BAR KAVGASI HABERİ EKSİKTİ

...

3 Temmuz’da Hürriyet’in üçüncü sayfasında “Cezaevinden izinli çıktığı gün öldürüldü” başlıklı bir haber vardı. Haberde İstanbul’da bir barda kavga çıktığı, kavgada yaralananlardan Abbas Özcan’ın hastanede yaşamını yitirdiği anlatılıyordu. Özcan’ın kimliği ile ilgili tek bilgi, “cinayet suçundan cezasını çektiği Konya’daki cezaevinden izinli çıkması” idi.

Oysa aynı gün bazı gazetelerde Abbas Özcan hakkında ayrıntılı bilgiler verilmişti. Özcan’ın öldürülmesiyle ilgili haberler “Nuriş’in eski adamı olduğu, Sabancı suikastı sanıklarından Mustafa Duyar’ın öldürülmesiyle ilgili davada yargılanıp beraat ettiği, üç ayrı cinayetten hükümlü olduğu ve cezaevinden izinli çıktığı gün vurulduğu” bilgileri üzerine kurulmuştu.

Zaten Özcan hakkındaki bu bilgiler internette mevcuttu, Google’a sorunca hepsi önünüze geliyordu. Buna rağmen Hürriyet’teki haberde bu unsurlar eksik kalmıştı.

Bu da gösteriyor ki, “bar kavgası” haberinde bile ölen, yaralanan, saldırılan isimlerin kim olduklarına dikkat etmek gerekiyor. Bir haberde konuyla ilgili kişilerin sadece isimlerinin verilmesi, her zaman gazeteciliğin “5N1K” kuralındaki “Kim” sorusuna yanıt verildiği anlamına gelmiyor. Geçmişte yaptıkları, ilişkileri, mesleği gibi bilgiler, kişilerin kimliğinin belirleyici unsurları haline gelmişse o unsurların da haberde altının çizilmesi gerekiyor. Ancak o zaman “Kim” sorusuna gerçekten yanıt vermiş oluyoruz.

“Bar kavgası” haberi, hiçbir haberi sıradan görmemek gerektiği yolundaki gazetecilik düsturunun ne kadar doğru olduğunu da bir kez daha kanıtlıyor. Sahada çalışan gazeteciler önüne çıkan her olayın olağanüstü olabileceği, büyük bir haber yakalayabileceği varsayımıyla gitmeli her konunun üzerine. Peşinen küçük görme eğilimi, haberin büyümesinin önündeki en büyük engellerden biridir.