahim. Editoryal zincirin tüm halkalarının payı var bu hatada.

Faruk BİLDİRİCİ / 7 Ocak 2019

     Okurdan kısa kısa

    Köksal Anadol: Günlük bulmacaları gazeteden keserek veya e-hurriyet’ten basarak çözüyoruz. Fakat biriktikçe baskılar birbirine karışıyor. Sol üst köşedeki boşluğa tarih yazılabilirse bizim için yeni yıl hediyesi olacak. (1 Ocak)

   Berkay Kolacan: Hürriyet’e nice 71 yılları kutlamak nasip olsun. İnşallah 1948’den itibaren gazete arşivinizi dijital ortama aktarırsınız. (2 Ocak)

  Selim Türkcan: “Eğitimde acı tablo: Öğretmen olmayan öğretmenler” başlıklı haberinizi çok beğendim, teşekkür ederim. (29 Aralık)

   Yalçın Çetin: Gazetenin 22.sayfasında üst tarafta Belhanda ve Feghouli karnelerine yer verilmiş. İki futbolcunun attığı goller, Feghouli'nin asist rakamları birbirini tutmuyor. (31 Aralık)

   Tarık Kesim: İnternette “Aydınlı profesör hastalarını fırçaladı” diye başlık atmak nedir? Randevusuna gelemeyecek insanların haber vermesi gerektiğini hatırlatmış, siz fırçaladı demişsiniz. Resmen dalga geçmişsiniz. (29 Aralık)