ARA GÜLER’E SAYGI

...

Fotoğrafın efsane ismi Ara Güler’in ölümünün ardından yayımlanan bazı biyografilerde “tam adının Aram Güleryan olduğu” öne sürülüyordu. Hürriyet’in internet sitesinde yer alan iki haberde de bu iddiaya yer verilmişti.

Ara Güler ile konuşup kendisinin anlatımlarına dayanarak yaşamöyküsünü yazan gazeteci Nezih Tavlaş, bu iddiayı yalanlayan bir e-posta gönderdi:

“Ara Bey’in, tam adının Aram Güleryan olduğunun kaynağı maalesef sizin gazete. Bunu yazanlar, 23 Mart 2016’da Hürriyet’in internet sitesine çıkan ‘Fotoğraf sanatçısı Ara Güler kimdir’ haberine dayanıyor. Bu isim meselesi ilk orada çıkmış ama kesinlikle uydurma.

Kitabımda ‘Ara’ adının, ‘Yakışıklı Ara’ olarak da bilinen Ararat Kralı Ara Geghetsik’ten geldiğini, babasının soyadı kanunu çıktığında Güler soyadını seçtiğini yazmıştım. Tam adı Ara Güler’dir. Lütfen bu yanlışı düzeltin”

Tavlaş’ın yazdığını başka kaynaklardan da kontrol ettim; “Aram Güleryan” diye bir bilgi yok. Hürriyet’teki bu “Aram Güleryan” isminin iki yıl önce neye dayanarak yazıldığı da belli değil, kaynak gösterilmemiş.

Bu durumda “Aram Güleryan” iddiasında bulunanlar sağlam kaynak gösterip kanıtlamalı ya da yanlış olduğunu kabul etmeli. Düzeltilmesi ve internetten silinmesi büyük ustaya saygının da gereği...

Film tanıtım gezisi

    “Güney Kore’de Müslüm gösterimi” başlıklı haberi, Hürriyet Ekonomi Müdürü Sefer Levent, Seul’den yazmıştı. Dikkatimi çekti, aynı haber, hem de benzer içerikle Milliyet, Cumhuriyet ve Akşam gazetelerinde de yer alıyordu.

   Milliyet’te Ali Eyüboğlu, filmle ilgili gösterimi anlattığı yazısında , “Güney Koreli CGV Entertainment'in davetlisi olarak bir grup gazeteciyle birlikte Seul'deydik” notu düşmüştü.

    Hürriyet’teki haberde ise “davetle gidildiği” bilgisi yoktu. Yayın İlkeleri’nde “gezinin davet niteliğinde olduğu mutlaka belirtilir” denilmesine rağmen haberde buna yer verilmemesinin nedenini Sefer Levent’e sordum:

     “Seyahat sonrası üç haber yayınladık.21 Ekim’deki ilk haber, davet eden şirketin haberi olduğu için ‘CGV Group'un davetlisi olarak geldiğimiz Seul’de’ ibaresini kullandık.

     23 Ekim'de yayınlanan Müslüm gösterimi haberinde yazdıklarımın büyük bölümü ve izlenimim yayınlanamadı magazin sayfasındaki yer sıkıntısı nedeniyle. Şirketle ilgili herhangi bir boyut bu haberde yer almadı.24 Ekim'de firma yetkililerinden aldığım bilgileri haberleştirdim ve 'Müslüm' filminde öğrencilerin seyirci sayısını denetleyeceğini yazdım.”

    Seul gezisinden yapılan ilk haberde “davet” olduğunun belirtilmesi doğru olmuş. Ama okur, ekonomide çıkan haberi okuyup, iki gün sonra magazin sayfasındaki haberin de “davet” ile yapıldığını anlayamaz. Ardından ekonomi sayfasında yayımlanan “Görevimiz seyirci” haberinin de davetle yapıldığı bağlantısını kuramaz. Bu yüzden bir gün önce verilen bilginin bile ertesi günkü haberde tekrarlanması gerekir.

   Ayrıca davet eden şirket, “Müslüm” filminin dağıtımcısı ve sponsoru. Dolayısıyla “Müslüm gösterimi” ve “Görevimiz seyirci” haberleri de yine o şirketle ilgili. O nedenle “davet” bilgisinin bu iki habere de eklenmesi, okura eksiksiz bilgi verilmesi ve şeffaflık açısından zorunluydu. Böylece okur, gazetecilerin o haberleri filmin tanıtımı için davet edildikleri Seul gezisinden yazdığını öğrenmiş olur, haberi o gözle değerlendirirdi.

   “Müslüm gösterimi” haberinin ikinci eksiği de filmin yapımcısı ile söyleşinin “bir grup gazeteci ile birlikte yapıldığı” bilgisinin verilmemesi. Bu unsur olmayınca özel bir söyleşi gibi görünüyor. Halbuki yapımcının bu sözleri aynı gün üç gazetede daha yayımlandı.

    Maalesef bunlar haber ve yazılarda sık rastlanan eksiklikler…

Faruk BİLDİRİCİ / 28 Ekim 2018

Okurdan kısa kısa

Ayhan Yükseler: Sporda Soldado fotoğrafına yazılan "..yüzde 100'lük gol pozisyonundan faydalanamadı” söylemi biraz abartılı değil mi? Gol kaçtığına göre yüzde yüzlük değilmiş. (22 Ekim)
Eylem Selen: "Star rafinerisine büyük açılış" haberinde bu dev tesisin nerede olduğu ile ilgili tek kelime bilgi yer almıyor. Bu doğru habercilik mi?(20 Ekim)
Not: Haberin mahrecinde İzmir yer almış ama eksik. Rafineri, Aliağa'da.
Mehmet Pehlivan: İnternetteki Cumhurbaşkanının Moldova gezisi ve af tartışmalarıyla ilgili haberlerde “mahşeri vicdan” yazmışşınız. Mahşeri diye bir kelime yok, mahşer var o da kıyamet günü. Arapçadan gelen "Ma'şeri"  sözcüğü ise "topluluğa ait" demek. Cumhurbaşkanı kelimeyi doğru telaffuz ediyor.
Hayati Canlı: İnternetteki “Üç günlük tatil için şimdiden talep patladı” haberinde “destinasyon” kelimesini görünce inanın çıldırdım, Türkçemizin bu kadar yabancılaştırılması çabalarınızı kınıyorum.(21 Ekim)

Yahya Öztürk: Kelebek’in 4. sayfasındaki "Abartılacak bir durum yok " başlığının altında “Didem Soydan Instagram sayfasına erkek arkadaşı erkek arkadaşı” yazılmış. Aynı kelimeler tekrarlanmış. (22 Ekim)
Kaan İpekçioğlu: internetteki "İstinat duvarı çöktü" haberinin giriş cümlelerinde anlatım ve ifade bozukluğu var. (19 Ekim)

Kağan Yılmaz: Hürriyet’in bir GSM şirketiyle birlikte uyguladığı “Kırmızı Çizgi” projesi işlevini yitirdi. Her haber ve köşe yazısında “Cinsiyetçi içerik bulunamadı” uyarısı veriyor. Örneğin Ahmet Hakan’ın 23 Ekim’deki yazısında “adam gibi” ifadesi mevcut ama taramada “cinsiyetçi içerik” sonucu vermiyor.

 Ali Seven: Ünlü kabadayının kızı evleniyor, Hürriyet bunu 14 fotoğrafla “40 yıllık dostluk akrabalığa dönüştü” gibi zoraki bir başlıkla internette 14. sırada yayınlıyor. Bu düğünün kamuoyuyla ne alakası var?(21 Ekim)

Haftanın engellenenleri

       Erişim Sağlayıcıları Birliği’nin bu hafta ilettiği Sulh Ceza Hakimlikleri’nin erişim engelleme kararları şöyle sıralanıyor: ­

     *  Adana 1. Sulh Ceza Hakimliği, 2009 yılında yayımlanan “Çiçekçinin seks şantajına dava” ve “Genel müdüre kasetli şantaj” haberlerine erişimi engelledi.

     * Çeşme Sulh Ceza Hakimliği, 27 Eylül'de yayımlanan "Okulda semaver faciası vücudunda doku kalmadı" haberine erişimi "yargılamanın halen devam ettiği ve haberler nedeniyle zor duruma düştükleri" gerekçesiyle engelledi.

     * İbrahim Saraçoğlu'nun avukatı Osman Can'ın başvurusu üzerine Radikal gazetesi ile 10 sitede 2009 yılında yayımlanan "Esra Ceyhan hidayete erdi" başlıklı habere Bergama Sulh Ceza Hakimliği tarafından erişim engeli getirildi.

     * 2007’de 11 sitede yayımlanan "Rıdvan Dilmen serbest bırakıldı, "Telekulak çetesine operasyon" başlıklı haberlere Onur Tokalakoğlu adlı kişinin başvurusu üzerine İstanbul 6.Sulh Ceza Hakimliği tarafından erişim engeli konuldu.
     * İzmir 3.Sulh Ceza Hakimliği, 15 yıl önce yayımlanan "Eve giren hırsızı karnından vurdu" başlıklı habere erişimi yasakladı.
     * 19 Ekim'de Bursa'da meydana gelen bir trafik kazasıyla ilgili "İki otomobil çarpıştı 1 yaralı" haberine erişim, İnegöl Sulh Ceza Hakimliği tarafından kazaya karışan bir kişinin "kişilik haklarının ihlal edildiği" gerekçesiyle engellendi.

      * Bakırköy 5.Sulh Ceza Hakimliği, Hürriyet ve beş ayrı sitede 2008’de yayımlanan “2 yöneticisi tutuklanan şirket yine ihaleye girdi” ve “Tartışılan tahliyeye dava ve 4 tutuklama” haberleri için “güncelliğini yitirdiği ve kamu yararı olmadığı” gerekçesiyle erişim engeli kararı verdi.

    * İki yıl önce yayımlanan “Adana’daki belediye çete davası” ve “Gizli tanık Bulut: Aytaç Durak kumpas sonucu görevinden alındı” haberlerine Adana 6.Sulh Ceza Hakimliği tarafından erişim engeli konuldu.

     * Mersin 3.Sulh Ceza Hakimliği, “Uyuttular, boğdular, yaktılar” ve “ İdamlık anne çocuklarını kaçırttı” haberleri için erişim engellemesi kararı verdi.

     * Antalya 4.Sulh Ceza Hakimliği, 24 Ekim’de yayımlanan “Öğretmen öğrencilerini taciz iddiasıyla tutuklandı” ve “Antalya’da sapık öğretmen skandalı” haberlerini olayın meydana geldiği okulun yöneticisinin “veli ve öğrencilerin olumsuz etkilendiği” başvurusu üzerine engelledi.

    * Sinem Gedik’in başvurusu üzerine Hürriyet’teki “İntizar’dan aylar sonra paylaşım geldi” haberi ile diğer sitelerdeki 200’ü aşkın habere Beykoz Sulh Ceza Hakimliği tarafından erişim engeli kararı verildi.